PİRHA-Suriye İnsan Hakları Ağı (Association for Human Rights in Syria ), Humus’ta Alevileri, Hristiyanları ve Ermenileri hedef alan şiddet saldırılarına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada saldırganların Beni Halid aşireti mensubu kişiler olduğunu ve 23 Kasım 2025 tarihinde Alevilerin çoğunlukta olduğu El Muhacirin semtine saldırdığını açıkladı.
Açıklamada “Ağır silahlı saldırganlar, savunmasız Alevileri, Hristiyanları ve Ermenileri hedef alan kundaklama, vandalizm ve ayrım gözetmeksizin ateş açma eylemleri gerçekleştirdi” denildi Saldırganların, Alevilerin çoğunlukta olduğu mahallelere yoğunlaşırken, Alevi, Hristiyan ve Ermenilerin karışık olarak yaşadığı El-Firduss ve Bab el-Dreyb mahallelerini de hedef aldığını aktardı.
Açıklamada, saldırganların suç eylemlerini “El-Faza’a” (Bedevi dilinde diğer aşiretleri düşmana karşı savaşa katılmaya çağıran bir terim) slogan ve pankartları altında gerçekleştirdiği belirtildi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin raporuna göre, saldırganlar evleri, araçları ve dükkanları hedef aldı ve ayrım gözetmeksizin ateş açtı. Gözlemevi ayrıca onlarca kişinin yaralandığını bildirirken, Suriye ve Diaspora Yüksek Alevi İslam Konseyi en az iki kişinin öldüğünü ve 10 kişinin yaralandığını açıkladı.
Açıklamada, Hawar Haber Ajansı’nın yayımladığı videoları da hatırlatarak, “Şok edici videolar, silahlı adamların saldırıya hazırlandığını, sivillere ayrım gözetmeksizin ateş açtığını ve onlarca araba ve motosikletin Humus’taki mahallelere ‘El-Faza’a’ pankartları taşıyarak silahlı adamları taşıdığını gösteriyor” bilgisini paylaştı. Açıklamada, Suriye Geçici Hükümeti güçlerinden bir adamın, yanında yanan birkaç araba dururken evlerine sığınan insanlara dışarı çıkmaları için seslendiği de belirtildi.
İnsan hakları ağı, saldırının Alevileri ve diğer azınlık topluluklarını yerinden etmeyi, mallarına el koymayı ve ürünlerini yakmayı amaçlayan günlük saldırıların yaşandığı bir ortamda gerçekleştiğine dikkat çekti. “Bunlar, Mart 2025 başlarında kıyı bölgesinde binlerce Alevi’nin ölümüne yol açan soykırım saldırısı bağlamında da değerlendirilmelidir” denildi.
Suriye İnsan Hakları Topluluğu, mevcut rejimin devam eden saldırılardan ve artan organize şiddetten sorumlu olduğunu vurguladı: “Hem saldırılara katılmak nedeniyle doğrudan hem de hedef alınan azınlıkları korumada başarısız kalmak nedeniyle dolaylı olarak sorumludur”.
Suriye İnsan Hakları Ağı, saldırıları en güçlü şekilde kınadığını ve suçlara doğrudan veya dolaylı ortak olan rejimi sorumlu tuttuğunu açıkladı. Ayrıca, “Terörist geçmişe sahip, mezhepsel şiddeti bir hayatta kalma stratejisi olarak benimsemiş ve şu anda Suriye silahlı kuvvetlerinin bir parçası olan düzinelerce terörist silahlı grubu kontrol edemeyen bir rejimi destekleyen tüm hükümetleri de sorumlu tutuyoruz” denildi.
Suriye İnsan Hakları Topluluğu bu kapsamda taleplerini de sıraladı:
-
Birleşmiş Milletler’in Humus ve Sahil Bölgesi’ne bağımsız bir araştırma heyeti göndermesi, rejim tarafından tüm azınlıklara yönelik düzenlenen saldırılar hakkında kapsamlı bir rapor yayınlaması ve sivilleri koruma görevini yerine getirmesi çağrısı yaptı.
-
Batılı ülkelerin ve bölgedeki diğer ülkelerin Dışişleri Bakanlıklarının saldırıları kınaması ve rejimi Alevilere ve diğer azınlıklara yönelik şiddete son vermeye çağırması talep edildi.
-
Batı medyasının, devam eden etnik/dini temizliği Esad rejiminin mirasıyla ilişkilendirmeyi bırakması gerektiği vurgulandı: “Bu tür bir kafa karışıklığı, mevcut rejimin Orta Doğu’da yeni bir diktatörlük kurma çabalarını en azından yatıştırmaya, en kötü ihtimalle de meşrulaştırmaya hizmet etmektedir”.
Açıklamada, Suriye’deki Alevilerin ve diğer azınlıkların karşı karşıya olduğu tehdit hakkında kanıt toplamak ve raporlamak amacıyla, imkân sahibi tüm medya kuruluşlarını kalıcı muhabirler göndermeye çağırdı.
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.