PİRHA- Suriye’nin kıyı kentlerinde Alevilere dönük katliamın son bulması için çağrıda bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Türkiye başta olmak üzere HTŞ ile görüşme sağlayan bütün devletlerin , herkesin etkin bir biçimde müdahale etmeliler” derken, siyasetçi Sebahat Tuncel ise, “Gerçekten çok korkunç görüntüler yansıyor. Bu ne insan hakları nede vicdan açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Bu konuda dünya halklarının buna güçlü ses çıkarması gerekiyor” diye konuştu.
Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus’ta Alevilerin hedef alındığı saldırıların son iki günde tırmanışa geçti. Çoğunluğu sivil olmak üzere 300’den fazla kişinin hayatını kaybettiği ve yüzlercesinin de HTŞ tarafından bilinmeyen merkezlerde alıkonulduğu belirtiliyor.
İstanbul Kadıköy’de 8 Mart Kadın Platformu’nun öncülüğünde gerçekleştirilen ‘Büyük Kadın Buluşması’nda konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, siyasetçi Sebahat Tuncel ve HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Türkiye’den Ortadoğu’ya ve Avrupa’ya alana çıkan kadınların soykırımların son bulması ve halkların barış içerisinde yaşayabilmesi için mücadele ettiklerini ifade ettiler.
HATİMOĞULLARI: YAŞAM HAKKIMIZI İSTİYORUZ
8 Mart’ta tüm alanlarda kadınların ‘yaşam hakkımızı istiyoruz’ mesajı verdiğini söyleyen DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “8 Mart kadınlar için önemli bir direniş alanı. 8 Mart’ta alandan verdiğimiz mesaj yaşam hakkımızı istiyoruz. Her gün kadın cinayetlerine kurban edilmek istemiyoruz. Katledilen kadınların failleri olan erkeklerin cezasızlık ile karşılaştığını görebiliyoruz. Yargının erkek akılla verdiği kararlarla katliamlara teşvik ediliyor. Bunu kabul etmiyoruz. Çok acil bir biçimde İstanbul Sözleşmesi’ne dönmemiz gerekiyor. 6284 sayılı kanunun kaldırılmasını kabul etmiyoruz. Tam tersi bu yasanın daha etkili bir biçimde uygulanmasını gerektiğini söylüyoruz” dedi.
“SURİYE’DEKİ ALEVİ KATLİAMI SON BULMALI”
Hatimoğulları, Suriye’de Alevilere yönelik katliamın sol bulmasına yönelik uluslararası güçlere etkin müdahale çağrısı yaparak, “Türkiye ve Suriye’de devam eden çatışmaların, şiddetin bir an önce son bulması istiyoruz. Bu anlamda Sayın Öcalan’ın yaptığı ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı çok önemli bir yerde duruyor. Bu çağrının Ortadoğu, Türkiye ve Avrupa’daki 8 Mart alanlarında da sahiplenildiğini görüyoruz. Lazkiye ve çevresinde Arap Aleviler canice katledildi. 250 kişinin üzerinden insanın katledildiği belirtiliyor. HTŞ yönetimi ve ortaklar kendi dışında herkesi kafir görerek bu katliamı gerçekleştiriyorlar. Bu katliamı şiddetle kınıyoruz, asla kabul etmiyoruz. Suriye’de devam eden Alevi soykırımı bir an önce son bulmalıdır. Biz kadınlar 8 Mart alanlarından Alevi yurttaşlarla bir kez daha dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtiyoruz. Türkiye başta olmak üzere HTŞ ile görüşme sağlayan bütün devletlerin herkesin etkin bir biçimde müdahale etmeliler. Tarihin bu kara sayfalarına yazılan bu dramı kabul etmiyoruz” diye konuştu.
TUNCEL: KADINLAR BARIŞIN İNŞASI İÇİN AKTİF ÇALIŞIYOR
Siyasetçi Sebahat Tuncel ise, Alevilere yönelik katliama dair toplumsal dinamiklerin ses çıkarması gerektiğini belirterek, “Dünyanın her yerinde kadınlar 8 Mart’ı alanlarda kutluyor, ama kutlayamayanlar da var. Suriye’de yaşanan savaş ve çatışma nedeniyle Suriye’deki Aleviler 8 Mart’ı kutlayamıyor. Gerçekten çok korkunç görüntüler yansıyor. Bu ne insan hakları nede vicdan açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Bu konuda dünya halklarının buna güçlü ses çıkarması gerekiyor. Ortadoğu halklarının demokratik barışçıl bir süreç içerisinde yaşaması için herkese rol düşüyor. Bu insanlığa karşı işlenen suçlara dur demek gerekiyor. Bu saldırı Alevilerin bütününedir. Bir yanda kadınlar Ortadoğu halkalarının barış içerisinde yaşaması için mücadele ediyor. 27 Şubat’taki çağrı sadece Kürt-Türk barışı açısından değil Araplar ve Aleviler açısından da önemli. Biz kadınlar bu sorumluluğu üstlendik ve barışın inşası için aktif çalışacağız” ifadelerini kullandı.
BEŞTAŞ:KADINLAR YASAĞI TANIMADILAR, TAKSİM’İ DOLDURACAKLAR
Taksim’de düzenlenen feminist gece yürüyüşünün yasaklanmasına eleştiren Halkların Demokratik Kongresi Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da, “Bugün büyük bir coşkuyla ve özgürlük tutkusuyla kutlanıyor. Aslında alanlardan görüleceği gibi barış talebinin ne kadar güçlü olduğunu alanlardan görmek mümkün. Bizim özgürlük tutkumuzu hiçbir güç bastıramaz. Türkiye’de kadınlara yönelik bir kırımın acımasızca devam ettiğini biliyoruz. Kadın bütün farklılıkların eridiği bir kimliktir. Kadın olmak en öncelikli kimliğimiz. Taksim’in kadınlara kapatılması kabul edilemez. Kadınların sesinden, soluğundan taleplerinden büyük bir korku var. Yasakçı zihniyet ile demokrasi ve barış bir arada olamaz. Kadınlar bu yasakları tanımadılar ve on binler o alanı dolduracak” şeklinde konuştu.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.