Alevi Haber Ajansi

Terolar’da kamp kanalizasyonu nehre boşaltılıyor

halk sağlığı tehlikede
AKP iktidarının tepkilere rağmen Terolar’da inşa ettiği kamp, halk sağlığını tehdit ediyor. Kamp kanalizasyonu, çevresinde 20 köy bulunan ve hayvan otlatılan Karaçay nehrine boşaltılıyor. Yüzeyi köpükle kaplanan nehrin çevreyi tehdit ettiğine dikkat çeken Prof. Dr. Üstün, bölgedeki tüm canlıların yaşamlarının tehlikede olduğuna dikkat çekti.

MARAŞ-Bölge halkı ve Alevi örgütlerinin tüm tepkilerine rağmen Maraş’ın Dulkadiroglu ilçesine bağlı Terolar bölgesine AKP iktidarı tarafından konteynır kent inşa edildi. Kampa şimdiye kadar 27 bin kişi yerleştirildi.

Bölge halkı Terolar’da kamp yapılmasına karşı çıkmış, Mart ayında direnişe başlamıştı. Bölge halkı ve Alevi örgütleri, “Kampla ikinci bir Maraş katliamının zeminin hazırlandığını” belirterek, kampın inşasına itiraz etmişti. Direniş sırasında defalarca saldırıya maruz kalan, haklarında dava açılan Terolular, mücadelelerini hukuki olarak da sürdürmüştü.

Kamp inşası tamamlandı, konteynır kente şimdiye kadar 27 bin kişi yerleştirildi. Hedefin 50 bin olduğu belirtiliyor. Kampın çevresinde tümü Alevilerin yaşadığı yaklaşık 20 köy var. Kampın inşa edildiği bölge, köylülerin hayvanlarını otlattığı, tarlaların bulunduğu büyük bir ova. Çevredeki köylerin su kaynağı ise Karaçay nehri. Alt yapısı oluşturulmayan kampın kanalizasyonu Karaçay’a boşaltılıyor.

AKDENİZ: HALK ŞİMDİDE SAĞLIĞINDAN ENDİŞE EDİYOR
Kamp nedeniyle kaygı ve korku duyan Aleviler, henüz yerleşim yerlerini terk etmedi ancak Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Maraş Şube Başkanı Salman Akdeniz, “Hala insanlarımız yerlerini terk etmedi ama çok sürmez. İnsanların yaşam kaygıları şimdi daha da arttı” dedi.

Kampa yakın olan Karaçay nehrine akıtılan kanalizasyon nedeniyle, halk sağlığından endişe ettiklerini belirten Akdeniz, “Böyle giderse 3-5 yılı bulmaz, göç başlar” diye kaydetti.

Kanalizasyonunun akıtıldığı nehirden pis kokular yükseldiğini, yakınından dahi geçilemediğini söyleyen Salman, köylerde daha şimdiden nefes almanın zorlaştığını vurguladı. Nehirden, hayvanların su içtiğini ve tarlaların, bağ ve bahçelerin sulandığını ifade eden Akdeniz, şunları söyledi: “Halk Sağlığı Merkezi, Gıda Tarım İl Müdürlüğü, Orman Bölge Müdürlüğü, Maraş Sütçü İmam Üniversitesi’ne başvuru yaptık. Ayrıca savcılığa başvuru yaparak suç duyurusunda bulunduk. Henüz yanıt alamadık. Ama böyle giderse göçlerin başlaması uzun sürmez.”

ÜSTÜN: BULAŞICI HASTALIKLAR HER AN ORTAYA ÇIKABİLİR
Bölgede küçük çaplı bir inceleme yaptıklarını belirten Prof. Dr. Beyza Üstün, tehlikenin boyutuna dikkat çekti, “Eğer bu tür bir kirlenme yayılırsa köylünün tamamı Hepatit B olabilir. Bulaşıcı ve kalıcı hastalıklar olabilir” şeklinde konuştu.

