PİRHA-
Akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın yargılandığı davada, mahkeme Nuriye Gülmen tutukluluk halinin devamına, Semih Özakça’nın adli kontrol talibinin reddine, Acun Karadağ’ın her hafta Cumartesi günü 09.00 ile 17.00 arasında imza atmak şeklinde adli kontrolüne karar verdi. Davanın bir sonraki duruşması 27 Kasım tarihine ertelendi.
KHK ile ihraç edildikten sonra açlık grevine başlayan, ardından tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın yargılandığı davanın 4’üncü duruşması bugün görüldü. Duruşmaya tedavi gördüğü hastaneden SEGBİS ile bağlanan Nuriye Gülmen, “Örgüt talimatı ile eylem diyorlar ya, 254 gündür açlık grevi yapıyorum. 254 gün değil talimatla, zorlamayla bir gün aç kalmam. İnsan bedenini böyle bir şey için eritmez” dedi.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Yerleşkesindeki salonunda görülen duruşmaya, haklarında dava açılan, bir önceki celsede tahliye edilen Semih Özakça, tekerlekli sandalye ile getirildi. Tutuklu Nuriye Gülmen ise duruşmaya tedavi gördüğü hastaneden SEGBİS aracılığıyla bağlandı.
Gülmen, kendisine destek olan kişi, kurum, ailesi, arkadaşları ve sivil toplum örgütlerine teşekkür ederek konuşmasına başladı. Savunmasını mahkeme huzurunda yapmak istediğini, ancak güvenlik ve sağlık koşulları bahane edilerek savunma hakkının kısıtlandığını belirten Gülmen, “Ben bu yargılamanın başından beri söylediğim gibi sizin gözlerinize bakarak, mahkemedeki havaya hissederek savunmamı yapmak istiyorum. Güvenlik ve sağlık koşulları ayarlanabilir. Kızılay’ı abluka altına almayı bilenler güvenliğimizi çok rahat sağlayabilirler. Bunun keyfi olduğunu düşünüyorum” dedi.
“BUNU SAVUNMAM OLARAK DÜŞÜNMEYİN”
Davanın 4. duruşması olmasına rağmen halen savunmasını yapamadığını ve bu yüzden tahliye edilmediğini belirten Gülmen, “Benden bugün yine savunma alamayacaksınız. Ancak ben kendimi size ifade etmek istiyorum. Neden açlık grevi yaptığımı anlatacağım ama bunu benim savunmam olarak düşünmeyin” diyerek işinden atılma ve Yüksel Caddesi’ndeki eylem sürecini anlattı. Gülmen mahkeme heyetine seslenerek, “Beni tahliye ettikten sonra oraya gelip savunmamı yapacağım. Tüm iddialara cevap vereceğim” dedi.
Akademik kariyeri boyunca sorgulayan ve öğrencilerine örnek bir hoca olmak için uğraştığını anlatan Gülmen, “Örgüt talimatı ile eylem diyorlar ya; 254 gündür açlık grevi yapıyorum. 254 gün değil zorlamayla bir gün aç kalmam. İnsan bedenini böyle bir şey için eritmez” ifadelerini kullandı.
“HAKLI OLMASAK BU KADAR DİRENEBİLİR MİYİZ?”
KHK ile işten atıldığında kendisine “FETÖ ile ilgili sorular sorulduğunu” ve yönetimin kendisinden ve tüm hocalardan muhbirlik yapmasını istediğini ileri süren Gülmen, ‘Benimle dalga mı geçiyorsunuz’ dedim. Bu bana zuldür. Ben hakkını arayan bir insanım. 9 Kasım’da beni o eylemi yapmaya götüren şey; adalet açlığıyla alakalı. Bu örgütün (FETÖ) bu hale gelmesinde AKP iktidarı baş sorumludur. Ben kendi işimi istiyorum ve aynı zamanda faşizme karşı duruyorum. Biz haklı olmazsak açlık grevi yapabilir miyiz. Bu kadar direnebilir miyiz?” diye konuştu.
Tutuklanmalarının, yaptıkları eylemin toplum tarafından destek görmesiyle alakalı olduğunu belirten Gülmen, “Taleplerimizi görmezden geldiler. Bizi herkes duydu, beton duvarlar bile duydu. Ancak AKP iktidarı duymadı. Yaptığımız eyleme insanlar sahip çıktı. Bize destek oldular. Bu nedenle bize ‘terörist’ deyip ‘örgüt üyesi’ deyip savaş açtılar. Biz haklı olduğumuz için buradayız. Bütün yolları denedik. Biz gerçekten işimizi istiyoruz. Ama bu eylem amacını aştı. AKP iktidarının doğrudan savaş açtığı bir eylem oldu” diye konuştu.
“İNSANLAR BİZİM TERÖRİST OLMADIĞIMIZI BİLİYOR”
İlk olarak 9 Kasım 2016’da, toplamda 27 kez gözaltın alındığını anlatan Gülmen, “İnsanlar bizim terörist olmadığımızı biliyorlar. Yüksel direnişimiz AKP’nin KHK’larının meşruluğunu yitirmesine neden oldu. Haksız yere işten atılan insanlar buna yükse sesle itiraz edemiyorlardı. Biz bunu başardık. Eylemin 74’üncü gününde tekrar gözaltına alındık. Dosyalar birleştirildi. Terör örgütü üyesi diye tutuklandık. Açlık grevimizi örgüte mal etmek cehalettir. Bizi açlık grevine zorlayan taleplerimizdir” şeklinde konuştu.
SAVCIDAN TALEP GELDİ
Savcı mütalaasının hazır olduğunu açıkladı Söz verilen savcı esas hakkındaki mütallasını açıklamaya başladı. Savcı, Acun Karadağ hakkında örgüt üyeliği ve propaganda suçlarından delil olmadığı gerekçesiyle beraatini talep etti. Semih Özakça için “örgütun hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan TCK 220/7 maddesi gereği cezalandırmasına, diğer suçlardan beraatini talep etti. Nuriye Gülmen’in ise “terör örgütü üyeliği” suçundan cezalandırılması istendi.
Savcının mütallasının ardından mahkeme, Nuriye Gülmen tutukluluk halinin devamına, Semih Özakça’nın adli kontrol talibinin reddine, Acun Karadağ’ın her hafta Cumartesi günü 09.00 ile 17.00 arasında imza atmak şeklinde adli kontrolüne karar verdi. Davanın bir sonraki duruşması 27 Kasım tarihine ertelendi.
HABER MERKEZİ
Yoruma kapalı.