PİRHA-Mazgirt Kültür ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Doğan Halis, Dersim’de toprakların ekilip biçilmediğini, insanların üretici pozisyonunu giderek kaybettiğini, nüfusun dışarıya yoğun göç verdiğini ve dışardan da yeni insanların gelip el altından toprak satın aldığını söyledi. Alevi ocaklarının devlet egemenliğinden kurtarılması gerektiğini de vurgulayan Halis, “Kaymakama kuzu keserek cemevi yönetilemez” dedi.
Dersim birçok sorunu olan bir kent. Altyapının, lojistik desteğin ve kente yapılan yatırımların yetersizliği, iş sahalarını daraltıp büyük oranda geri dönüş taleplerine rağmen kentin sağlıklı büyümesini ve gelişme potansiyelini engelliyor. Bu durum işsizliği tetiklerken zaten yoksul olan kentin ve kent halkının ekonomik açmazlarını da çoğaltıyor.
DERSİM: DÖRT DAĞIN İÇİNDE YALNIZ BİR KENT
Karayolları dışında ulaşım olanağı olmayan Dersim’e, sadece Elâzığ ve Erzincan üzerinden kurulabilen mevcut yol bağlantıları hem dışarıya açılma olanaklarını kısıtlıyor hem de ulaşım ve nakliye maliyetlerini çoğaltıyor. Bu durum kentte üretilen tüm ürünlerin girdi maliyetlerini yükselttiği için kent dışındaki pazarlarda fiyat rekabetine olumsuz yansıyor. Elazığ’da yaşanan teknik bir sorun birkaç saatte çözülebiliyorken, Dersim’de bu süre birkaç haftayı bulabiliyor.
Doğal güzellikleri, kendine özgü farklı bir kültürel iklime ve tek Alevi kenti kimliğine sahip olması nedeniyle son yıllarda artan ilgi, altyapı yetersizliği ve plansızlık yüzünden kente gelir sağlamak yerine, doğa daha fazla tahrip oluyor ve asimilasyon ilerliyor, güvenlik odaklı devlet politikaları da kentin dışarıya yansıma şekline zarar veriyor.
Dersim’deki yerel yönetimler, siyasi otoriteler, sivil toplum örgütleri, yöre dernekleri ve kanaat önderleri, bırakın çözüm üretmeyi tüm bu sorunları gündem bile yapmazken, çözümsüz ve çaresiz kalan halkın birlik ve dayanışma inancı günden güne azalıyor, motivasyonu düşüyor, gelecek kaygısı artıyor. Tüm bu nedenlerle Dersim, son yıllarda dışarıya göç veriyor.
Mazgirt Kültür ve Dayanışma Derneği Başkan Yardımcısı Doğan Halis’le bu konuları görüştük. Halis, bu üçüncü bölümde ise
“KÜRT SORUNU ÇÖZÜMSÜZ BIRAKILIYOR, ROJAVA BOMBALANIYOR”
Cumhuriyetin, baştan insansız ve halksız bir Cumhuriyet olarak kurulduğunu belirten Halis, şimdi ki yeni yüzyılın yüzünü kendine döndürme yüzyılı olduğunu ekleyerek şunları anlattı:
“Cumhuriyet evet ama Cumhuriyeti kendimize özel yaratıcı tarzda uygulamak kendi kültürümüzle bunu birleştirmek durumundayız. Peki yeni yüzyılda biz tekrar nasıl ilişkileneceğiz? O tarihten beri gelen Kürt sorunu çözümsüz halde bırakılıyor. Şu anda bunun üzerine operasyonlar başlatılıyor. Bunun üzerinden yerel yönetimleri tekrar almak için savaş politikaları sürdürülüyor. Bunun üzerinden evlere baskın yapılarak insanlar toplanıyor. Bunun üzerinden Rojava gibi bölgede temsil için yerel yönetim oluşturmuş, suyunu, elektriğini, ortamını sağlamış insanları bombalayarak onların altyapısını tahrip ediyorsunuz. Sizin ne işiniz var Suriye’de? Suriye’de niye bunları yapıyorsunuz. İşin garibi iktidarın öne aldığı bu politikalara muhalefetim veya ana muhalefetim diyenler de teşne oluyor. Neredeyse bize niye bilgi vermedin oraya saldırırken, İHA’mız düşerken niye Amerika’dan öğreniyoruz da sizden öğrenemiyoruz deniyor. Serzeniş bu hale geldi. SİHA’nızın, İHA’nızın o bölgede ne işi var denilmiyor.
