PİRHA – Araştırmacı Yazar Mehmet Bayrak GADEV Kitap Fuarı’nda düzenlenen söyleşide önemli açıklamalarda bulundu. Bayrak, tarih boyunca Aleviliğe dair arşivlerin gizlendiğini belirterek “Devlet aklı, gizli planda gerçeği söyler ancak açık planda gerçeği gizler. Bugün açık plandan Alevilik eritilmek için bir çaba gösteriliyor” dedi. Bayrak, “Sosyalizmin, komünizmin adı yokken bizim hakikatçi Alevilik anlayışımız vardı” sözlerini de ekledi.
Garip Dede Dergahı Vakfı Kitap Fuarı’nın son gününde Araştırmacı Yazar Mehmet Bayrak’ın katıldığı bir söyleşi gerçekleştirildi. Dergah bahçesinde yapılan söyleşinin moderatörlüğünü Can TV Yayın Kurulu Üyesi Veli Büyükşahin yaptı. Söyleşide, “İç Toroslarda Hakikatçi Alevilik ve Alevilere dair devlet arşivi” konuları ele alındı.
Veli Büyükşahin söyleşinin sunumunda; “Sistemin ötekilerine dair devlet arşivleri topluma kapalı. Ancak Mehmet Bayrak, o arşivlerin izini sürdü ve açığa çıkardı. Yani gerçeğin açığa çıkarılması konusunda Bayrak’ın çalışmaları çok kıymetli” diye belirtti.
Söyleşi, Veli Büyükşahin’in, Mehmet Bayrak’a “Arşivler neden Alevilere kapalı? Siz bu arşivlere nasıl ulaştınız?” sorusuyla başladı.
“AVRUPA KÜTÜPHANELERİNDE DÜNYAM BÜYÜDÜ”
Araştırmacı Yazar Mehmet Bayrak, konuşmasına, “Hiçbir zaman klasik bir sol, Kürt, Alevi yazar olmadım. Başta, tüm ezilen kimliklere sahip çıkıp bu doğrultuda yazılar yazdım” sözleriyle başladı. Bayrak, Türkoloji eğitimi aldığına işaret ederek konuşmasına şöyle devam etti:
“Üniversitede bize ilk Alevi şair olarak Yunus Emre’yi öğrettiler. Ancak Yunus’a gelmeden önce çok sayıda Yaresan Kürt Alevi şair olduğunu ise araştırmalarımızla öğrendik.
Resmi ideolojiye karşı bilgileri sorgularken özellikle devletin gizli dünyasına girebilmek ve batı kültürünü de taramak çok önemli.
1994’te zorunlu yurtdışına çıktım. 15 yılım kütüphanelerde geçti. Eğer o süreç olmasaydı yeni belge ve bulgulara ulaşamazdım. Orada dünyam büyüdü. Osmanlı arşivini trenlerle çöp olarak Avrupa’ya satan aklın bize bir şey vermesi pek mümkün değil.
Devlet aklı, gizli planda gerçeği söyler ancak açık planda gerçeği gizler. Açık planda da Alevilik eritilmek için bir çabaya girilmiş. 1826’da bir padişah, emir vererek yüzlerce Alevi dergah ve tekkesini kapatıyor. Ancak diğer bir yandan Osmanlı, Bektaşiliği bir köprü görevi görerek Hristiyanlığı bu anlayışla saraya yaklaştırdı. Ama bugün bu kapalı olan dergahların müsebbibi bir Osmanlı padişahıdır.
Lozan Anlaşması imzalandıktan sonra Türk İslam kavramı ortaya konulur. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla birlikte İslam’ın kimi uzantıları da kapatılır. Bugün Hacı Bektaş Dergahı’nda Alevi ibadeti yapılamaz. Dergaha Nakşibendiler atandı ve halen Aleviler bunun mücadelesini veriyorlar. Bugün ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin cemevleri konusunda almış olduğu bir karar var. Bu önemli ve kıymetli bir karardır.”
“SOSYALİZM DEDİKLERİ İŞTE BİZİM ALEVİLİK”
Mehmet Bayrak, Alevilik konusunda İç Torosların zenginliğine de değindi. Özellikle Kürt Alevi coğrafyasına işaret eden Bayrak, şöyle devam etti:
“Maraş, Sivas, Adıyaman, Malatya ve Kayseri’nin bir bölümünü kapsayan havza, bugün okunan eserlerin, türkülerin yüzde 25’ini kapsıyor. Bu bölge çok büyük zenginlik taşıyor. Bugün Aleviliği İslam içerisinde eritmek için değişik ayak oyunları oynanıyor. Marx ve Engels, “Bizim sosyalizm kaynağımız, eski ütopik şahsiyetlerdir” diyor. İşte sosyalizm dedikleri bizim Alevilik dediğimiz inanç. Sosyalizmin, komünizmin adı yokken bizim hakikatçi Alevilik anlayışımız vardı. Bu anlayış, toplumcu bir dünya görüşüdür. Kadını aşağılayan o sakat düşüncülere karşı yöreden birçok isim de çıkmıştır. Afe Ana da okuma yazma bilmeden kadın kimliğine dair çok kıymetli sözler üretmiştir.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.