PİRHA- Seferihisar Cemevinde düzenlenen, ‘Yedi Ulu Ozan’ın Ene’l Hak ve Tasavvuf Yönleri, 4 Kapı 40 Makam’ panelinde ulu ozanların uğruna bedel ödedikleri tarihi mirasın sahiplenilmesine vurgu yapıldı. Panelde ayrıca, Alevilik inancına yönelik kültürel soykırım girişimlerine tepki gösterilerek, Aleviliğin toplumsal değerlerine sahip çıkarak kökleriye buluşmaşıyla demokrasi ve barışın da inşa edileceğine dikkat çekildi.
Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Seferihisar Şubesi Cemevi’nde ‘Yedi Ulu Ozan’ın Ene’l Hak ve Tasavvuf Yönleri, 4 Kapı 40 Makam’ konu panel düzenlendi.
Prof. Dr. Halil Çivi ve Şair Süleyman Tulaz’ın panelist olarak katıldığı etkinlik öncesinde çerağlar uyandırıldı. Seferhisar Demokrasi Platformu bileşenleri ve çok sayıda üyenin katıldığı panelde ayrıca Hakk yolunda mücadele edenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunularak, ozanların deyişleri ve hak nefesleri seslendirildi.
Panel öncesi Seferihisar Cemevi yönetimince yapılan bilgilendirmede, “Şimdi bizden önceki pirlerimiz, murşidlerimiz, taliplerimizin, dedelerimiz ve anılarımızın, yol erenlerinin baskı zulümlere direnerek bugüne kadar varettikleri bu inancı gelecek nesilere en iyi şekilde aktarmak gibi tarihi bir sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz . Bu sebeple bugün burda gelecek yol haritamızı belirlemek için geçmişimiz deki değerlerin ışığında ,onlardan öğrenerek onların bu çorap topraklarda yaydıkları ışığı takip ederek söz kuracağız. Biz bugün aynı öğretimizde ki gibi ‘bizim yolumuz dikenlidir ayağını seven gelmesin’ diyeceğiz ve zor olanı seçeceğiz. Önce inancımızdaki gibi ‘bilimin yolundan gidilmeyen yol karanlıktır’ diyerek konuları ele alacağız ve ‘ en büyük ibadet gerçeği aramak deyip gerçeğin demine hü diyeceğiz” denildi.
ALEVİLİĞİN KÜLTÜREL SOYKIRIMINA TEPKİ
Alevilik inancı ve Alevilerin yaşam alanlarına yönelik müdahaleye vurgu yapılan konuşmalarda, “Tarihsel yolculuğunda Hakk-insan ve doğa eksenli inancımız sevgi bizim dinimiz diyerek şiddetin her türlüsünü redderekerek toplumsal barışı yer altı kaynakları gibi besleyerek ulu bir çınara dönüştü. Büyük bir değişim ve dönüşüm aracı olan Alevileri tarihteki izlerini silmeye çalışan zihniyet bugün asimilasyon iştahında vazgeçmeyerek, kuzu postuna bürünen kurtlar misali açılımlar yaparak ağacı kemirmeye çalışıyor. Yaşanan bu süreçte yok edemediği Aleviliği kültürel soykırım yaparak başka kodlarla yeniden tarif etmeye çabalıyor. Kültür Bakanlığı bünyesinde cemevleri kurarak bu inancı ağacın kurdu olarak içeriden kemirmeye çalışmaktır. Bu da yetmeyecek inanç merkezi olan yerleri devletin tüm kaynaklarını arkasına alarak dev külliyeler yaparak sünnileştirmeye çalışmaktır. Zorunlu din dersleri, ÇEDES uygulamalarıyla yetinmeyip, Munzur gözelerinde ki kutsal mekanlarımıza mescitler yaparak, içten ve dıştan kemirmeye devam ediyor kurtçuklar” diye belirtildi.
“TARİHSEL KÖKLERİMİZLE BULUŞUP, MİRASIMIZA SAHİP ÇIKALIM”
Yine bilgilendirmelerin devamında ise, Alevilik inancının toplumsal değerlerine sahip çıkarak kökleriye buluşmaşıyla, demokrasi ve barışın da inşa edileceğine şu cümlelerle vurgu yapıldı:
“Her ne kadar tarihte birçok badireler atlatarak günümüze gelen bu kadim ağaç yıkılmayacak kadar köklü ve güçlü olsa da ancak biz onu yaşattığımız zaman yeşerir, yeşertir. Bu değerlere sahip çıktığımız zaman o kurtçuklar hakikat içerisinde kaybolur. Bizler ancak birbirimizin Hızır’ı olmaya, dayanışmayla örgütlerimize cansuyu olmaya, Alevice yaşamayı hayata geçirmek için yola çıkarak ,öğrenerek bilgilenerek ancak iç ve dış kurtçuklarla baş edebiliriz. Böylelikle bu çınarı toplumsal kökleriyle buluşturursak ,ondan aldığı güçle demokrasiyi barışı daha da yeşertebiliriz. Başka yol haritaları aramaya, başkalarının bizim yolumuzu çizmeye ihtiyacımız yok. Hiç kimse karanlıkta kalmasın diye sabahlara güneş olmaya giden yol ulularımız ozanlarımızı, kanlarıyla canlarıyla emekleriyle bedeller ödedikleri bu tarihi mirasımızı sahiplenmeye çağırıyoruz.”
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.