Üç gündür Köln’deki tarihi Dom Kilisesinin önündeki Meydan İstanbul Taksim Gezi Parkı eylemlerine destek verenlerle dolup taşıyor. Sadece Köln’de değil, Avrupa’nın tüm şehirlerinde, hatta köylerinde sürüyor DAYANIŞMA eylemleri. Dünyanın değişik ülkelerinden dayanışma mesajları, fotoğraflar düşüyor sanal medyaya. Her kesiminden milyonlarca ezilenin, doğasına ve tarihine sahip çıkanların sesi sloganlara dönüşüyor. Her türlü ayrımcılığa, barışa, kardeşliğe, insanca yaşamaya uzatılan eller birbirine uzatılmış durumda.
Alışkanlıklarımızın dışında görüntüler düşüyor fotoğraf yada video karelerine. Bu güne kadar asla bir arada olmayan renkler, semboller, flamalar önemini yitirmiş, bir ağızdan atılan sloganlarda birleşiyor. Tarihine, inancına, doğasına, geleceğine sahip çıkmaya kararlı olanların birlikteliğine dönüşmüş. Türkler, Kürtler, Almanlar, Yunanlılar, Afrikalılar kendi dövizlerini, pankartlarını kendilerince evlerinden yazmış getirmişler. Solun her rengi burada, solcuların hemen yanında sağcılar, akp’ye oy vermiş insanlar duruyor. Kürt arkadaşların sembollerine itiraz eden bir kadın eylemciye, elleriyle MHP işareti yapanlar müdahale ediyor; Eylemin tadını kaçırma!.
Hep birlikte slogan atıyorlar; Türkiye Faşizme Mezar Olacak!. Arkadaşım Ali Haydar Avcı ile görüp yaşadıklarımıza şaşkınlıkla gülümsüyoruz. 60 sene sonra gördüğüm bir başka dünyanın fotoğrafını çekiyorum, videoya alıyorum herkes bu anı görsün diye. Her şerde bir hayır vardır, atasözü takılıyor aklıma. Devleti yönetenlerin bu güne kadar yüksek perdeden kibirli, azarlayıcı, aşağılayıcı, küçük düşürücü söylem ve hareketlerine karşı haklı olmanın, hakkına, tarihine, doğasına, kültürüne sahip çıkmanın bilinç yükselmesinin geldiği yerde olduğumuzu düşünüyorum.
Mağduriyet söylemleri ile ağlayarak iktidara gelen, rantçılar dışında herkesi mağdur etmeye çalışan bir iktidara yapılan itirazın patladığı yerdeyiz. “Biz karar verdik yapacağız, biz istersek yaparız. Birkaç marjinal örgütün itirazlarına boyun eğmeyiz, çapulculara meydan bırakmayız” tarzı tehditlerin tükendiği yer. Ağlama duvarlarını göstererek ülkeyi ağlatma duvarına çevirenlerin duvarlarını yıkıyor insanlar.
Tarih ana dediğimiz şey sadece seçilmişlerin tarihini değildir, en çok marjinallerin, çapulcuların tarihiyle doludur. Seçilmişlerin görkemli sarayları, görkemli iktidarları kendiliğinden yıkılmamıştır, o sarayları iktidarların başına yıkanlar, yönetenlerin çapulcu dediği insanlardır.
Çapulcu, hiçbir amacı olmayan insanların yaptıkları talana söylenir. Eylemcilerin hepsinin bir amacı var; “Gezi Parkıma Dokunma” diyorlar. “Milyonları Sokağa Dökeriz” tehditlerine inat, silahlı, panzerli, gazlı polisin en sert saldırılarına karşı direniyorlar, ölüm haberlerinin fotoğrafları ulaşıyor sosyal medyaya. Tutuklanmalara, tekmeye, copa, tazyikli suya karşı bedenlerini hedef ediyorlar. Kendilerine iki kilo patates, yarım altın karşılığı oy veren yoksulların çocukları bunlar.
Bizim algımız dışında, örgütsüz gibi görülse de, asıl çapulculara karşı veriliyor bu kavga. Bergamadaki Alloiniyi sular altında bırakanlara, Hasankeyf gibi insanlık mirasını sular altında bırakmaya çalışanlara, kentsel dönüşüm adı altında tüm tarihi yapıları alış veriş merkezlerine çevirenlere, dağlarımızı, akar sularımızı yabancı sermayeye satanlara karşı.
Gizli tanıklar bulduklarını söyleyerek tutukladıkları avukatların uğradığı haksızlığa, uydurma suçlar üreterek tutuklanan belediye çalışanlarına, sahte suçlarla tutuklanan KESK’li sendikacılara, öğrencilere yapılan baskılara, yandaş olmayan medyaya karşı uygulanan otosansüre, susturulmaya çalışılan gazetecilere, Alevilere yapılan hakaretlere, inkara. Kısaca; Ülkenin taşını, toprağını, suyunu, ormanını babasının malı gibi gören diktatörlük özlemlerine bir başkaldırıdır yaşadığımız.
Bu eylemi sadece hükümet değil, muhalefet de çok iyi okumalıdır. Eylemden rant bekleyen her politik bekleyiş, dünyamız da rantçılığa karşı verilen savaşları hep kaybetmiştir. Başta söylediğim gibi her rengin, her kültürün elele vererek başlattığı bir eylemi ancak tam demokrasi durdurabilir. Yıkılmadık saray, çökmeyen saltanat yoktur Tarih de….
Yaralanan tüm güzel insanlara “geçmiş olsun”, yıldızlara yükselen güzel insanlara “ışıkları bol olsun” dileklerimle. Zeynel Gül / 04.06.2013
Yoruma kapalı.