PİRHA- Partisinin Meclis’teki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bu iktidar Alevilerin eşit yurttaşlık talebini hiçbir şekilde dikkate almıyor. Sadaka, inayet politikasıyla bir yere varmaya çalıştı. Şimdi Alevilerin bin bir emekle ve bin bir çabayla oluşturdukları öz kurumlarına kayyım atamaya çalışıyorlar” dedi.
Sancar’dan hükümete: Alevilerin tek bir talebi var ‘Eşit yurttaşlık’, bunu kabul et gerisi boş
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis’teki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ankara’da 10 Ekim 2015 tarihinde ‘Barış ve demokrasi’ mitingine yönelik IŞİD’in gerçekleştirdiği saldırıyı anımsatarak sözlerine başlayan Sancar, yaşamını yitiren 104 kişiyi andı.
“FAŞİZAN REJİMLER KAN VE KATLİAMLA İNŞA EDİLİR”
Katliamın ardından Türkiye’de rejim değişikliğine gidildiğini ifade eden Sancar, “10 Ekim Katliamı şimdi içinde bulunduğumuz rejimi kurma girişimlerinin en önemli köşe taşlarındandır. Faşizan rejimler kan ve katliamla inşa edilir. Şiddet ve savaş politikalarıyla ayakta kalmaya çalışır. İşte bu katliam tam da böyle bir hedefe göre planlanmış yol verilmiş ve gerçekleştirilmiştir. Sonrasını düşünürsek aşama aşama bu faşizan rejimin nasıl kan ve katliam üzerine kurulduğunu görebiliriz. Ardından başka katliamlar da yaşandı. Saldırılar devam etti. Toplumu esir alan bir korku iklimi yaratmaya çalıştılar” dedi.
“BAZILARI BARIŞ KELİMESİNDEN HİÇ HOŞLANMIYOR”
Katliam politikalarının amacının halkı korkutmak ve sindirmek olduğunu vurgulayan Sancar, barış politikalarını savunmaya her zaman devam edeceklerini söyledi.
10 Ekim emek ve demokrasi şiarıyla gerçekleşmiş bir kitlesel buluşmanın en temel talebinin barış olduğunu kaydeden Sancar, sözlerine şöyle devam etti:
“Bazıları barış kelimesinden çok hoşlanmıyor. Bu iktidarın barış kelimesinden hiç hoşlanmadığını hatta büyük nefret duyduğunu biliyoruz. Sanki başka kesimler için söylüyorum barış talebi bir zayıflık, barış mücadelesi kolaycılık gibi algılanabiliyor. Aslında barış talebi ve mücadelesi, kan ve katliamla kurulmak istenen rejimlere karşı en etkili yoldur. Çünkü barış mücadelesi aynı zamanda katliam ve kan politikalarına karşı cesur bir ayağa kalkıştır, itirazdır, güçlü bir direniştir. O nedenle barış derken kastettiğimizin ne olduğunu herkes iyi anlamalı. Biz barış talebini dile getirirken, barış mücadelesi için buluşmayı büyütmeyi hedeflerken tam da bu kan ve katliam faşizan rejimine karşı mücadeleyi esas alıyoruz. Bu olmadan bu rejimle kitlesel bir buluşmayı gerçekleştirerek mücadele etmek de zordur, eksik kalır. Barış talebimiz, o nedenle kana katliama zulme zorbalığa faşizme karşı güçlü bir direnişin sembolüdür, adresidir.”
“SAVAŞA KARŞI DİRENİŞ İRADESİ ÜRKÜTÜYOR, KORKUTUYOR”
HDP Milletvekili Habip Eksik’in polisler tarafından uğradığı saldırıyı da değerlendiren Sancar, “Halka ve halkın temsilcilerine saldırdılar. Vekilleri darp ettiler. Habip Eksik arkadaşımızın ayağını 3 yerden kırdılar. Tanıklar ve az sayıdaki elimizdeki görüntü bunun planlı olduğunun kanıtıdır. Bilinçli bir saldırıdır. Düşmanlık politikaları ve savaşa karşı direniş iradesi ürkütüyor, korkutuyor, öfkelendiriyor hırçınlaştırıyor. Bu düşmanlıkların içinde bir tanesi var ki onların kendileri için ayakta durma sütunudur. Nedir o düşmanlık, Kürt düşmanlığı, Habip Eksik ve diğer arkadaşlarımıza hunharca saldırmanın temelinde Kürt halkının iradesine saygısızlık Kürt halkının mücadelesinden duyulan korku var” ifadelerini kullandı.
“ŞİDDET UYGULAYANLAR CÜRETİ İKTİDARDAN ALIYORLAR”
İktidarın bir şiddet toplumu yarattığını dile getiren Sancar, “Eğer sanatçılar sahnede, konserde saldırıya uğruyor, öldürülüyorsa bu kendine hak gören yandaşların ya da yandaş sananların cüretindendir. Bu cüreti de iktidardan alıyorlar. Onur Şener’in katledilmesi bir tesadüf, münferit bir olay değildir. Her gün onlarca kadının şiddete uğraması, yıllar içinde binlerce kadının kıyımı bu şiddet toplumunun en açık göstergesidir. Bizler böyle bir toplum içinde yaşamak istemeyen milyonların gerçek umuduyuz. Bizler gençleri şiddet dolu bir gelecek için bugünden rehin alan, aciz bırakmaya, umutsuz kılmaya uğraşan bu iktidara ve zihniyete karşı gerçek alternatifiz. Bizlerin hedefi sömürülen, dışlanan, ötekilerle birlikte büyük barışı kurmaktır” diye belirtti.
“YOKSULLUK VE AÇLIK BU KADAR YAYGINLAŞMIŞSA SEBEBİ SAVAŞ POLİTİKALARIDIR”
AKP iktidarının şiddet politikasını sınır içinde sınır dışında her türlü araçla, sürdürerek ayakta kalmayı hesapladığını söyleyen Sancar, son olarak şunları aktardı:
“Bunu görmemiz gerekiyor. Toplumun bütün kesimlerinin görmesi gerekiyor. Sınır ötesinde suikastları kendine hak sayan ve bunu itiraf etmekten çekinmeyen anlayışı görelim. Nagihan Akarsel’in katledilmesi de Deniz Poyraz’ın vahşice öldürülmesi de aynı zihniyetin, aynı politikaların sonucudur. Bu ülkede bugün yoksulluk ve açlık bu kadar yaygınlaşmışsa tam da bu politikalarda ısrarın sonucudur. O yüzden diyoruz ki savaş ve sömürüye hayır, taviz yok, hiçbir şekilde geri adım atmak yok.”
“BU İKTİDAR ALEVİLERİN EŞİT YURTTAŞLIK TALEBİNİ HİÇBİR ŞEKİLDE DİKKATE ALMIYOR”
Hükümetin Alevi programı açıklamasına da değinen Sancar, “Evet, bir proje hazırlıyorlar, bütün Alevi kurumlarını, Cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir birim tarafından yönetmeyi planlıyorlar. Bu iktidar Alevilerin eşit yurttaşlık talebini hiçbir şekilde dikkate almıyor. Sadaka, inayet politikasıyla bir yere varmaya çalıştı. Şimdi Alevilerin bin bir emekle ve bin bir çabayla oluşturdukları öz kurumlarına kayyım atamaya çalışıyorlar. Ama biz biliyoruz ki Alevi halkı da toplumu da bu oyunları görüyor. Bunları boşa çıkaracak, bir iradeye sahiptir. Alevilerin tek talebi var, bunu kabul et gerisi boş. Eşit yurttaşlık.
“GELİN CANLAR BİR OLALIM, HİLEKARLIĞA, KURNAZLIĞA KARŞI DURALIM”
Cemevlerini ibadethane olarak kabul edeceksin. Kayyımla yönetmek değil, kendi kendini yönetme hakkını tanıyacaksın. Kendi kurumlarını kendi iradeleriyle düzenleme tanıyacaksın. Bunun dışında başvuracağınız her yol bizzat kendi kontrolünüzde bir Alevilik yaratma hesabı olacaktır. Bu hesap da Alevi canlarımızın iradesinden birikiminden ve mücadelesinden dönecektir. Tek bir söz yeter, gelin canlar, bir olalım. Bu zulme karşı hileci, oyuncu bu çeşitli kumpaslarla hakları gasp etmeyi, kurnaz bir şekilde yapabilen iktidara karşı bir olalım. Gelin canlar bir olalım, hilekarlığa, kurnazlığa karşı duralım, diyoruz. Değerli arkadaşlar iktidar şimdi yeni manevralar peşinde dedik, seçime hazırlanıyor bir yandan baskı, şiddet politikaları öbür yanda kurnazca manevralar” dedi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.