“KÜRTLER İÇİN DERSİM, VİCDAN SORUMLULUĞUNUN ÖTESİNDE TARİHSEL BİR SORUMLULUKTUR”
Bu ancak Dersim’de derinleşmekle mümkündür, parçalı yapılarla değil. Kürtler için Dersim, vicdan sorumluluğunun ötesinde tarihsel bir sorumluluktur. Çünkü sizin Kürt olup olmamanızla ilgili değil. Burada da yaygın, ‘Biz Aleviyiz, Kürt değiliz. Şuyuz, buyuz, bizim ibadetimiz budur.’ Bunun ötesinde Biz hiç Kürt olmasaydık bile, burası sosyalistlerin bedel ödediği bir yer, tarihsel olarak da önderlerimiz bu bedeli ödemişler. O zaman ben sosyalistlere sesleniyorum. Dersim’in yeni yüzyılı sizin ellerinizdedir. Bu burjuva siyasetlerin arkasından gidilecek yer yoktur.”
“KOMÜNİST PARTİDEN ADAY OLMAKLA DERSİM’E KOMÜNİZM GELMEDİ”
Komünist partiden aday olmakla Dersim’e komünizm gelmediğini, bunun bir yanılsama olduğunu ifade eden Halis, “Bu bir yanılsama. Onlar da biliyor, bizim arkadaşlarımız, dostlarımız. Ama bu, işlerine geliyor gibi yorumluyorlar. Bu anlamlı değil” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni yüzyılda halka gerçekleri söylemeliyiz. Çünkü biz gerçeği söylediğimiz için bedel ödemiş bir toplumuz. Bu bedel nedeniyle ne Osmanlı bizi sevdi ne Cumhuriyet dönemi bizi benimsedi. Oysa biz Cumhuriyeti benimsemiştik. Cumhuriyetle neyimiz vardı? Ama bizim kimliğimizin götürülüp sıkıştırılıp sonra da yok edileceği kimin aklına gelirdi! Şimdi o acının kabulü gerekli. Bu da yeni yüzyılın artık ortak mücadelesinin temeline oturmak zorundadır. Dersim Tertelesi, bir derneğin 100-200 kişi bir araya gelerek anmasıyla olmaz. O anma günlerinde, o acı günlerinde Sanat Sokağı’nda bir etkinlik yapılıyor. Kürsülerde oturup çay-kahve içenler yerlerinden bile kalkmıyor. Bu anlayış devam edemez, kendini sürdüremez. O yüzden yapmamız gereken bu ortak duygunun beslenip geliştirilmesidir. Ancak bu şekilde yol alabiliriz”
“KAYMAKAMA KUZU KESEREK CEMEVİ YÖNETİLEMEZ”
Yeni dönemde Dersim’deki Alevi ocaklarının ve cemevlerinin durumuna da değinen Halis, “Peki ocaklarımız ne olacak? Onları derleyip toparlamayacak mıyız? Devlet egemenliğinden çıkarmayacak mıyız? Hayır çıkarabiliriz. Ama onu ocaklara bırakmak lazım. Onlara ortam hazırlamak lazım. Güvenlik sağlamak lazım. Geçmişte, Hacı Bektaş döneminde nasıl ki, kazanlarıyla bütün bölgenin imece usulü tarım yaparak üretip sonra kazanlarını kaynatarak, Moğol istilasına karşı orada hayat kurmuşlarsa ve Ahilik Kurumu bu imecenin bir başka dönemdeki kooperatifleşmenin bir ürünüyse, biz de pekala burada üretimi destekleyip aynısını yapabiliriz. Mesela Muxundu (Darıkent) Ocak merkezi, güzel ama orası kültür merkezi, orası üretim merkezi, orası cem merkezi, orası ibadet merkezi haline gelmeli ve bunu önderleri yapmalı. Hükümetlerle bağlantılı kaymakama kuzu keserek cemevi yönetilemez. Onların vesayeti altına girmiş bir cemevinin benim açımdan karşılığı yok. Peki bunu bilmiyorlar mı insanlar? Bu durum bizim yarattığımız boşluktan kaynaklanıyor. Başta sol, sosyalist, demokrat, vicdanlı Dersimlilerin ayağa kalkma zamanı. Burada doğru bir hareket, karşılık bulur” diye konuştu.
“DERSİM’DE EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİ BARINMA”
Dersim’deki en büyük sorunlardan birinin barınma olduğunu, kent içinde lüks konutların yapıldığını ama halkın barınabileceği sosyal konutların olmadığının altını çizen Halis, “Barınma sorunu temel bir insan sorunu değil mi? Belediye yapacaksa bunu yapmalı. Belki benim kaynağım yok ama şu projem var. Kamu yapar veya yapmaz ama biz kamuya karşı programımızın arkasında durarak, ortak Dersimi bir program etrafında kamuyu sıkıştırabiliriz. Halkın gücünü toparlarsak, parçalamazsak hangi vali bizim karşımızda durabilir? Çünkü onlar bizim bu parçalı yapımızdan müthiş derecede memnunlar. Onların kaburgaları eriyor” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZI, DERS YERİNE KURAN OKUMAYA GÖTÜRÜYORLAR”
“Kayyumun iradesine karşı hangi irade yetebilir? Bir parti tek başına kayyum iradesine karşı çıkabilir mi” diye soran Halis, “Karşımızdaki devlettir, bir kamu idaresidir. Onun karşısına toplumsal dayanışma temelinde bütün bir güç yığılmazsa kimse başa çıkamaz bunlarla. Çünkü giderek terörize edilmiş, baskıcı, iç dokularımıza nüfuz eden bir devlet anlayışı var. Dincileştirmenin her türlü imkanını kullanmaktan geri durmuyorlar. Okullara imam atama ve arka planda çocuklarımızı okul kapılarından ders yerine Kur’an okutma adı altında dincileştirmeye götürüyorlar. Bütün bu tehlikeler bizi etkiliyor” dedi.
“TOPRAKLARIMIZA SAHİP ÇIKMAZSAK SURİYELİLERİ YERLEŞTİREBİLİRLER”
Suriyelilerin gelişiyle beraber 587 bin çocuk doğduğunu, bu çocukların bu toplumda kalacağını belirten Halis, Dersim’i bekleyen bir tehlikeyi şöyle dile getiriyor:
“Bu çocuklar bu toplumda kalacak. Öyle söylendiği gibi Suriyeliler kolay kolay gitmez. Peki bu insanlar nerede yaşayacak? Bu toprakları biz sahiplenmezsek, ekip içmezsek, bunun daha da öte bir tehlikesi var. Elinizdeki toprakların mülkiyeti sizde olabilir, tapusu elinizde olabilir ama bu toprakları, Maraş’ta olduğu gibi Elazığ Havaalanı’na indirilmiş ve otobüslerle Dersim’e getirilmiş Suriyelilere pekala verebilirler.
Peki onlara düşmanlık temelinde mi yaklaşacağız. Hayır, biz Dersim’e sahip çıkalım. Dersim’i sevmek demek Dersim’in toprağına sahip çıkmak demektir. Sadece yerinde kürsüde durup biz şuyuz, buyuz, Dersim’i seviyoruz demekle değil, somut göstergesi bu toprakların sahiplenilmesidir.
Bu toprakları ekip biçmek zorundayız, sevgi budur. Ekilmemiş toprak cansızdır. Orada canlı yaşıyor. Toprağın içinde bakteriler, solucan var. Bir metreküp toprakta devasa milyonlarca canlı var. Siz onu sürerseniz, o canlılık kalır, değilse canını yitirir.”
“KENTTEN 7 BİN KİŞİ GÖÇ ETTİ VE YERİNE DIŞARIDAN 7 BİN KİŞİ GELDİ”
Dersim’de yakın zamanda 7 binden fazla insanın yurtdışına göç ettiğini ve 7 binin üzerinde insanın da kente geldiğinin altını çizen Halis, “Bu yeni gelenler kim, Allah’ın bir kulu bunların analizini, bir envanterini çıkardı mı? Çünkü buraya kent dışından hem sermaye olarak hem de insan gücü olarak nüfuz ediliyor. Topraklarımızın çoğu kapatılmış, biz sanıyoruz bize ait. İnsanlar üretici olma özelliğini yitirince, el altından satıyorlar. Peri topraklarının çoğu Kovancılar’dan gelenlerin elinde şu an. Çemişkezek, Elâzığ sermayesi de başka bir taraftan geliyor ve biz aslında varız diyoruz ama aslında bir yanımız da sallantılı. Yani artık neyi bekliyoruz? Bu duruma ancak halkın gücüyle, inançlarımızı tazeleyerek, kendi kültürümüze ve topraklarımıza sahip çıkarak karşı koyabiliriz. Bugün bu halkın buna ihtiyacı var. Yeni kuşakları üretici kılmanın yolunu bulmalıyız.
Sonuç olarak aşağıdan, sanki kent yeniden kuruluyormuş edasıyla, kültürel, siyasal dayanışma temelli, bütün bunları Dersim’in geleceği ve hukuku için, suyunu içtiğimiz o ziyaretlerimiz, dua ettiğimiz ağaçlarımız, dağlarımız ve suyumuzun, göllerimizin hatırı için bizim bir birleşme ve adım atma sürecini başlatmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Eyüp HANOĞLU/PİRHA
İLGİLİ HABERLER:
–‘Dersim’e çok yönlü saldırı var; güçlerimizi birleştirmeli, kooperatifçiliği geliştirmeliyiz’-VİDEO
–‘Dersim, sanayi ile kalkınmayacağına göre hizmet sektörü geliştirilmelidir’-VİDEO
Yoruma kapalı.