Alevi Haber Ajansi

Şişli Belediyesi’nin önünde 8 aydır direniyorlar: İşimizi, ekmeğimizi geri istiyoruz-VİDEO

PİRHA- Şişli Belediyesi’nde çalışırken işten atılan ve belediye önünde eylemlerini sürdüren Turan Aktaş, Kakil Yazar, Ramazan Çelik ve Yücel Hanoğlu, PİRHA’ya yaptıkları açıklamada, eve ekmek götüremediklerini ancak onurlu yaşamak için direnmeye devam edeceklerinin altını çizerken, sendikanın da yaşanan duruma karşı sağır sultanı oynadığını ifade ettiler. 

Haberin videosu;

Şişli Belediyesi’nde çalışırken işten atılan Turan Aktaş, Kakil Yazar, Ramazan Çelik ve Yücel Hanoğlu 8 aydır Şişli Belediyesi önünde işlerini geri almak için oturma eylemlerini sürdürüyor.

İşçiler, işten atılma ve eylem süreçlerini PİRHA’ya değerlendirdi.

“MUAMMER KESKİN’İN İLK İŞİ BENİ İŞTEN ÇIKARMAK OLDU”

2015 yılında Şişli Belediyesi’nde taşeron olan Atlas özel şirketinde işe başlayan Turan Aktaş, Aralık 2017 yılında çıkan bir kanun hükmünde kararname sonucu Şişli belediyesinin kurduğu Kent yol şirketine Nisan 2018 tarihi itibariyle geçiş yaptı. Eşit ücret talebinin belediye yönetimi tarafından kabul edilmemesinden dolayı direnişe başlayan Aktaş şunları söyledi:

“Biz taşeron yasasıyla geçiş yaptığımızda OHAL vardı. O yüzden bir şey yapamadık. Bizim yanımızda çalışan Kent-Yol’dan arkadaşlarımız vardı. Biz KHK’yle geçtiğimiz için bir eşitsizlik vardı. Eşit ücret alamıyorduk. Bunun için bir dava hazırladık. Davada her hangi bir çıkartma olmamıştı. Muammer Keskin belediye başkanı seçildi. Seçim esnasında bir bildirisi vardı, ‘Ben geldiğim zaman hiçbir işçinin burnu dahi kanamayacak, işinden emeğinden ekmeğinde olmayacak’ diye seçim çalışması yapan kişi gelir gelmez ilk işi beni bu davayı açtığım için işimden etmek oldu. Eylül ayında beni çıkarttılar. Kent-Yol’un başına da Eyüp Bülbül diye birini getirdiler. Gelir gelmez bana saldırdı, bu davayı açtım diye.”

“12 ARALIK 2019’DAN BERİDİR BURADA OTURUYORUZ”

O dönemin sendika şube yöneticisi Zeynel Yiğit’in kendisini ve Eyüp Bülbül’ü bir araya getirdiğini belirten Aktaş, tüm haklarının geri verileceği yönünde  söz aldığını ifade etti ve davayı çektiğini söyleyerek ekledi:

“Haklarımızı verecek diye 25 gün bekledim, hiçbir şey yapmadı. Beni o zaman işe aldı. Herhangi bir protokol altına almadığı için ben tekrar davaya devam dedim. Beni 6 Kasım’da bir daha attılar. 12 Aralık 2019’dan beri biz burada oturuyoruz.

“HANİ BABALAR İŞSİZ, ÇOCUKLAR AÇ KALMAYACAKTI?”

Biz burada dururken belediye başkanı sağır sultanı oynuyor. Hak hukuk adalet diyen Kılıçdaroğlu belediye biriminin açılışına geldi. Burada biz 5 kişiydik, önlüklerle duruyorduk. Polisleri de üzerimize saldılar. Babalar işsiz, çocuklar aç kalmasın diye gözümüzün içine bakarak burada yalan söylüyor. Hani babalar işsiz çocuklar aç kalmayacaktı? Biz işçi değil miyiz? Biz baba değil miyiz? Bizlerin ailesi yok mu? Nasıl bir zihniyet bu? Senin beğenmediğin siyasal iktidarı eleştiriyoruz ben bu partinin üyesiyim aynı zamanda… Siyasal iktidarı eleştiriyoruz. Ama siyasal iktidarın yaptığından daha kötüsünü yapıyoruz. Nasıl olacak bu iş?”

“SENDİKA BAŞKANI SAĞIR SULTANI OYNUYOR”

Üye oldukları sendikanın kendilerine yönelik bir çalışmasının olmadığını belirten Turan Aktaş ise şu ifadeleri kullandı:

“Biz Disk Genel-İş’e üyeyiz sendikanın başındaki Remzi Çalışkan bunlara uydu sağır sultanı oynuyor. Kolunu kıpırdatmıyor. Bahaneler uyduruyor. Kakil yazar emekliyse ben neyim dedim. Bu arkadaşım ne? Kakil yazar sendika şubeye aday olduğu için sendika eliyle ve başkanlık eliyle işinden edildi. Şu an Remzi Çalışkan işçisine de sahip çıkmıyor. Geliyor burada işçi üzerinden aidatlarını alıyor gidiyor.

“BİZ İŞİMİZİ, EKMEĞİMİZİ İSTİYORUZ”

Belediyeyle henüz bir görüşme yapmadıklarını söyleyen Aktaş, “Hayır sadece sağda solda alacağını söylüyormuş. Alacaksan al biz bir şey istemiyoruz biz işimizi istiyoruz. Ekmeğimizi istiyoruz emeğimiz karşısında alacağımız ücreti istiyoruz. Belediyenin kasasını istemiyoruz. Kasa sizin olsun bize ekmeğimizi verin. Siyasal iktidardan bizim ne farkımız kaldı. Siyasal iktidara çamur atıyoruz.

Şişli halkının kendilerine destek verdiğini söyleyen Aktaş, “her gelen yanımıza oturuyor. Her gelen lanet okuyup gidiyor. Ama sadece lanet okuyor. Başka bir şey yapmıyor. Ellerinden bir şey gelmiyor ki. Ne yapabilirler?”

Aktaş sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Tek talebimiz var. Sosyal haklarımızla birlikte işimize dönmek. Biz başka bir şey istemiyoruz. Bize sosyal haklarımızı ve işimizi istiyoruz. Ekmeğimizi istiyoruz. Biz başka bir şey istemiyoruz.

“ÜZERİMDEN 2500 İŞÇİYE GÖZDAĞI VERMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Arkadaşlarına destek vermek için eylem alanına gelen Yücel Hanoğlu da işten atılanlardan, 9 yıldır Şişli Belediyesinde çalıştığını belirten Hanoğlu yaşadıklarını şöyle kaydetti:

“Kent-Yol’da işçi olarak çalışıyordum. Son 5 yılımı da amir olarak devam ediyordum. Burada işçiler işten atıldılar. 4 tane arkadaşım işten atılmıştı. Biz de çalışan arkadaşlar olarak bu arkadaşlara destek vermek istedik. 9 ayı aştı. Haklı talepleri için işten çıkarıldılar. Biz de arkadaşlar olarak bunları biliyorduk. Belediyenin bu kadar duyarsız kalması, işçilerin sahiplenilmesini engellemeye çalıştılar. Burada direnen insanlara sahip çıkmamamız için işveren baskı yapmaya çalıştı. Direnişi yalnızlaştırılmaya çalıştırıldı. Bizler de duyarlı insanlarız arkadaşlarımız işinden ekmeğinden olmuş. İşine dönmek için burada direniyorlar görüyoruz, zorumuza gidiyor.

“DİRENİŞÇİLERE SAHİP ÇIKTIM DİYE İŞİMDEN ETTİLER”

İşverenin bütün baskılarına rağmen elimde telsizim vardı, telsizimi bıraktım. Geldim burada işten atılan işçilere sahip çıkmaya çalıştım. 6’ncı Ayın 26’sında senelik izne ayrıldım. Geldim buraya oturdum. 7’nci ayın 1’i itibariyle atılan işçilere sahip çıktım diye işime son verdiler. Senelik izindeyken yapıyorlar bunu da. Beni de 1 aydır işten çıkarmışlar bir yere imza atmış değilim. Haklarımızda almış değilim ne çağırıyorlar ne de haklarımı veriyorlar madem ben çıkarttın, niye haklarımı vermiyorsun kardeşim? 9 yıllık kıdem tazminatım var, ihbarım var, içerde alacaklarım var. Bir kere bile çağırmadılar, sadece çıkışımı vermişler. Sırf bu insanlara sahip çıktığım için yaptılar.

“BUNLAR SOSYAL DEMOKRAT DEĞİLLER”

Benim üzerimden 2500 işçiye gözdağı vermeye çalışıyorlar. Onlara sahip çıkarsanız sizi işten atarız. Bu arkadaşlar işe dönene kadar sahip çıkacağız. Sosyal demokratsınız ama işçi düşmanlığı yapıyorsunuz. Emeğiyle çalışan insanların haklarını gasp ederek, alacaklarını vermeyerek, işlerine son vererek… Bunun adı işçi düşmanlığıdır. Bunlar sosyal demokrat değiller sosyal faşistten farkı yok bunların yaptıkları işçi düşmanlığıdır. Bu mu sosyal demokratlık, CHP bu mu yazıklar olsun.

“DİSK DE BUNLARLA ANLAŞMIŞ”

DİSK’’in önünde ‘DİSK işçine sahip çık’ diye eylem yapıyoruz. DİSK de bunlarla anlaşmış işçisine sahip çıkmıyor. Remzi Çalışkan’ı uyarıyorum işçilere sahip çık emekçi insanlara sahip çık bu insanların aidatını alıyorsun. Bu insanların sırtından para kazanıyorsun. Burası ticarethane değil işçinin sendikası belediyeyle görüşmeni yap işçiler işlerine geri dönmesini sağla.

“HER GELEN YÖNETİMİN HEDEFİ OLDUM”

Yaklaşın 14 yıldır Kent-Yol’da çalıştığını ve sendikacılık yaptığını söyleyen Kakil Yazar da işinden olan direnişçilerden biri. Her dönem başa gelen yönetimin hedefi olduğunu belirten Kakil ise şunları söyledi:

Seçim öncesinde özellikle yerel seçimlerde ittifaklar süresince bu sürecin içinde olanlardanız. Ama seçim sonrasında doğası gereği burada işçiyi sindirme bağlamında işçi önderlerine yönelik bir saldırı var. Bu noktada da geldiklerinde ilk saldırdıkları insan ben oldum. Arkası var ama bu süreci bir şekilde tıkıyor sonuçlandırmıyor. Buradan yaklaşık olarak 6 arkadaşımız işten atıldı. Bunları irdelediğinizde hepsi de haklarına sahip çıktıklarından dolayı işten atıldılar. Burada inatlaşma, irade anlamında bir çatışmaya dönüştü. Zira sendikayı kendi kontrollerine almışlar. Bizim temel sorunumuz örgütlü olduğumuz kurum bize sahip çıkmıyor. Tam tersi her şeye bir bahane buluyor. Bizim zamanımızda Arkadaşımız adına bir dava açmıştık. KHK ile geçen bir arkadaş bağlı olduğumuz şirket sözleşmemiz var ve bu arkadaşlara uygulanmasını istemiştik. Bu kabul edilmedi. Mahkeme kararıyla ispatlamaya çalıştık.

“İŞÇİYİ SİNDİRMEYE DÖNÜK BİR ANLAYIŞ VAR”

Nihayetinde arkadaşlarımız dava açtıklarından dolayı işten atıldılar. Yine açılmış bir başka davadan ötürü 3 tane işçi arkadaşımızı o nedenden atmışlardı. Burada görünen emeğini korumak isteyen insanlara saldırı ve işçiyi sindirmeye dönük bir anlayış hakim. Yani CHP gibi bir anlayışın toplumda “biz demokrasiyi getiriyoruz, özgürlükleri getiriyoruz”, diyen anlayışın zıttı bir yapılanması hayat buluyor. Biz şu anda burada direniyoruz. Direnişimizi sonuna kadar götürmekte kararlıyız.

“SENDİKA POLİS ZORUYLA ÖNLÜKLERİMİZİ ALDI”

Biz DİSK’e bağlı GENEL-İŞ sendikasına bağlı işçileriz. Aynı zamanda 14 senedir üye ve yöneticilik yapmış biriyim. Seçim sonrasında bu ittifaklar bir araya gelmeleriyle birlikte işçilerin işten atılmasında sendikacılar sahip çıkmadı. Burada tam tersi sendikacılar bize saldırmaya başladı. İlk önce biz buraya oturduğumuzda sendikal örgütlerimiz vardı. Polis zoruyla o önlükleri üzerimizden aldırmaya çalıştı. Bizi işverenin şikayeti üzerine karakola götürürken karakoldan zorla üzerimizden aldılar.

“SENDİKAL ÖZÜN İÇİ BOŞALTILIYOR”

Sendikacılar şu anda CHP’nin arka bahçesi gibi Türkiye’deki sendikalar genelde öyle, kimisi siyasal iktidarı arkasına almış, kimisi farklı bir gücü arkasına almış. DİSK CHP’nin arka bahçesi gibi kendi kullandırmaya çalışıyor. Daha doğrusu sendikal özün içerisini boşaltılmaya çalışıyor. Biz burada sadece saldırıyı belediyeden görmedik. aynı zamanda sendikal cepheden gördük.

“ÜÇ MAYMUNU OYNUYORLAR”

Belediye yöneticileri ilk dönemde bu sürece müdahil olmaya çalıştılar. Ama belediye başkanı bir şekilde susturdu. Süreci tamamen kendi kontrollerinde götürmeye çalışan biri. Şu anda görmedik duymadık bilmiyoruz, 3 maymun bir anlayışla karşı karşıyayız. Şişli halkından olumsuz bir tepki almadık. Sonuçta burada ekmeğiyle ilgili bir sorun var. Ekmeğine sahip çıkan bizlerin ötekileştirilmesi 8 aydır buradayız, “benim partimi yıpratıyorsunuz” diyen bir insanla karşılamadık. Bir ifadeyle karşılaşmadık. Halktan olumsuz anlamda bir tepki gelmedi.

“İŞÇİLER HAKLI OLDUĞUMUZU BİLİYOR”

Belediye yönelik ciddi eleştiriler var. Röportajı bizimle değil sokaktaki işçiyle yapsanız onlar size daha detaylı bilgi verir. Çünkü gerçekten işçilerin gönlü bizim davamızdan yana.  Haklı olduğumuzu biliyorlar. Sadece 6 işçi olmadığını, belediye yönetiminin 800 işçiyi çıkarmayı düşündüğünü, seçim öncesinde söz vermiş olduğu belli bir kesim var onları işe almak istediğini biliyoruz. İlk günde söyledik, sonuna kadar direneceğiz. Son olarak belediye başkanının sağda solda asılsız iddialarla insanların kafasını karıştırma işini bırakıp buradaki temel sorunun özüne dönmesi gerekiyor. Bu sorunu çözmek zorunda. Sonuç alana kadar direneceğiz 8 ay önce söyledik, bugün de söyledik bunda sonuç alacağız.

“EVİME BİR LOKMA EKMEK GÖTÜREMİYORUM”

Bir senedir evine bir lokma ekmek götüremediğini belirten Ramazan Çelik adlı direnişçi ise yaşadıkları süreci şöyle anlatıyor:

“Bizim sesimizi duyduğunuz için çok teşekkür ediyoruz. Arkadaşlarımın yarısı burada 8 aydır direniyorlar, ben ise son 6 ayın içerisindeyim ama 1 senedir evime bir lokma ekmek götüremiyorum. İş çıkışımı yaptılar, geçen sene yazın senelik izin de iken tek taraflı disipline göndermeden İş kanunları 29. Maddeden bizim işimize son verildi ve kağıt elime geldi. Birkaç siyasi partilere ilettim tabi belediye 29. maddeden bizi işten çıkardığı için siyasi partilere biraz ağır geldiği için dediler ki ‘’biz dokunamayız’’. Ben de pes etmedim gittim kendimi, yönetimi, hakkımda disiplin tutanağı hazırlayan insan kaynakları müdürünü, Şişli Belediyesini savcılığa şikayet ettim.

“DİRENME HAKKIMI KULLANIYORUM”

Ondan sonra geldim burada direnme hakkımı kullandım. Son 2 aydır savcılıktan kağıt gelmiş bana benim hakkımda o iddia iş çıkışıma sebep olan iddia kamu davasını açtıracak “herhangi bir delil bulunamadı” diye çok şükür elimizde bir belge var. O kağıdı insan kaynakları müdürüne verdim, sosyal hakkım ve kişilik hakkım, şahsiyetim zedelendi diye maddi ve manevi haklarımı istiyorum. Şu an da sağır sultanı oynuyorlar, bizi görmezden geliyorlar ama siyasi olarak bir sloganları vardı, ‘hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek’ diye.

“AÇ YAŞARIZ AMA ONURSUZ YAŞAMAYIZ”

Bizi görmezden geliyorlar ama iki tane irade çatışıyor, bir tanesi kırılacak, yani sonuçta biz kararlıyız. Size de çok teşekkür ederim, bizim sesimizi duyurmaya geldiğiniz için. Biz DİSK’e bağlıyız, hatta Disk şubeyi arkadaşlar resmen onlara teslim ettikleri için bize önlük dahi vermediler. Önlük vermedikleri için bizde kendi imkanlarımızla işçiler ile aramız da dayanışmayla, kimi 2 lira kimi 3 lira vererek bu önlükleri bastık işimizi istiyoruz diye. Karakola giderken bir gün burada başkana sesimi duyurmak için dedim ki başkan 29. Maddeden çıkartmışsın beni bir erkeğin bir babanın başını eğmek o kadar kolay değil bu ülkede. Yani biz aç yaşarız ama onursuz yaşayamayız. Ondan sonraki gün başkan gitmiş karakolda ‘benim can güvenliğim yoktur’ diye beni şikayet etmiş, bende gittim, anlattım. Karakolda iken bu arkadaşlarımız karakola mesaj geldi. ‘Bunlar bizim DİSK’in üyeleri değildir’ diye o ikinci bir can alıcı noktadan sırtımızdan vurulduk onun için DİSK’te bizi görmezden geliyor.

“BİZİ GÖRMEZDEN GELEMEZLER”

Yani şu anda biz direniyoruz, haftaya biz bu direnişimizi daha da yükselteceğiz. Şişli halkı bize üzülüyor. Yani gelip yanımıza “bizim yapabileceğimiz bir şey var mı, vicdanen biz rahatsız oluyoruz” diyorlar. Biz şunu diyoruz kalbimiz bir atıyor ise o bize yeterdir. Bizim bir art niyetimiz yok biz ekmeğimizi istiyoruz, işimizi istiyoruz ama nedense bilmiyorum, tıkanmış bir süreç.

Yani sosyal demokrat bir insansın, anti demokrat olamazsın. Bu insanlar milyonlarca Türkü ile Kürdü ile Şişli’de sana oy vermiş yani. Bizi görmezden gelemez yani, eninde sonunda bir gün bize merhaba diyecek. Bizde bekliyoruz zaten şu anda karşımızda oturuyorda  olsa ama biz bekliyoruz yani.

“ÖĞRENCİME TERCİH YAPTIRAMADIM”

Taleplerimiz yani benim ki biraz ağır oldu benim kaç defa yangınlar çöktü yüreğime. Ben çok hırpalandım şu anda da antidepresan kullanıyorum. Öğrencimi tercih ettiremedim maddi sıkıntıdan dolayı durdurdum, şu an oda gidip oteller de günlük olarak yani benim ev taksitimi benim ev taksitim vardı onu ödesin diye tercih yapamadı şimdi otellerde günlük olarak çalışıyor. Mağduruz yani bu mağduriyetin giderilmesi birinin buna el atması gerekmektedir. Benim o iddia üzerine iş çıkışıma sebep olan insan kaynakları müdürüne vermiş olduğum 15 gün içinde yasal olarak bana dönmeleri gerekiyor. Herhangi bir geri dönüşüm olmadı. 25 gün oldu herhangi bir ses yok, geri dönüşümde olmadı. Davamızı açmışız, davalarımızı bekliyoruz, oda pandemi sürecinden dolayı geri tepti. Bizim şansımız yok ki. İşsizlik maaşı da alamıyoruz.

“9 SENE ÇÖP ATTIM”

Şişli halkı bunu bilsin ki 14 senelik elemanım. 9 sene boyunca çöp attım. Sadece bir amacım vardı, benim 3 tane pırlanta gibi erkek çocuğum vardı, okusunlar bu toplumun başına bela olmasınlar diye emek verdim. Ama bakıyoruz ki vefa diye bir şey yoktur. Kendimizi kapının önünde bulduk. Seçim çalışmasında ittifakımız var diye yardım da ettik. Şu anda bizi herkes görmezden geliyor, biz çaresiziz yani. Ama pes etmeyeceğiz.”

Konuya ilişkin ismi geçen tarafların görüşlerini almak için Şişli Belediye Başkanı Sayın Muammer Keskin ve Disk Genel Başkanı Sayın Arzu Çerkezoğlu’ndan talep ettiğimiz randevu talebi henüz cevap bulmuş değil.

Eylem BABAYİĞİT/Burcu ANIL/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak