PİRHA- Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 711’inci haftasında 22 yıl önce kaybedilen Ramazan Yazıcı’nın akıbetini sordu. Bu haftadaki eyleme Uluslararası Af Örgütü destek verdi.
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmek isteyen Cumartesi Anneleri, 711’inci haftasında da polis tarafından engellendi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, polis tarafından ablukaya alındı. Bunun üzerine Cumartesi Anneleri, ellerinde taşıdıkları kayıpların fotoğrafları ve karanfiller ile açıklamalarını İHD şube binası önünde yaptı.
Bu haftaki açıklamada, 22 Kasım 1996 tarihinde Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Ramazan Yazıcı için adalet istendi.
Eyleme, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Oya Ersoy, Hüda Kaya, Dilşad Canbaz ve Garo Paylan ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. İngiltere’den gelen Uluslararası Af Örgütü Avrupa Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou ve Uluslararası Af Örgütü Avrupa Kampanyalar Sorumlusu Milena Büyüm de açıklamaya destek verdi.
Haftanın basın açıklamasını kayıp Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun yaptı. Türkiye’de diğer ağır ihlaller gibi gözaltında kaybetme suçunun da hukuksal ve siyasal faktörlerin etkisiyle cezasız bırakıldığını belirten Tosun, “Yüzlerce insan gözaltına alınarak kaybedilmesine rağmen, kaybedilenlerin aileleri için tüm hak arama kanallarının kapatılması büyük bir adalet boşluğuna yol açmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de uzun yıllardır Türkiye’de güvenlik güçlerinin eylemlerinden dolayı yaşanan ihlallerde, etkili soruşturma yapılmayarak sürecin fiili cezasızlıkla sonuçlandırıldığına dikkat çekmektedir.” dedi.
RAMAZAN YAZICI’NIN AKIBETİ SORULDU
Tosun, AİHM’in dikkat çektiği cezasızlık davalarından biri olan Ramazan Yazıcı’nın kaybedilmesini ve yargılama sürecini şu sözlerle aktardı: “36 yaşındaki Ramazan Yazıcı Diyarbakır-Silvan arasında bir minibüs ile yolcu taşımacılığı yapıyordu. 22 Kasım 1996 tarihinde saat 09.00 sıralarında Silvan Melikahmet Garajı’nda kendilerini polis olarak tanıtan 3 kişi tarafından gözaltına alındı. Görgü tanıkları Yazıcı’nın 21 DZ 490 plakalı kırmızı renkli Şahin marka araca bindirilerek götürüldüğünü söyledi.
Bir kişinin kendisinin de gözaltında bulunduğu sırada Ramazan Yazıcı’yı Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde gördüğünü iddia etmesi üzerine Yazıcı ailesi, Savcılığa Terörle Mücadele Şube polisleri hakkında yasa dışı gözaltı yaptıkları gerekçesiyle şikâyette bulundu. Ardından Yazıcı ailesi konuyla ilgili DGM Başsavcılığına, OHAL Bölge Valiliği’ne, Emniyet Müdürlüğü’ne, Adalet Bakanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na başvurdu.
Yazıcı ailesinin başvurduğu İHD Diyarbakır Şubesi ve Uluslararası Af Örgütü de resmi merciler nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak Ramazan Yazıcı’nın gözaltına alınmadığı ileri sürüldü.
Olayın peşini bırakmayan İHD 2 yıl sonra Ramazan Yazıcı’nın elleri ve ağzı bağlı olan cansız bedeninin, 3 Aralık 1996 tarihinde İdil’e bağlı Sarıköy ve Mağara köyleri arasında bulunduğu ve İdil Merkez Mezarlığı’na kimliği meçhul kişi olarak gömüldüğü gerçeğine ulaştı. 19 Kasım 1998 tarihinde Yazıcı ailesi ve İHD yetkilileri Ramazan Yazıcı’nın cenazesini almak üzere İdil Merkez Mezarlığı’na gitti. Ancak mezarlıkta kimliği meçhul kişilerin gömülmesine ilişkin kayıt tutulmadığı için Ramazan’ın mezar yeri bulunamadı.
Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’ndaki dosyada hiçbir gelişme yaşanmazken AİHM’e taşınan dava mahkûmiyetle sonuçlandı.”
SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRDILAR
Soruşturmanın etkin bir biçimde yürütülmesinin soruşturma organlarının temel görevi olduğunun altını çizen Tosun, “Ramazan Yazıcı’nın mezar yerini açığa çıkartacak, sorumlu olanların belirlenmesini ve cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir soruşturma başlatılması için, savcıları göreve çağırıyoruz” dedi. Tosun son olarak, “Hakikat ve adalet talebimiz gerçekleşinceye kadar kayıplarımızı aramaktan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diye ifade etti.
“O GÜNDEN BUGÜNE BASKILARI AYNI KIZGINLIKLA TAKİP EDİYORUZ”
Tosun’un ardından Uluslararası Af Örgütü Avrupa Kampanyalar Direktörü Fotis Filippou yaptığı konuşmada, Cumartesi Annelerinin 700’üncü haftasından bu yana yaşananları şoke edici olduğunu ve kendilerini üzdüğünü söyledi. Süreci kızgınlıkla takip ettiklerini belirten Filippou, Cumartesi Annelerine olan desteklerini devam ettireceklerini kaydetti. “O günden bu yana yaşadığınız baskıları da aynı kızgınlıkla takip ediyoruz” diyen Filippou, “Sizin kaybedilen yakınlarınızın akıbetlerini sorma hakkınız durdurulamaz, engellenemez. Yıllardır sizin mücadelenizin alanı olan Galatasaray’a dönebilmeniz için sizin yanınızda kampanyamıza devam edeceğiz. Bu hakkınızı tekrar tesis edebilmenizi sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye ve dünyadaki tüm şubeleriyle birlikte her daim sizin yanınızdayız.” ifadelerini kullandı.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.