PİRHA- Suriye’de Alevilere yönelik katliama ilişkin Ankara’da Meclis önünde açıklama yapıldı. Yapılan konuşmalarda, uluslararı güçlerin ve iktidarın katliama sessiz kaldığı belirtilerek, “Aleviler üzerindeki soykırım bir an önce durdurulmalıdır. Yayladağ’da insani yardım koridoru oluşturulmalıdır. Bölgeye yönelik insani yardım akışının güçlendirilmesi için uluslararası kuruluşların sahaya gidişi hızlandırılımalıdır” denildi.
Suriye’de Alevi bölgelerine yönelik saldırılar ve son günlerde artan katliam haberleri, Ankara’da protesto edildi. Hatay, Adana, Mersin ve Ankara’da Alevi kurumlarının Meclis Çankaya Kapısı önünde yapılmak istenen açıklama polis engeline takıldı.
“Suriye’de insanlık katlediliyor”, “Alevi halkı yalnız değildir” sloganlarının atıldığı eyleme DEM Partili ve CHP’li milletvekilleri destek verdi.
Kurumlar adına konuşan Sabahat Aslan, Suriye’de devam eden soykırıma tepki göstermek için bir araya geldiklerini belirterek, “AKP hükümeti derhal bu soykırıma son vermek için harekete geçmelidir” dedi.
“İKTİDAR BU KATLİAMLARI DURDURMASI İÇİN HAREKETE GEÇSİN”
Gazeteci Musa Özuğurlu, Suriye’de bir yılsan bu yana sistematik bir katliam yapıldığını ifade ederek, “Uzun zamandır Alevilere yönelik olarak, Alevilerin bütün yaşam haklarının yok edilmesine yönelik bir baskı sözkonusu. Doğrudan katledilen, kaçırılan, köleleştirilen Alevi kadınlar var. Alevilerin devlet kurumlarından uzaklaştırılmaları, ekonomik olarak baskılanması söz konusu. Aleviler varlık, yokluk savaşı veriliyor. Türkiye ve dünyadaki basın bu süreci işlemiyor. Bir sessizlik hakim. Bu sessizliğin kırılması lazım” diye konuştu.
Suriye’de Aleviler rejimin askeri olmadığının altını çizen Musa Özuğurlu, “Yalan haberlerle Alevilere saldırı meşrulaştırılıyor. Felsefeleri gereği barış içinde yaşamış ve yaşatmış olan Aleviler büyük baskı ve yok olmayla karşı karşıya. İktidar Suriye’de ne yaşanıyor çok iyi biliyor. Hakan Fidan Colani’nin ne yaptığını çok iyi biliyor. İktidarın Suriye’deki Colani’ye nasıl hakim olduğunu da biliyoruz. Eğer ikitdar isterse Suriye’deki katliamı bir telefonla durdurabilir. Çağrımızdır iktidar bu katliamları durdurması için harekete geçsin. Suriye’yi iyi günler beklemiyor. Bu sorunun Türkiye’ye taşınma gibi bir risk var” ifadelerine yer verdi.
“KATLİAMLARINIZLA YOK OLMAYACAĞIZ, DRİENECEĞİZ”
Gazeteci Güven Boğa da, kardeşlik sofrasında büyüdüklerini vurgulayarak, “Lokmamızı bölüşerek büyüdük. Bizi hep sınadılar, yok etmek istediler. İnancımız gereği ötekiydik. Ve şimdi Suriye’de o kadim acının kapısı çalınıyor. Yok edilmek isteniyoruz. Biz barışçıl bir halkız. Yüzlerce yıldır kılıcınız üzerimizde ekisk olmadı. Ama bizler her seferind ezeytin dallarımızı toprağa dikerek, barışın türkülerini söyledik. Biz Arap Alevileri olarak inancımızla yaşamak istiyoruz. Katliamlarınızla yok olmayacağız, drieneceğiz” diye belirtti.
AHAD-Der Başkanı Hamit Karaoğullarından da ortak açıklamayı okudu. Hamit Karaoğullarından, Meclis önünden seslendiklerini vurgulayarak, “Alevilere yönelik sistemitik şiddet gizlenemez” dedi.
“HALKLARIN ORTAK DİRENİŞİNİ BÜYÜTMELİYİZ”
Hamit Karaoğullarında, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Suriye’de Alevilere yönelik sistematik bir soykırıma dönüşmüştür. Yüzyıllardır farklı inançların bir arada yaşadığı Suriye’de Alevilere yönelik katliamlar uluslararası toplum için alarm niteliği taşımaktadır. Sessizlik kabul edilemez. Dünya kamuoyunun, devletlerin ve uluslararsı kuruluşların Suriye’de yaşananlara kayıtsız kalmaması, sürece müdahale etmesi ve adımlar atması hayati bir zorunluluktur.
Kadınlara ve çocuklara yöenlik şiddet artıyor. Bu saldırılar bölgeyi kontrol eden Suriye rejimi ve ona bağlı gruplar tarafından gerçekleştirilmektedir. Kadınların bedenlerinin savaş aracı haline getirilmesi, çocukların korunaksız bırakılması, direnenlerin katledilmesi uluslararası hukukun en temel ilkelerinin ihlalidir. Mağdurlar korunmalı, failler yargılanmalıdır.
Halklar tüm bunlara karşı direnmektedir. Bz biliyoruz ki gerçek güç halkların kendi yaşamına sahip çıkmasıdır. Emperyalist planların, mezhepçi örgütlenmelerin karşısında halkların birleşik direnişi en güçlü engeldir. Özgürlüğün ise dış güçlerin lütfuyla değil, halkların kendi elleriyle kurduğu gelecekle mümkün olduğu açıktır. Bugün görev nettir. Halkların ortak direnişini büyütmek, her türlü gerici kuşatmayı boşa çıkartmak ve coğrafyayı eşitliğe, dayanışmaya yeniden kavuşturmaktır.
Tüm tehdit edilen hakların yanındayız. Dürzilerin, Hristiyanların, seküler müslümanların, Kürtlerin yanındayız. Taleplerimiz nettir. Aleviler üzerindeki soykırım bir an önce durdurulmalıdır.Yayladağ’da insani yardım koridoru oluşturulmalıdır. Bu konuda Meclis’e görev ve sorumluluk düşmektedir. Bölgeye yönelik insani yardım akışının güçlendirilmesi için uluslararası kuruluşların sahaya gidişi hızlandırılımalıdır. Suriye’nin geleceğine ilişkin siyasi süreçlerde tüm halkların ve inançların temsil edilmesi ve karar mekanizmalarında söz hakkı güvence altına alınmalıdır.”
“MECLİS’TE BİR KOMİSYON KURUP, SURİYE’YE GİDİLMELİDİR”
CHP Hayat Milletvekili Servet Mullaoğlu katliama sessiz kalınmaması çağrısında bulunurken, DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat Alevilere yönelik katliamların tarih boyunca sürdüğünü vurgulayarak, “Colani’yi saraylarda karşılayanlar bu katlimadan sorumludur. Alevi toplumuna karşı yapılan bu katliama iktidar sessiz kalmamalıdır. İktidarın sessizliğini kınıyoruz. Bu mu kardeşlik? Suriye’deki katliama dur demeliyiz. Meclis’te bir komisyon kurup, Suriye’ye gidilmelidir. Türkiye’nin her yerinde her bir canımızın yüreği yanıyor. Bütün halkları Suriye’deki katliama sessiz kalmamaya çağıryorum” dedi.
Ayrıntılar gelecek…
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.