PİRHA-Tahir Elçi davasında gelinen son aşamaya ilişkin basın bilgilendirme toplantısı yapan Tahir Elçi Vakfı yöneticileri ve avukatları, yargılama sürecinin cezasızlık ile sonuçlandırılmak istendiğini belirterek, maddi gerçeklerin ortaya çıkarılması için mücadeleye devam edeceklerini söylediler.
Tahir Elçi Vakfı yöneticileri ile Elçi ailesinin avukatları, suikaste dair dava dosyasının son durumuna ilişkin İstanbul Beyoğlu’nda basın bilgilendirme toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya Türkan Elçi, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Batman Barosu Başkanı Erkan Şenses, Av. Orhan Kemal Cengiz ile Av. Tuğçe Duygu Köksal da katıldı.
Toplantıda ilk olarak konuşan Türkan Elçi, “Çıktığımız adalet yolculuğunda yarı yolda bırakıldık. Daha yolculuğun başındayken yargıçlar tarafından dosyanın mağdur tarafı olduğumuz halde, suçlu muamelesi gördük. Yargı, bizim düşündüğümüz kadar toplumu ve barışı düşünmüyor. Cezasızlık ile karşılaşacağımızı, yargılananların usulen yargılandığını şu an daha çok hissediyoruz” dedi.
“DAHA İLK ANDA SANIK MUAMELESİ GÖRDÜK”
“Çıktığımız adalet yolculuğunda yarı yolda bırakılacağımızı bilmiyor muyduk?” diyen Türkan Elçi, avukat olarak ön yargıdan uzak, umutlu olmak gerektiğini belirtti. Elçi, “Böyle olacağını biliyorduk ama umutlanmayı daha çok tercih ediyorsunuz. O umudu hissedemezseniz eğer yolculuğa başlayamazsınız. Daha ilk anda sanık muamelesi gördük. Salondan atıldık. Cezasızlık ile karşılaşacağımızı, yargılananların usulen yargılandığını daha çok hissediyoruz. Taleplerimiz kabul edilmedi. Tahir Elçi son anına kadar şiddet dilini öteleyen insan hakları savunucusuydu. Yargının bizim kadar toplumu ve barışı düşündüğü yok” ifadelerini kullandı.
“ORTAÇAĞ ZİHNİYETİ İLE YOL KAT EDEMEYECEĞİZ”
Elçi, yargılama sürecinde hissettiklerini ise şöyle anlattı:
“Mahkeme heyetine baktığımda kendimi 21. yüzyılda hissetmedim. Ortaçağdaymışım gibiydi. Sanki bir engizisyon mahkemesindeydim. Daha ilk duruşmada hissettim bunu. Ortaçağ zihniyeti ile yol kat edemeyeceğimizi bugün görüyoruz. Avukatlarımızın hiçbir çabası karşılık görmüyor. Taleplerimiz kabul edilmiyor. Bu saatten sonra böyle yürümeyecektir. Bu dosya en mühim dosyalardan biridir. Türk hukuk sistemi tarihine kara bir leke olarak geçeceğine inanıyoruz. Umut verici değerlendirmeler yapmak isterdim ama durum bu.”
“BİZE VERİLEN FİGÜRANLIK ROLÜNÜ KABUL ETMEYECEĞİZ”
Dava avukatlarından Orhan Kemal Cengiz ise Tahir Elçi’nin hedefe koyulma sürecini hatırlatarak, şu ifadeleri kullandı:
“İki senedir yargılama yapılıyormuş gibi davranılıyor. Bizden de buna ayak uydurmamızı istiyorlar. Tahir Elçi’yi vuran karanlık bir el vardı evet. Fakat sadece o el ile uğraşmamızı, arkasındakileri araştırmamamızı istiyorlar. Bize verilen figüranlık rolünü kabul etmeyeceğiz. Biz Tahir Elçi’nin avukatlarıyız. Tahir’i tek bir cümlesi nedeniyle hedefe koydular Hrant Dink gibi. Tahir öldürülmeden bir gün önce başlayan çatışma ve sonrasında yaşananlar ortada. Bütün bunlara rağmen yaşananların tesadüf olduğuna inanmamızı istiyorlar.
Aylarca oradaki deliller toplanmadı. Üç buçuk ay sonra olay yeri incelemesi yaptılar. Kamera kayıtlarında kesintiler var. Biz en başından beri maddi gerçeğe ulaşmaya çalışıyoruz. Tahir hakkında dokuz günde iddianame hazırlayanlar, bu dosyada iddianame hazırlamaları dört buçuk yıl sürdü. Faili meçhullerin avukatının cinayetini faili meçhul bırakmak istiyorlar. Kabul etmiyoruz.”
“DAVUTOĞLU’NDAN TANIKLIK YAPMASINI BEKLİYORUZ”
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren davanın en başından itibaren etkisiz ve isteksiz yürütüldüğünü belirtti. Dosyada hiçbir şüphelinin olmadığını kaydeden Eren, “Kameraların, istihbaratçıların olduğu yerde bir baro başkanı katledildi. Öldürülen iki polis memuru için bir dava açılmadı. Tahir Elçi ile aynı davaya konu edildi. İki olayı birleştirdiler. Cinayeti örgüt mensuplarına yüklemeye çalıştılar. Savcılar, tehdit ve vaatlerle yalancı tanıklık yaptırmaya çalıştı.
O dönem Başbakan olan Ahmet Davutoğlu konuya ilişkin Diyarbakır’da “siyasi suikast” dedi. Davutoğlu’nun mahkemede dinlenmesini istedik. Talebimiz kabul edilmedi. Davutoğlu’ndan tanık olarak mahkemeye katılmasını ya da basın aracılığıyla açıklama yapmasını bekliyoruz. Salt yargılama ile maddi gerçeğin ortaya çıkarılacağını düşünmüyoruz. Siyasi iradenin ortaya çıkması lazım” dedi.
NE OLMUŞTU?
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetin üzerinden yedi yıl geçti. Dört Ayaklı Minarenin tahrip olmaması ve çatışmalı sürecin sona ermesi için Diyarbakır Barosunun düzenlediği Basın toplantısı sırasında öldürülen Tahir Elçi cinayetinin soruşturması dört yıl altı ay sürdü. Tahir Elçi’nin ailesi, Tahir Elçi Vakfı, Diyarbakır Barosu, Elçi ailesinin avukatlarının gösterdiği çabalarla soruşturma tamamlandı. Halen firari olan bir sanığın “devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak”, “kasten ve olası kastla öldürme”, 3 polisin ise “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme” suçundan yargılandığı dava 21 Ekim 2020’de Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde başlayabildi. Davanın dördüncü duruşması 12 Ocak 2022’de görüldü. Bir sonraki duruşma ise 15 Haziran 2022 tarihinde görülecek.
PİRHA/ İSTANBUL
Yoruma kapalı.