PİRHA- Türkiye’de tarihi konaklar denilince akla ilk Safranbolu, Beypazarı, Kastamonu gibi yerler gelse de Sivas’ın Divriği ilçesini bu konuda küçümsememek gerekiyor. Kendine özgü mimari dokusunu koruyan Divriği, tarihi konaklarıyla da ilgi çekiyor.
Divriği denince akla ilk gelenlerden birisi tarihi Divriği konakları. Bazıları restore edilip turizme kazandırılmış bu konakların kimisinde tek tük yaşayanlar bile var. Ermeni, Rum ve Türkmen mimarisinin özelliklerini taşıyan konaklar yolu Divriği’ye düşenlerin mutlaka görmesi gereken yerlerin başında geliyor.
Biz de yolumuz Divriği’ye düşmüşken konakları geziyoruz. Dışarıdan heybetiyle göz kamaştıran konaklar içinin genişliği, tarihi dokusu ve güzelliğiyle de göz dolduruyor. Gezerken de İstanbul ve İzmir’den gelen yerli bir turist kafilesine rastlıyoruz. Kafile kültür sanat dergisi olan Magma Dergisi ile Tamzara Turizm’in birlikte organize ettiği Anadolu’ya Sadakat Treni adlı proje kapsamında gelmiş Divriği’ye. İstanbul’dan Ankara’ya oradan da Sivas’a trenle gelen kafilenin Divriği Ulu Cami’sini gezdikten sonraki durağı Divriği konakları oluyor.
ANADOLU’YA SADAKAT TRENİ
Tamzara Turizm seyahat acentesini yöneten Cevdet Oğuz doğa turları alanında uzmanlaşmış bir acente olduklarını belirterek bu gezinin yapılmasının nedenini şöyle anlatıyor:
“Ulusal bir gezi dergisi olan Magma Dergisi’nin bir fikriydi bu. Magma dergisi hem dünyada hem de ağırlıklı olarak Anadolu’daki çeşitli bölgeleri aylık sayısına hem fotoğraf hem de gezi yazıları şeklinde konu ediyor. Geçtiğimiz aylarda Mayıs sayısında Divriği kapağı olan bir Divriği sayısı oldu. Ana kapak Divriği’ydi, ana yazı Divriği şeklindeydi. Çok ilgi gördü. Biz buraya bir gezi düzenleyelim fikri doğdu hemen bu sayıdan sonra. Haziran ayında bu fikri olgunlaştırmaya başladık. Ağustos ayında bu bölgeye gelip bir inceleme gezisi yaparak kesinlik kazandırdık. Bölgedeki bir takım desteklerle özellikle belediye başkanının desteğiyle buraya 120 kişi hedefli bir gezi yaptık. Gezimizin içeriği şuydu, Anadolu’ya Sadakat. Trenle geldik buraya. Gündüz yolculuğu yapmak istedik. Bunun için tren maalesef Ankara’dan kalkıyor. Bunun için Kurtalan Ekspres’ini kullandık. Sabah kalkıştı. Biz geceden İstanbul’dan yola çıktık. Şu an buradayız.”
ANADOLU’NUN BÜYÜK BİR KISMI ÖZGÜN DOKUSUNU KAYBETMİŞ
Bütünsellik anlamında Divriği’nin çok özel ve çok güzel bir yer olduğunu ifade eden Oğuz, Divriği’ye birkaç gün ayırmak ve birkaç kez gelmek gerektiğini söylüyor. Divriği’nin sivil mimarisinin güzelliğine dikkat çeken Oğuz, 30 yıl öncesine kadar Anadolu’nun büyük bir kısmının bu halde olduğunu ancak modern kentleşme ile özgün dokusunu kaydettiğini belirtiyor. “Hepsi birbirine benzeyen dar sokaklar, kaldırım olmayan caddeler ve yüksek apartmanlar, hiçbir dokusu olmayan apartmanlarla doldu ve bütün kimlik kayboldu” diyen Oğuz, Divriği’nin tüm bunlara nispeten hala kimliğini koruduğunu da ekliyor.
TURİZM AÇISINDAN POTANSİYELİ VAR
Nilgün Yoldaş Atila da oğluyla beraber İzmir’den geliyor Divriği’yi görmeye. Divriği’nin beklediği gibi bir yer çıkmadığını söyleyen Atila, “Daha az korunmuş bir yer bekliyordum. Ama turizm açısından da potansiyeli olan bir yer. Eğer doğru kullanılırsa, yok edilmezse, doğru restorasyonlar yapılırsa çok güzel” diyor. Konakların biraz daha yaşanılabilir hale getirilmesi açısından üstünde durulması gerektiğini belirten Atila, özellikle ziyaret edenlere konakların tarihi ve mimari özellikleriyle ilgili bilgi verilmesinin önemine dikkat çekiyor. Konakların mimarisinin önemine işaret eden Atila, sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Ben İzmir’de yaşadığım için oraya göre çok farklı bir mimarisi var Anadolu’daki evlerin konakların özellikle. Onlar hakkında biraz daha teknik detaylara girerlerse daha iyi olur diye düşünüyorum. Biraz rehbere biraz bilgilendirmeye ihtiyacı var. Ama biz turizmin çok vahşi olarak uygulandığı bir bölgede yaşıyoruz Ege ve Akdeniz’de. Bence Anadolu bu açıdan daha avantajlı. Vahşi turizmden çok kültüre ve insana yönelik çalışırlarsa bence Anadolu toprakları daha iyi korunur.”
DİVRİĞİ’NİN KONAKLARI DA KENDİNE HAS
İstanbul’dan gelen Taner Sadın, konakların farklı bir yapısının olduğunu belirtiyor. Divriği’nin kendine ait özellikleri olan bir coğrafya olduğunu söyleyen Sadın, Türkiye’de bilinen Safranbolu, Beypazarı gibi konakların dışında Divirği’nin konaklarının da kendine has güzellikte olduğunu ve gezilip görülmesi gerektiğini ifade ediyor.
Suay ABAK
DİVRİĞİ/SİVAS
Yoruma kapalı.