PİRHA – Gazeteci Veli Haydar Güleç, 31 Ocak’ta Alevi kurumları ile DEM Parti arasında yapılan toplantıyı yorumladı. Demokrasinin sağlanması adına benzer buluşmaların daha sık yapılması gerektiğini belirten Güleç, “Kamuoyunda suyu bulandıran, manipüle eden haberler var. 2012 yılında başlayan süreçte muhalefet, köşeye çekildi ve bu işi iktidara bıraktılar. Bu defa Aleviler, CHP’ye sürece katılması konusunda baskı yapmalı” diye konuştu.
Devlet yetkilileri ile PKK Lideri Abdullah Öcalan arasında süren görüşmelerin yanı sıra DEM Parti heyeti de İmralı ile temaslarını sürdürüyor.
Kalıcı bir barış olması adına gözler İmralı’dan gelecek açıklamaya çevrilmişken Alevi örgütleri de müzakere sürecinde yer almak adına ilk kez girişimde bulunarak DEM Parti ile bir araya geldi.
31 Ocak’ta İstanbul’da Alevi kurum temsilcilerinin çağrısıyla yapılan toplantıda kurum temsilcileri, kaygı ve önerilerini dile getirildi.
Toplantı sonrası her iki taraf da memnuniyetlerini dile getirirken, daha çok bir araya gelinmesi yönünde uzlaşı sağlandığı bilgisi verildi.
“BİRARADA OLMAK ÖNEMLİ”
Toplantıyı takip eden Pir Haber Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Veli Haydar Güleç, yaklaşık 7 saat süren o toplantıya dair değerlendirme yaptı. Kürtler ile Alevilerin bu tarzda bir toplantıda bir araya gelmesini olumlu gören gazeteci Güleç, şunları söyledi:
“Türkiye şu anda ciddi sıkıntılarla boğuşuyor. Ekonomik sorun, gerçekten ciddi bir boyut kazanmaya başladı. Herkes bir şekilde yaşama tutunmaya çalışıyor. Artı, bu paralelde gelişen birçok sorun Türkiye’yi zorluyor. Türkiye, kendi içerisinde demokratik anlamda sıkıntılı bir sürecin içerisinde. İfade ve basın özgürlüğü konusunda çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Neredeyse ağzını açanı herkes, mahkeme kapılarında süründürülüyor. Bu anlamda İmralı ile başlatılan sürece bakarken bunları da göz ardı etmemek gerekiyor.
Türkiye’de dinamik iki kesim var; Kürtler ve Aleviler. İki kesim de tarihsel sorun olarak Türkiye’de yer alıyor. Son yüzyılın iki sorunudur aslında birikip bugüne gelen. Bir taraftan Kürtler, bir taraftan Aleviler, asimilasyona maruz kalıyor, reddedilip, inkar ediliyor. Bu iki kesimin bir araya gelmesi bu anlamda çok değerliydi. Mutlaka daha önceden bir araya gelmeler ve temaslar olmuştur ama sürecin bu aşamasında bir arada olmak çok önemliydi.
Süreçte gelişen olaylara hiçbirimiz hakim değiliz. İmralı’da ne konuşulduğunu bilmiyoruz ama bir gerçeklik var; bunun evveliyatı mutlaka vardır. Yani DEM Parti grubuyla tokalaşma yapan Bahçeli, durup dururken böyle bir noktaya gelmedi. Bunun bir evveliyatı var. Görüşmeler yapılıp temaslar kurulmuştur. Devlet bir şey söylüyorsa bunun hazırlığını mutlaka yapmıştır. Yani devlet açısından hazırlıksız bir süreç değil. Bu anlamıyla İmralı’dan bir açıklama yapılması da bekleniyor. Bu açıklamanın görüntülü mü yoksa canlı mı yapılacağı konusu dahi şu an tartışılıyor. Görebildiğimiz kadarıyla Öcalan’ın, direkt çıkıp hitap etmesi, birilerine mesaj vermesi gibi bir talep söz konusu.”
“SÜREÇ MANİPÜLE EDİLİYOR”
Veli Haydar Güleç, müzakere görüşmeleri nedeniyle Aleviler de dahil olmak üzere bütün kamuoyunun kaygıları olduğunu belirtti. “Bilgisiz olmak doğal olarak kaygıyı da beraberinde getiriyor” diyen Güleç, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Alevilerin kaygı taşıması çok normal. Çünkü Aleviler hem Türkiye’de hem de Suriye’de ciddi bir kıyımla karşı karşıya. Burada asimilasyon ve ret politikaları sürdürülürken Suriye’de de bir kıyım söz konusu. Bu anlamda yapılan toplantı önemliydi.
Kamuoyunda gerçekten suyu bulandıran, çok ciddi manipüle haberler var. Süreci magazinleştiren, sanki Kürtler birilerine yeniden kapı aralayıp iktidar oluşturacak gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Özellikle ulusalcı kesim içerisinde, Kemalist basın yayınında bu çokça işleniyor. DEM Parti eş genel başkanlarının buna ilişkin toplantıda yaptığı açıklamaları önemliydi. Dile getirilen şu düşünce önemli; ‘2015’ten beri biz, iktidarla mücadele ediyoruz ve iktidara karşı duruşu bugüne kadar biz sergiledik. Her seçimde onlara karşı mücadele ettik, artı son iki seçimde CHP’nin kazandığı belediyelerin büyük çoğunluğu Kürtlerin oylarıyla kazanıldı’.
İktidara yakınlık gösterecek bir yapı neden CHP’ye belediye kazandırsın? En azından bunu hesaplayıp düşünmek gerekiyor. Bu anlamda kamuoyundaki bu algıları giderecek önemli açıklamalar yaptılar. Ama asıl sorun, Alevilerin ne düşündüğü konusuydu. Aleviler süreci nasıl karşılayacak konusu bende de merak uyandırıyordu. Toplantıya katılan kurum başkanları ve diğer katılımcıların konuşmalarından benim çıkardığım sonuç şu; evet Aleviler bu süreçte yer almak istiyor. Yani bu sürecin bir parçası olmak gibi bir niyet var ortada. Ama bu niyeti ete kemiğe büründürmesi gereken kesim yine Aleviler. Yani Alevilerin bu süreçte yer alması demek şu anlama gelmiyor; ‘Aleviler gelsin bu sürece katılsın’ değil. Aleviler bir tartışma süreci başlatmak zorundalar. Yani kamuoyunu bir şeye hazırlamak çok önemlidir. Yani siz bir konuyu tartışmadan, müzakere etmeden bir şeyin içerisinde zaten yer almayacaksınız. Önemli olan o tartışma sürecini başlatabilmek. Mesela Kürt sorunu tartışılamıyor. Bu ve benzeri toplantıların çok sıklıkla yapılması gerektiğini düşünüyorum.”
“ÜLKENİN DEMOKRASİ SORUNU VAR”
31 Ocak toplantısında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın “Bu ülkede sorun çözerken Alevileri, kadınları, dezavantajlı grupları düşünmeden bir adım atamayız” sözünün de altını çizen Güleç, şöyle devam etti:
“Tuncer Bakırhan, ‘Kürt sorunu çözülsün de diğerleri önemli değil’ algısının doğru olmadığını özellikle belirtti. Evet bu ülkenin demokrasi sorunu var. Çünkü demokrasiyi inşa edebilirsek bu ülkedeki temel sorunların da önünü açmış olacağız. ‘Demokrasi’ derken eşit olmak isteniyor, yani toplumda bir eşitlik kavramını oturtmak gerekiyor. Yani Türkler ne kadar hak sahibi ise Kürtler de o kadar hak sahibidir. Sünni İslam taraftarları ne kadar hak sahibi ise Aleviler de o kadar hak sahibidir. Yani eşitlik sadece birilerinin sorununun çözümü ile sağlanabilecek bir sorun değil.”
“CHP’YE BASKI YAPMAK GEREKİYOR”
Gazeteci Veli Haydar Güleç, müzakere sürecinde muhalefetin daha fazla rol alması gerektiğinin altını çizdi. 2012 yılında başlayan müzakere sürecine değinen Güleç, “O yıllarda muhalefet köşeye çekildi ve bu işi iktidara bıraktılar. Muhalefet, soruna muhalefet etmeye başlamıştı” diye de ekledi. Veli Haydar Güleç, mevcut süreçte CHP’nin daha fazla rol alması gerektiğini de ekleyerek şöyle devam etti:
“Alevilerin bu konuda CHP’ye yoğun baskı yapması lazım. Alevi nüfusunun önemli bir kesimi CHP’ye oy veriyor, böyle bir gerçeklik var. O nedenle buraya baskı yapmak gerekiyor. En önemlisi bütün kamuoyunda sorunun tartışılacak kanalları açılması lazım. Herkes kendi tabanına bunu ikna etmek zorunda. Bu süreci bir sonuca erdirmek istiyorsak burada herkesin elini taşın altına sokması lazım. Başka bir çözüm yolu bulamazsınız. Ancak bu kesimlerin ortak çalışması, birlikte adım atmasıyla sorun çözülebilir. Bu kesimler, ortak bir toplumsal baskı oluşturamazlarsa sonuçta iş iktidarın inisiyatifine kalıp onun merhameti çerçevesinde bir noktaya gelecektir. Süreç çözümsüzlüğe de gidebilir, çözüme de gidebilir, bunu bilemeyiz. Çünkü Ortadoğu’daki koşullar şu anda çözümü zorluyor. Ortadoğu’da taşlar yerinden oynamış durumda. Kürt sorunu, Ortadoğu’daki başat sorunlardan bir tanesi. Kürt sorunu İran’ı, Türkiye’yi, Irak’ı ve Suriye’yi ilgilendiriyor. Ayrıca bu ülkelerin hepsi de kendi içerisindeki sorunu çözmek gibi bir zorunlulukla şu an karşı karşıya. Öcalan’ın işaret ettiği konu biraz da bu; yani biz bu sorunu kendi içimizde çözebiliriz, bunun koşulları var ama biz çözmezsek uluslararası güçlerin çözümüne razı olmak zorundayız gibi bir noktaya getiriyor.”
MEDYANIN SÜREÇTEKİ ROLÜ!
Barış arayışında medyanın alması gereken tavır da Veli Haydar Güleç’in değerlendirdiği bir diğer başlık oldu. “Toplumun haber alma hakkı çok temel bir haktır” diyen Güleç, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Bakın, iktidar sürekli medyaya baskı uyguluyor. Çünkü iktidar, herkesi kendi yarattığı medyanın gölgesinde tutmaya çalışıyor. İktidar, şu an bu süreci özgür habercilik yapan medyayı bir şekilde susturmak üzerine kurgulamış.
Medyanın dili tabii ki çok önemli. Bizim de amacımız bu sürece hizmet etmek. Çözüm arayanların sesi olmak çok önemli. O yüzden biz, Alevi haberciliği yaparken onların sesini kamuoyuyla buluşturmak istiyoruz. Ama bunu yaparken özellikle Alevi dünyasından daha etkin olmalarını istiyoruz. Yani biz, Alevilerin günde 3-5 etkin haberini servis etmek isteriz. Yani Alevi kurumlarını, şahsiyetleri bir faaliyet halinde görmek isteriz. Eğer bir çalışmayı toplumla buluşturmazsanız o iş orada kalıp sönümleniyor. Bu yüzden medya çok önemli ve herkesin bu alanı iyi kullanması, faydalanması gerekiyor.
Beklentimiz tabii ki de bu ülkede toplumsal bir barışın sağlanması, akan kanın durmasıdır. Yani sorun şu değil; ‘birilerine danışalım, onlar ne der’ sözünün ötesinde bir annenin bir daha gözyaşı dökmemesini sağlayabilmektir, acı haber duymamasını sağlamaktır. Sürece herkesin bu noktadan bakması gerekir diye düşünüyorum.”
Eren GÜVEN/İSTANBUL
Yoruma kapalı.