İl Tarım Müdürlüğü’nden gelenlerin Karaçay’dan aldıkları numunelerden araştırma yaptıklarını kaydeden Üstün, yetkililerin kirliliğin hem insana, tarım arazileri ve yetişen gıdalara zarar verdiğini, insanlar ve tüm canlılar için hayati risk taşıdığını belirttiklerini söyledi.

‘ATIK SU BİSİT KİMYASALLARLA TEMİZLENEMEZ’
Kamptan, Karaçay nehrine atık su deşarjı başladığını vurgulayan Üstün, inceleme için kampa girmek istediklerini ancak engellendiklerini belirtti. Üstün şunları söyledi: “Görevliler, atık suyu kimyasallarla temizlediklerini söylediler. Atık su basit kimyasallarla temizlenecek bir su değil. Yapmaya çalıştıkları etrafa yayılan kokuyu gidermektir sadece. En akla geleni de etkisini biraz düşürecek olan klordur. Ne kadar dozladıklarına, yani kullandıklarına dair ise bir bilgi vermediler.”

‘SU YÜZEYİNDE YARIM METRE KÖPÜKLENME VAR’
Karaçay Nehri’nin etrafında hayvanların serbest dolaştığını, köylülerin, okula giden çocukların buradan geçtiğini söyleyen Üstün, “Dolayısıyla oradaki suya dozlanan kimyasal neyse, atık su ile birlikte dereye ve oradan su içen hayvanlara, çevresindeki tüm canlılara, insanlara etkisini sürdürecek. Daha bugünlerde nefes alamamaya başladıklarına göre bu şu demek; ilerleyen günlerde orada yaşamak dahi çok mümkün olmayacak. Daha şimdiden insanlar ağızlarında maskeyle dolaşıyor. Suda gözle görülen inanılmaz yoğunlukta bir köpüklenme var. Daha şimdiden yarım metre yüksekliğe ulaşmış durumda” şeklinde konuştu.

Kanalizasyon suyunun hastalığa neden olacak yüksek oranda organik madde içerdiğini kaydeden Prof. Dr. Beyza Üstün, “Evsel atığı arıtmak çok mümkün değildir. Ciddi anlamda güçlü bir arıtma gerektirir. Evsel atık herhangi bir suya karışırsa sarılıktan, diğer hastalıklara kadar birçok şey yaratır. Dere ve çevresi göz göre göre yaşanılmaz hale getiriliyor” ifadelerini kullandı.

‘KARAÇAY’IN SONU DA ERGENE GİBİ OLABİLİR’
Trakya’daki Ergene Havzası’nda yaşanan doğa katliamını hatırlatan Üstün, “Ergene’ye atık sular deşarj edildiğinde de uyarmıştık. Şimdi orada yaşam yok. Karaçay ve çevresinde de aynı son yaşanabilir” dedi.

Yetkili kurumlara yapılan başvuruları hatırlatan Üstün, hala yanıt gelmediğini ve geçen sürenin daha büyük riskler getirdiğine dikkat çekti. “Hızla müdahale edilmeli, gerçek bir arıtma tesisi kurulmalı” diyen Üstün şu uyarıyı yaptı: “Şu an 20 bin nüfus yaşıyor, bu 50 bine ulaştığında Karaçay ciddi anlamda bir kanalizasyona dönüşecek.”

‘BU HALKA UYGULANAN BASKININ BİR ARACI’
Halkın DAİŞ çetelerinin yerleştirilmesinden endişe ettiği kampa karşı çıktığını hatırlatan Üstün, “Karaçay’ın etrafındaki yaşamın bitmesi için baskı uygulanıyor. Bu baskılardan biri de sağlık. Başından beri yanlış olan bir şey de ısrar ediliyor. Derhal bu yanlıştan dönülmeli” dedi.

İsminaz Temel – ETHA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak