PİRHA -72 Yaşındaki hasta tutuklu Mehmet Emin Çam’ın kızı Şimel Çam, Beşiri Cezaevi’nde kalan babasının ve diğer tutukluların yaşadığı sıkıntıları, baskıları anlattı. Şimel Çam, tüm tutukluların baskılardan dolayı başka illere sevk istediğini belirterek “Bir grup mahkum halay çektikleri için tüm koğuşa hücre cezası verildi. Babam ağır hasta, ayakta dahi duramaz halde. Sürecin böyle devam etmesi sebebiyle çok kaygılıyım” dedi.
Mehmet Emin Çam, 2012 yılında DBP Siirt İl Eş Başkanıyken KCK yapılanması kapsamında tutuklanıp 10 ay cezaevinde kaldı. Devam eden mahkeme sonrasında Çam, 9 yıl daha ceza aldı.
72 yaşındaki Mehmet Emin Çam, 14 Mart 2022 yılında cezası onandıktan sonra tutuklandı ve Batman M Tipi Cezaevine götürüldü. Çam, tutukluluğunun ilk iki ayında tek başına hücrede tutuldu. Cezaevi sürecinin ilk dönemlerinde hücresinde sandalye ve masa dahi olmayan Mehmet Emin Çam, yemeğini de ayakta yemek zorunda kaldı. Sonrasında Beşiri T Tipi Cezaevi’ne gönderilen Çam’ın sağlık sorunları da burada katlanarak arttı.
Mehmet Emin Çam’ın Kızı Şimel Çam, babasının sağlık sorunları hakkında PİRHA‘ya konuştu.
“BABAMIN BEYNİNDE UR TESPİT EDİLDİ”
Şimel Çam, babasının 2013 yılında cezaevinden çıktıktan sonra beyninde tümör tespit edildiğini belirterek şöyle devam etti:
“2013 yılında cezaevinden çıktıktan sonra babamız fenalaşınca hastaneye götürmüştük. Doktorlar, bu hastalığın ileride tekrar yenileyebileceğini söylemişti. Şu an ise hastaneye götürülmüyor. Ayrıca yaz kış babam bir türlü ısınamıyor, çünkü böbrek hastalığı da mevcut. Ayrıca hapishanedeyken bir de safra kesesi ameliyatı geçirdi. Bunlar haricinde bir hastalığı yoktu ancak 4 ay önce cezaevindeyken bir de kalp krizi geçirdi. Babamın gözlerinde de bir bozulma oldu ve astigmat oluştu. Ayrıca kulaklarında da işitme problemleri başladı.”
AYNI KOĞUŞTA 3 AĞIR HASTA MAHPUS
Şimel Çam, Mehmet Emin Çam’ın 14 kişilik koğuşta başka hasta mahpuslarla tutulduğunu da söyledi.
Çam, psikolojik hastalığı ileri derecede olan bir tutuklunun dahi tahliye edilmediğini ifade ederek, “Babamla yaptığımız görüşmelerde kendisi haricinde 2 hasta tutuklunun daha olduğunu söyledi. Birisinin şu an kanser teşhisi sonrasında hastaneye yatırıldığını öğrendim. Bir de İhsan Kaya isimli bir tutuklunun psikolojik sorunları olduğu bilgisini aldım. Bu tutuklunun sorunları hat safhada. Yemek yemeyi, ilaçlarını içmeyi dahi unutuyor. Bunların haricinde 5 yaşlı tutuklu daha var. Onların da hastalıkları mevcut ancak babam en çok İhsan Kaya ve Nurettin Dayan’ın sorunlarına dikkat çekti. Yani aynı koğuşta 3 ağır hasta mahpus var” dedi.
“AĞIZ İÇİ VE ÇIPLAK ARAMA SONRASI KALP KRİZİ GEÇİRDİ”
Şimel Çam, babasıyla son yaptığı görüşmede unutkanlık sorununun arttığını aktardı. Çam, “Babamın, pazartesi günleri telefon hakkı mevcut ancak arkadaşları hatırlattığında ancak arayabiliyor” diyerek şöyle devam etti:
“Unutkanlık öyle artmış ki babam, havalandırmaya çıkmayı dahi unutuyor. Bu unutkanlığı beynindeki ura (tümör) bağlıyoruz. Babam cezaevindeyken bir de felç geçirdi. İlk başta sol tarafında hissizleşme başladı. Defalarca kez başvuruya rağmen hastaneye götürülmüyordu. Sonra hastaneye götürülürken ağız içi ve çıplak arama dayatılmış. Babam da bunun üzerine hastaneye gitmek istememiş. Zaten hemen sonrasında da kalp krizi geçirdi. Şu an halen bir damarında tıkanıklık var ve her an bir kalp krizi geçirme ihtimali yüksek.”
“SİYASİLERİN BULUNDUĞU KOĞUŞA YÖNELİK FAŞİZAN YAKLAŞIM MEVCUT”
Şimel Çam, babasıyla yaptığı görüşmelerde cezaevi yönetimi ve gardiyanların yaklaşımları konusunda da bilgi aldığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Cezaevinin yönetimi çok sıkıntılı. Sadece hasta tutsaklara yönelik bir durum yok tüm tutuklulara yönelik kötü bir yaklaşım var. Beşiri’de siyasilerin bulunduğu yalnızca bir koğuş var. Bu koğuşa yönelik yaklaşım çok faşizanca. Açıkçası babam, diğer tutuklulara kıyasla daha çok şey aktarıyor. Diğer tutuklularda, tutanak tutulacak diye biraz çekingenlik var. Babam daha önceden de bu tür ihlaller yaşadığı için bu haksızlığa karşı duruyor ve olanları bana aktarıyor. Babamın ve diğer hastalara ilaçların verilmemesi durumu söz konusuydu. Babam ömür boyu kullanması gereken ilaçlar alıyor. Kan sıvılaştırıcı ilaçlar da dahil toplamda 15 çeşit ilaç kullanıyor. Bu ilaçlar bir süre babama verilmedi. Babam bu durumu bize aktarmıyordu, görüşe gittiğimde renginin sarardığını fark ettim. Ayrıca o dönem dalgınlığı da vardı. İlaçların o dönem kendisine verilmediğini öğrendim. Cezaevi yönetimi ‘Elimizde ilaç yok, bulamıyoruz’ gerekçesi ile hastaları mağdur etmiş. Bu durum basında gündemleşince 3 gün sonrasında ilaçlar verilmeye başlanmıştı. Açıkçası hasta tutsakları ölüme terk etme amaçları var. Adalet Bakanlığı’nın yaklaşımı da sanki cezaevleri güllük gülistanlık gibi.”
“BİR SORU ÖNERGRESİ VERİLİYOR AMA BİR KAÇ GÜN SONRA UNUTULUYOR”
Şimel Çam, muhalefet partilerinin hasta mahpuslar konusuna ilişkin tutumunu da değerlendirdi.
Çam, muhalefetin etkin bir eylem geliştiremediğini söyleyerek şöyle devam etti:
“Evet bir hareketlilik var ama çok eksik. Ancak konunun üzerine şu yöntemle gidiliyor, bir hasta tutuklunun ailesinin başvurusu olduğunda kalkıp o gün bir soru önergesi veriliyor ama birkaç gün sonra açıkçası unutuluyor. DEM Parti ve CHP’li birkaç vekil de bu konunun üzerinde duruyor. Ama bu yapılanlar yetmiyor. Bu yapılanların bir ses getireceğine inanmıyorum. Bu durumu, acıyı ancak çeken bilir. Konunun gündemleşmesi için illa bu acıya maruz kalmak mı gerekiyor? Açıkçası ben Sezgin Tanrıkulu ile iletişim kurmak istemiştim. Defalarca kez kendisine mesaj yazmama rağmen bir geri dönüş alamadım. Bu girişimi sadece babam için değil, ben de o dört duvar arasındaki yaşamı bildiğim için yapıyorum. Oradaki zorlukların ne olduğunu nelerin yaşatıldığını biliyorum. 6 yıl cezaevinde kaldım, çok vahim durumların yaşatıldığını da söyleyebilirim.
“MUHALEFET PARTİLERİ BİRLEŞİP ‘SÜRESİZ’ ŞEKİLDE BİR ŞEYLER YAPMALI”
Parlamenterler, bazı gündemleri bu sorunun önüne koymasalar belki bir şeyler yapılabilir. Açıkçası muhalefet partileri birleşip süresiz şekilde bir şeyler yapmalı. Sadece haftada bir yapılan basın açıklaması ya da birkaç milletvekilinin konuya dair önerge sunması ile bu sorunun çözüleceğini düşünmüyorum. Babam 3 yıldır içeride ve biz 3 yıldır mücadele yürütüyoruz. Babam her defasında kalp krizi geçirdiğinde ya da ilaca verildiğinde ancak gündem olabiliyor. 9. Yargı paketinden bahsedildi, açıkçası bu halkın umutlarıyla da oynadılar. İnsanları hayal kırıklığına uğrattılar. Vekillerin attığı tweetler nedeniyle çok umutlanmıştım ama bu konunun da üzerine maalesef gidilmedi. Fakat milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu takdir ediyorum bu konunun üzerinde gerçekten duran bir vekil diyebilirim ama tek başına olduğu için yetersiz kalıyor. Bütün vekiller aynı azimle davranırlarsa inanıyorum ki bir şeyler olur.”
“BABAM ‘YETER Kİ KURTULAYIM’ MANTIĞIYLA SEVKİNİ İSTEMİŞ, AİLEYİ DAHİ DÜŞÜNMEMİŞ”
Sürecin devam etmesi sebebiyle çok kaygılı olduğunu dile getiren Çam, “Oradaki tutukluların hepsi aynı şekilde sevkini istemiş. Hatta sürgün olduklarında mahkumlar seviniyor. Ailesine yakın olan tutuklular dahi sevkini istiyor. Çünkü burada infaz yakılıyor, sürekli ceza ve tutanaklarla karşılaşıyoruz. Yani mahkumlar, farklı cezaevlerinde umut arıyor. Adli tutuklular da aynı şekilde zorluk yaşıyor. Onların da tahliye edilmediği durumlar oluyor” dedi.
AYAKTA DURAMADIĞI HALDE ‘HALAY ÇEKTİĞİ’ İDDİASIYLA HÜCRE CEZASI VERİLDİ
Şimel Çam, babasının olduğu cezaevinde 15 Ağustos’ta tutuklular halay çektiği için tutanak tutulduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Erdal Doğan isimli bir tutukluya 3 yıldır tahliye vermiyorlarmış. ‘Tahliye veriyoruz’ denilince sevinçle 5 tutuklu, halay çekmiş. Diğer Tutuklular da alkış ve ıslık çalmışlar. Bunun üzerine 15 gün boyunca tüm koğuştakilere hücre cezası verilmiş. 18 Eylül’de mahkemeleri görüldü, savunmaları alındı. Cezaevinde görüntüler de var, halay çekenler kendileri belirtiyor zaten ‘Mehmet Emin Çam ve birkaç kişi halay çekmediler’ diye de ifadeler mevcut. Hatta ‘Bunlar hasta tutsaklar ayakta duramayacak durumdalar’ diye ifadeler de var. Babam da verdiği ifadede ‘Keşke ayağım böyle olmasaydı ben de halay çekseydim’ dedi. Kimi tutukluların cezaları az kaldığı için bu olanlar sebebiyle kuruldan geçirilmeyeceği konuşuluyor.”
Eren Güven-Devrim FINDIK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.