PİRHA – Adıyaman’ın son saz ustası makineleşmeden dertli. 25 yıl saz tamiratı ve imalatı yapan Abuzer Polatdemir, “altın değerindeki” mesleğini çırak bulamadığı için kimseye devir edemeyeceğinden, Adıyaman’da mesleğin kendisinden sonra tarihe karışacağını söyleyen Polatdemir, “Bu meslekte kullanılan ağaç ne olursa olsun, başta işçilik ve ustalık önemlidir” diyerek saza sesi verenin el emeği ve alın teri olduğunu dile getirdi.
Adıyaman’ın köylerinde özenle seçilen değişik ağaç türlerinden yapılan sazlar, usta sanatçıların elinde Anadolu’nun vazgeçilmez tınısına dönüşüyor. Alevi deyişlerinin de ayrılmaz parçası olan Dede sazı yapan, saz ustası Abuzer Polatdemir, 25 yıldır alın terini ve emeğini katarak yaptığı sazların son kontrolünden sonra kendi sevdasını ve yüreğindeki duygularını dillendiriyor.
“DUT AĞACINDAN YAPILAN OYMA SAZLARIN TINISI DAHA GÜZEL OLUYOR”
“Saz yapımında kullanılacak olan uygun ağaçları bulmak için Adıyaman’ın köylerini gezdiğini” söyleyen 4 çocuk babası Polatdemir, “Sazları dut, kestane, gürgen, kiraz, kelebek, kaysı gibi ağaçlardan yapıyoruz. Adıyaman’da olmayan ağaç çeşitlerini de dışarıdan getiriyoruz. Ancak bunlar arasında en güzel ve en uygun ağaç dut ağacıdır. Saz yapımında duttan sonra ardıç ağacı önemlidir. Biz genellikle dut ağacından yapıyoruz. Oyma, çoğunlukla dut, kestane, gürgenden yapılıyor. Onun dışında yaprak dediğimiz çıtadan yapıyoruz. Yapılan sazın ağacına göre sesi değişiyor. Tabi ki dut ağacından yapılan sazın sesi çaldıkça tınısı daha tatlı ve kulağa hoş gelir” dedi.
“OYMA SAZLAR BEKLEDİKÇE DAHA GÜZEL SES ÇIKARIYOR”
“Yapılan oyma sazların, ağaç türlerine göre tınısını etkiliyor. Ağaçların ince olanından yaprak çıta saz, kalın olanından ise oyma saz yaptıklarını ifade eden Polatdemir, “Yaprak çıta sazlara göre oyma sazlar daha kaliteli ve güzel oluyor. Getirdiğimiz ağaçların içini oyarak sazın teknesini yapıyoruz. Tabii oyma el emeği ile yapıldığından yoğun emek isteyen bir iştir. İçini oyduktan sonra en az 5 ya da 6 ay bekletiyoruz. Yeterince bekledikten sonra diğer işlemlere geçiyoruz. Sapını ve diğer malzemelerini yapıyoruz. Tekneyi sazın sesinin daha iyi çıkması için bekletiyoruz. Anlayacağınız ne kadar beklese sazın kalitesi ve sesi o kadar güzel ve hoş çıkar. Özellikle oyma dut dediğimiz sazın tadını hiçbir şey vermez. Bu sazın sesi çaldıkça gelişir ve güzelleşir” dedi.
“BENDEN SONRA BU MESLEK TARİHE KARIŞACAK”
Piyasada fabrikasyon ucuz ve kalitesiz sazlardan kaynaklı el emeğinin karşılığını alamadıklarından ve rağbet görememekten dert yanan Polatdemir, şunları dile getirdi;
“Hazır sazların piyasada ucuz satılmasından kaynaklı elimizdeki ürünleri pazarlama konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Anlayacağınız bu durumdan kaynaklı el emeği karşılık bulmuyor. Bu nedenle bu işe de rağbet olmuyor ve çırak yetiştiremiyoruz. Böyle de devam ederse benden sonra Adıyaman’da bu meslek tarihe karışacak. Hazır sazlar el işi ile yapılan sazlar gibi kaliteli olamaz. Bizim amacımız kaliteli saz üretmektir. İnsanlar sanat ile uğraşacak ise eline kaliteli saz alsın derdindeyiz. Sipariş üzerine istenilen özellikte saz üretiyoruz. Sazın daha kaliteli, daha doyurucu ve tok bir ses çıkartması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Yeni nesil gençler eskiye oranla bağlamaya ve saza yoğun bir ilgi gösteriyor. Ama fabrikasyon sazlar emek verilemeden üretildiği için biraz daha uygun oluyor. Bu nedenle alın teri ve emek verilerek yapılan oyma sazlar ağır satılıyor” diye ifade etti.
“ESKİDEN DAHA ÇOK DEDE SAZI İMALATI YAPIYORDUK”
“Yaptıkları “dede” türü, bağlama, uzun sap sazların Adıyaman’ın dışında başka illerde hatta farklı ülkelerde de alıcı bulduğunu” ifade eden Polatdemir, “Eskiden saz çalanlar “dede sazı” dediğimiz ya da “balta saz” olarak bilinen sazları yapar ve çalarlardı. Bu dede sazları 12 perdeden yapılıyor. Cemlerde semah dönülürken sesi daha güzel olduğu için bu saz kullanılıyor. Bu nedenle insanları daha çok aşka getiriyor. Sonradan bu meslek biraz daha gelişti. Yaprak ve oyma büyük tekne sazlar yapmaya başladık. Bunları yaparken de yine “dede” türü sazdan esinlenerek yaptık. Günümüzde daha çok büyük tekne bağlama türü sazlar tercih edilse de dede türü sazın meraklıları yöremizde halen bulunmaktadır. Dede sazı asla değerini kaybetmeyecektir” diye ifade etti.
“SAZ ÇALMA HEVESİ İLE İMALATINA BAŞLADI”
25 yıllık saz ustası Abuzer Polatdemir, “Saz çalmaya çok hevesim vardı. Marangozluk yapıyordum, boş zamanlarımı saz çalmayı öğrenerek geçiriyordum. Marangozlukla birlikte saz imalatı da yapıyordum. O dönemler bir iş kazası geçirdim iki parmağımı kaybettim. Bu nedenle saz çalmakta zorlandım. Buna rağmen yaptığım sazların tınısını kontrol edebilecek kadar saz çalıyorum. Saz çalma merakımdan dolayı bu işe daha çok emek vererek alın teri dökerek kendimi geliştirdim. Yıllardır saz imalatı ve tamiratı yapıyorum” diye konuştu.
Mustafa YÜKSEL-ADIYAMAN
Yoruma kapalı.