Alevi Haber Ajansi

‘Toplumsal yüzleşme için 4 Mayıs’ta alanlardayız’-VİDEO

PİRHA- 4 Mayıs Dersim Tertelesi’ne ilişkin PİRHA’ya konuşan Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkez Eş Başkanları Selda Güneş ve Musa Kulu, “Eğer toplumsal bir karşılaşmadan sonra toplumsal bir yüzleşme gerçekleşmezse bu kanama devam edecek. Bizler, artık demokratik bir yurttaş hakkı olarak yüzleşmeyi talep ediyoruz.” ifadelerini kullandılar.

4 Mayıs 1937 yılında Bakanlar Kurulu Dersim’de Tenkil Harekatı kararını almıştı. Bu karardan sonra Dersim’de başlayan katliam 1938 yılına kadar sürmüştü ve 1937-38 Dersim Kürt Alevi katliamı olarak tarihe geçti.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Başkanları Selda Güneş ve Musa Kulu 4 Mayıs Dersim Tertelesi’nin 82. yılına ilişkin Pir Haber Ajansı’na konuştu.

Dersim Katliamı’nın 4 Mayıs 1938 tarihinde yaşanan katliam ile sınırlı olmadığını kaydeden DAD Eş Başkanı Selda Güneş, “Dersim Katliamı uzun vadede yaşanmış bir katliamdır. TBMM’nin kuruluşu ve Şark Islahat Planlaması adı altında Dersim Kanununun çıkarıldığı gün 4 Mayıs’tır. Ancak katliam 4 Mayısla sınırlı bir durum değil. Geçmişten bugüne iktidarlar, varlığını devam ettirebilmek için kendisine benzemeyen tüm unsurları önce vergiye bağlamış daha sonra erkek çocuklarına ve  kadınlara el koymuş. Bir bütün olarak yaşamlarını işgal ederek kendisini ikame etmiş” dedi.

“ACIMIZ İLK GÜNÜN TAZELİĞİ İLE KANAMAYA DEVAM EDİYOR”

İktidarın korkunç, sentetik bir şey olduğunu o yüzden iktidarı nehaq olarak tanımladıklarını belirten Güneş, “Nehaq dediğimiz iktidar Dersim’de önce Hristiyan toplumuna ardından Alevi toplumuna karşı bir jenosite gerçekleştirdi. 4 Mayıs’ta da ulus devleti adı altında tekçi politika adı altında, Emevi İslamlığı adı altında bu katliamlarını taçlandırdı. 4 Mayıs, bu taçlandırmayı kınamak, çoklu yasaya aykırı olan ve tekçiliğin dayatıldığı bu duruma itiraz etmenin günüdür. Acımız ilk günün tazeliğiyle kanamaya devam ediyor. Eğer toplumsal bir karşılaşmadan sonra toplumsal bir yüzleşme gerçekleşmezse bu kanama devam edecek. Bizler, bu yaşananların üzerinden artık demokratik ve bir yurttaş hakkı olarak yüzleşmeyi talep ediyoruz. Ve alanlarda olacağız” şeklinde konuştu.

Asimilasyonlara karşı alanlarda olacaklarını ifade eden Güneş, “Dersim’deyiz, acımızla buradayız. Kardeş topraklarında barış elimizi uzatıyoruz.  İnsan yasası, hak yasası bunu söylüyor. Asıl olan barışmak, birbirini selamlamak. Dersim’de yaşanılanların, arşivlerin açılmasını talep ediyoruz. Cümle canı bizimle birlikte bu hakikat mücadelesinde yanımızda görmeye davet ediyoruz” diye konuştu.

“İKTİDARLAR HER DEVİRDE KENDİSİNE KURBANLAR YARATIR”

Cezaevlerinde tecridin kaldırılması için 177 gündür açlık grevinde olan DTK Eş Başkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in durumuna da değinen Güneş, “İktidar her devir, kendisine kurbanlar yaratır aslında. Bu kurbanları kendisi seçer. İnsanlar, yaşanılanlara dair direnç gösterme hakkına sahiptir. Zulme karşı direnmek de farzdır. Tüm kitabı mukaddeslerde de böyledir. Doğada da böyledir. Dolayısıyla herhangi bir yerde zulüm varsa direnç göstermek en tabii haktır. Şuan devam eden açlık grevleri var. Seçilmiş bir milletvekili ve onunla birlikte pek çok can şuan açlık grevlerinde. Kabul edilebilir bir nokta değil aslında bu. Zaten kendinin belirlemiş olduğu anayasal hakları tanımıyorsun, bir düzen kuruyorsun. Anayasal haklar belirliyorsun. Ama kendi iktidarının devamı için bunları yok hükmünde davranıyorsun. Başta Leyla Güven olmak üzere 7 bin kişi açlık grevinde. İnsani sınırlar aşılmış durumda. Zor zulümat hali halen devam ediyor” dedi.

İktidar beğenmediği her unsuru ötekileştirilerek kendisine bir çatışma alanı olarak lanse ettiğini dile getiren Güneş, “Aslında çok meşru bir talep. İmralı tutsakları olarak ifade ettiğimiz beş can anayasal hakları olan kendi yakınlarıyla, avukatlarla görüşme haklarından men edildi. Seçilmiş bir parlamenter olarak Leyla Güven de buna dikkat çekmek, bu talebin karşılanması için açlık grevine girmiştir.  Leyla Güven şahsında yedi bin tutsağın bu hak arayışını, mücadelesini destekliyoruz. Hak Xızır yardımcıları, yoldaşları olsun” diyerek sözlerini tamamladı.

“DERSİM KATLİAMI TARİHLER BOYUNCA SÜRDÜ”

Dersim Katliamı’nın başlama tarihi herkes tarafından  4 Mayıs 1938 olarak kabul görüldüğünü ancak Dersim Katliamı’nın tarihler boyunca sürdüğüne dikkat çeken DAD Eş Başkanı Musa Kulu, “Dersim Katliamı bütün tarih boyunca süren bir katliamdır. Bu Bizans’ın, Timur’un, Cengizhan’ın, Selçuklu’nun ve Osmanlı’nın istilasında da var. Hiçbir zaman bu coğrafya katliamlardan kurtulmadı. Osmanlı’nın devamı olan Türkiye Cumhuriyeti, iktidar olduğu güne kadar Dersim belki kırıma uğradı, belki öldürüldü. Ama hiçbir zaman hiçbir güç, hiçbir imparator Dersim’de hüküm sürme imkanı bulamadı. Ancak cumhuriyet döneminde 1925 yılında başlayan ve devletin bizzat Kürt coğrafyasına ve Dersim coğrafyasına hakim olma, hükmetme projesi Şark Islahat planıyla başlayan bir gerçeklik var. Ancak Koçgiri’den Şeyh Said’den, Zilan’dan sonra tamamen çıban başı olarak tanımlanan ve Cumhuriyet’in bir askeri müfettişinin Dersim’le ilgili raporunda, ‘Dersim’in toprağı, insanı asi, inancı asi ve kapısı içeriden kilitli bir yer, eğer buraya girilip onları Türk ve Müslüman yapmadığımız sürece orası bizim olamaz.’ Tam da bu zihniyetin devamı olan düşünceyle Dersim Katliamı yaşanmış. Bu sadece bir katliamla kalmamış. Toprağından sökülüp sürgün edilme, ortada kalan çocuklarla, kızları götürüp evlerde hizmetçi yapmışlar. Ve kimliğinden, inancından, her şeyinden koparılarak bilinmez  yok olmuş  bir duruma getirilmiş” diye konuştu.

“DERSİMLİLERİN KÜLTÜRÜNÜ GELECEK NESİLLERE BIRAKMA SORUMLULUĞU VAR”

Dersim Katliamının yaşandığı 4 Mayıs’ta yapılan anmayı unutmamak ve unutturmamak için yaptıklarını vurgulayan Kulu, “Hayatın her alanında her Dersimlinin kendine ait olan inancını, kültürünü yaşaması, unutmaması ve gelecek nesillere bırakması gibi bir sorumluluğu var. Eğer bunu yapamıyorsak devletten daha kötü bir şey yapıp inancımızdan, kültürümüzden, dilimizden, tarihimizden vazgeçiyoruz. Her Dersimlinin aklıyla, vicdanıyla hesaplaşırken ‘Ben kendimden vazgeçtiğim zaman geride kalan kim ve ne’ sorusunu sorması gerekiyor. Biz 4 Mayıs’ta katliamın yaşandığı bir yerde katliamda yaşamını yitirenler için çerağ uyandıracağız “dedi.

“YÜZÜNÜZÜ COĞRAFYANIZA DÖNÜN”

Dersim Demokrasi Güçleri ile beraber 4 Mayıs’ta ortak basın açıklaması gerçekleştireceklerini ve 19.38’de de Seyit Rıza Meydanı’nda mum yakarak anma yapacaklarını belirten Kulu şu çağrıyı yaptı:

“Her çocuğumuzun tarihini, dilini unutmaması ve geleceğe taşıması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bunları hatırlatmak, gelecek nesillere bırakmak gibi bir amacımız var. Kurumsal olarak da sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışıyoruz. İnancımız ve gayretimiz bu yönde. Bizi dinleyen bütün canlara, Dersimlilere hepsine çağrımızdır; yüzünüzü coğrafyanıza dönün, burası Harde Dewreş. Ziyaretgahlarımızın, tarihimizin, köklerimizin olduğu yerdir. Burası dünyanın en güzel yeridir. Burayı yaşamak ve yaşatmak için herkesin vicdani sorumluluğu var. Umarım sesimiz bütün Dersimlilere gider ve onların vicdanında karşılık bulur.  Onları burada bekleyeceğiz. Onlarla beraber bu gerçekliği, bu kutsal topraklarda ortak yaşamı beraber kurmayı düşünüyoruz.”

PİRHA/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak