Alevi Haber Ajansi

Suriyeli gazeteci Hanadi İbrahim: Aleviler Suriye’deki soykırıma karşı birleşmeli!

PİRHA- Suriyeli gazeteci Hanadi İbrahim, Suriye’de Alevilere yönelik saldırıların 2011 yılında başladığını ve günümüze kadar sistematikleştirildiğini söyledi. İbrahim, Alevi soykırımına karşı birleşme çağrısı yaparak, “Dünya çapında Alevi toplumunun tamamının birleşmesi gerekiyor. Her nerede olursak olalım, tüm tekfirci organizasyonlarla mücadele edebilecek küresel bir yapı kurmalı ve birbirimizle dayanışma içinde olmalıyız” dedi.

HTŞ’ye bağlı grupların, Türkiye destekli SMO ve IŞİD’in Alevilere dönük saldırılarında binlerce insan katledildi, binlercesi ise darp, yaralanma, kaçırılma, açlık ve zorunlu göçle karşı karşıya.

Suriye’de Alevilerin maruz kaldığı şiddet olaylarının yeni olmadığını söyleyen Suriyeli gazeteci Hanadi İbrahim, süreci PİRHA için değerlendirdi.

“ALEVİLERE YÖNELİK İLK KATLİAM 2012’DE BAŞLADI”

Suriye resmi televizyonunda televizyon ve radyo programları yapımcısı olarak 13 yıldan fazla gazetecilik yapan Hanadi İbrahim, bölgede yaşanan gelişmelerin merkezinde olan bir isim.

Alevilerin Suriye’de maruz kaldığı zulmün 2011 yılında başladığı belirten İbrahim, “Zulüm, ölüm ve kaos hikâyesi 2011 yılında “Arap Baharı” adı altında başladı. Ancak zamanla anlaşıldı ki bu, Suriye toplumunu hedef alan ve onu parçalamayı amaçlayan büyük bir plandı. Ülke genelinde kaos olayları yayılmaya başladı ve nihayetinde terör örgütü DEAŞ (IŞİD) sahneye çıkarak saldırılarını gerçekleştirdi” dedi.

IŞİD’in ortadan kaldırılmasının ardından, AKP hükümetinin desteklediği başka bir cihatçı örgütün ortaya çıktığını ve bu örgütün Alevilere yönelik ilk katliamı başlattığını söyleyen Hanadi İbrahim, “AKP hükümetinin bu örgütü desteklediği istihbarat belgeleri ve resmi evraklarla da doğrulandı. Alevi mezhebine yönelik ilk katliam, 11 Aralık 2012 tarihinde Hama vilayetinin Akrab köyünde gerçekleşti. Alevilerin çoğunlukta yaşadığı bu köyde, tekfirci grupların gerçekleştirdiği saldırıda 125 ila 200 kişinin hayatını kaybettiği veya yaralandığı bildirildi” sözlerini kullandı.

“ALEVİLERİN SIĞINDIĞI BİNA BOMBALANDI”

Hanadi İbrahim, Arap Baharı’nın ardından Alevilere yönelik şiddet ve katliam olaylarına dair şunları anlattı:

“Radikal gruplar, aralarında sivillerin ve hükümet yanlısı bazı silahlı kişilerin bulunduğu yüzlerce Alevi’nin sığındığı bir binaya bomba attı. O dönemde köyde şiddetli çatışmalar sürerken, bu insanlar güvenlik amacıyla oraya sığınmışlardı. Ancak saldırı, büyük bir katliama yol açtı ve Suriye’de mezhep temelli şiddetin başlangıç noktalarından biri oldu.

Ağustos 2013’ün başlarında Lazkiye’ye düzenlenen saldırıda, bazı insan hakları örgütlerine göre terörist ve tekfirci gruplar en az 190 sivili katletti. Bu saldırılar, Alevi köylerini hedef aldı ve kurbanlar arasında en az 67 sivilin “yasadışı bir şekilde” öldürüldüğü veya infaz edildiği rapor edildi. 10 Eylül 2013’te, cihadist gruplar Humus vilayetindeki Alevi köyü Mekser el-Hısan’a saldırdı. Saldırı sonucunda, aralarında kadınlar, çocuklar ve yaşlıların da bulunduğu 22 sivil hayatını kaybetti. Ölenler arasında 16 Alevi ve 6 Arap Bedevisi bulunuyordu. Cihadist gruplar daha sonra, Mekser el-Hısan da dahil olmak üzere üç Alevi köyünde toplam 30 sivili öldürdüklerini kabul ettiler. Bu olay, Alevi sivillere yönelik sistematik saldırıların bir parçası olarak kayıtlara geçti.

MEZHEP TEMELLİ SALDIRILARIN SIKLAŞMASI

19 Eylül 2013’te, terörist grupların Humus vilayetindeki bir köye yönelik bombardımanı sonucunda 14 ila 19 Alevi sivil hayatını kaybetti. Saldırı, yolcu taşıyan bir veya iki otobüsün üzerine roketlerin düşmesiyle gerçekleşti. Bu olay, Suriye’deki çatışmalarda sivillerin doğrudan hedef alındığını ve mezhep temelli saldırıların devam ettiğini bir kez daha gösterdi.

11 Aralık 2013’te, Cebhe İslamiye ve Nusra Cephesi’ne bağlı savaşçılar, Şam’ın kuzeydoğusundaki Adra kasabasındaki sanayi bölgesine sızarak yerleşim alanlarına saldırdı. Bu gruplar, Aleviler, Hristiyanlar ve Şiilere yönelik, görünüşe göre ‘mezhebi bir hedefleme’ gerçekleştirdi. Bazı kişilere ateş açılırken, diğerlerinin başları kesildi. Toplamda, 19 ila 40 arasında sivil, mezhep temelli saldırılar sonucu katledildi.

“ALEVİLER HEDEFE KONULDU”

Ayrıca, hükümete bağlı milislerden 18 kişi öldü, bunlar arasında Filistin Kurtuluş Ordusu’ndan beş üye de vardı. Öte yandan, birçok Cebhe İslamiye militanı, bir Alevi adamın kendisi ve ailesiyle birlikte kendilerini öldürmeye çalışan saldırganları patlatması sonucu hayatını kaybetti. 9 Şubat 2014’te, tekfirci Cund al-Aksa grubu, Hama vilayetindeki Alevi köyü Ma’an’a saldırarak 21 sivili katletti. Bu ölenlerin 10’u aynı aileye aitti. Bu saldırı, mezhep temelli şiddetin bir diğer örneğini oluşturdu.

12 Mayıs 2014’te, Nusra Cephesi ve Ahrar el-Şam grupları, Hama vilayetindeki Alevi köyü Zarah’a saldırarak en az 19 sivili katletti. Ayrıca, 100’ün üzerinde kişi kayboldu ve kaçırıldığı bildirildi. Suriye Kızılayı’nın yaptığı müzakereler sonrasında, 25 Mayıs’ta köyden 42 sivilin cesedi çıkarıldı. Bu saldırı, mezhep temelli şiddetin devam ettiğini ve sivillere yönelik hedefli katliamların sürdüğünü gösterdi.

25 Nisan 2015’te, Suriye ordusunun kontrol noktasındaki unsurların geri çekilmesinin ardından, silahlı kişiler, İdlib ilinin Cisir eş-Şuğur şehrinin güneyindeki Alevi nüfusun yoğun olduğu İştebrak köyüne sızmayı başardılar. Görgü tanıklarına göre, silahlılar, Cisir eş-Şuğur şehri üzerinden Haluz yolu ve Sermene ile Ganiye kasabalarından gelen yollarla köye yöneldiler ve köyü yukarıdan gören dağlardan da inmeye başladılar. Kaybolanlar ve şehitler dahil olmak üzere, ölü sayısı 200’ü geçti, 68’den fazla ölü, bunlar arasında 15 çocuk da bulunuyor, geri kalanların akıbeti ise hâlâ bilinmemektedir. Bu katliamlar, Türkiye tarafından toplanıp askeri eğitim verilen ve ardından Suriye’ye gönderilen Özbek, Çeçen, Uygur, Belaruslu ve farklı milletlerden gelen silahlı gruplar tarafından gerçekleştirildi.

“ALEVİLERİN TARİHİ ACI OLAYLARLA DOLU”

Alevi toplumunun geçmişten bugüne tarihinde acı dolu olaylar var. Mesela, babamın tarafından dedem ve nenem bize Fransız işgali zamanında Alevilere yönelik zulüm hakkında nasıl konuştuklarını hatırlıyorum. Cihadistler Ayrıca, kıyafetlerine, eşek kuyruğu gibi kuyruklar takıp, halka bağırarak “Bakın, bu Alevi’nin eşek kuyruğu var!” derlerdi. Kadınlara da tacizde bulunurlar, çünkü inançlarına göre Alevi kadınına taciz etmek, onları cennete götürecek bir şeydi.”

Şu anda HTŞ’ye bağlı cihatçı çetelerin yaptığı katliamlarda yaşamını yitirenlerin listesinin çok uzun olduğunu söyleyen Hanadi İbrahim, birçok ailenin yok edildiğini kaydetti.

Son olarak, dünya çapında Alevi toplumunun tamamının birleşmesi gerektiğine vurgu yapan Hanadi İbrahim, “Her nerede olursak olalım, tüm tekfirci organizasyonlarla mücadele edebilecek küresel bir yapı kurmalıyız. Dün, Lahey Mahkemesi önünde bazı Alevi ailelerinin mağduriyetlerine dikkat çekmek için bir gösteri yapıldı, ancak orada bazı aşırıcılardan saldırıya uğradılar. Neyse ki polis müdahale ederek durumu kurtardı. Bu nedenle, birbirimizle dayanışma içinde olmalıyız” dedi.

Elif TABAK-Fatoş SARIKAYA/İNGİLTERE

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.