PİRHA- HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP’nin kapatma davasına dair “AYM’nin esasa girmeden davayı hemen reddetmeli” çağrısında bulundu. Sancar, 2022 bütçesinde ilişkinde “Asgari ücretin kesintilere uğramadan 5000 tl, en düşük emekli maaşının 4000 tl olmasını istiyoruz. 200 bin öğretmenin ataması hemen yapılsın. KHK ile işlerinden edilenler derhal işlerine iade edilsin” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Kapatma Davası’na dair ön savunmanın Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gönderildiğini aktaran Sancar, “Bunu ayrıca anlatmaya da gerek yok çünkü hepimizin tanıklığında yaşandı. Ön savunmamız da taleplerimiz var, argümanlarımız var, gerekçelerimiz var. Ön savunmamız o nedenle sadece HDP’yi savunma üzerine kurmadık. Esasen HDP’nin kendini savunmasına da gerek yok. Yaptıklarıyla fikirleri ile halkla ilişkileriyle bütün gerçekliği de gözler önündedir. Herkesin görebileceği, görebileceği ve görmesi gereken bir büyük güçtür, bir büyük gerçekliktir. Ama yine de bir metin hazırlamamız gerekiyordu. Buna savunma demeye dilim varmıyor. Biz buna Türkiye’de demokrasi umudunu ve inancını savunma manifestosu veya bu umudu ve inancı, açıklama bildirgesi adını vermeyi belki daha doğru bir terim olarak tercih etmeliyiz. Evet, bu metin Türkiye’de demokratik geleceği, barışı, adaleti, savunma deklarasyonudur, bunun nasıl inşa edilmesi gerektiğinin gösteren yol haritamızın devamıdır” dedi.
Sancar, HDP’nin kapatılması için hazırlanan iddianamenin Türkiye’nin demokratik gelecek inancına, gerçek bir hukuk devleti olma umuduna, adalet özlemine zincire vurma hırsının bir ürünü olduğunun altını çizerek, “Anayasa Mahkemesi bu karanlık ve tehlikeli oyunu bozma imkanına sahiptir. Hem hukuksal gerekçelerle hem de vicdani sebeplerle bunu yapacak malzemeye yeterince sahiptir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin esasa girmeden bundan sonraki aşamaları işletmeden davayı hemen şimdi bugünden reddetmesini istiyoruz. ” diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Sancar‘ın grup toplantısındaki konuşmasının satır başları şöyle:
“Geçtiğimiz hafta eski MİT yöneticisi Mehmet Eymür’ün bir röportajı yayınlandı. Son derece ağır suçlar işlendiğini itiraf ediyor. Evet itiraf ediyor ama yazdığı raporların, sunduğu belgelerin işlememesinin de işleme alınmadığından yakınıyor. Aslında burada önemli bir sorunun karşımıza bir kez daha çıktığını söylemek lazım. Mesele itiraflardan ibaret değildir. Benzer itiraflar çok yapıldı. Bu tür belgeler, bilgiler yıllardır ortalıkta dolaşıyor. Son olarak Sedat Peker’in açıklamaları da buna örnektir. Esas mesele bu suçlarla bu karanlık geçmişle yüzleşme ve hesaplaşmaya yapılamamış olmasıdır. Bizim de bu konuda mücadelede eksikliğimiz olduğunu kabul ederiz. HDP bu konuda kararlıdır. Üzerine düşen sorumluluğu her aşamada yerine getirmeye hazırdır. Yerine getirecektir. Ve bu karanlığı yenecek insan onurunu savunacak ve yüceltecektir.”
-İşçi katliamı vahşi kapitalizmin sonuçlarıdır. Bu düzen mutlaka değişmeli. İşçinin, emekçinin hakkını savunmakla birlikte, yaşam hakkını da savunacağız. İktidar hayatınızı, hayatımızı hiçe sayıyor. Gelin hep birlikte bu iktidara karşı birleşelim ve yeni adil bir geleceği birlikte kuralım. Buna gücümüz var.
-Cezaevinde uygulanan düzen faşizmin özünü en çıplak bir şekilde ortaya çıkar. 82 anayasa denen ucubeyi cezaevinde pişirdi. Cezaevindeki hak ihlaline karşı duyarlılığı arttırmalıyız. Bu hak ihlallerini durdurmalıyız.
-Darbe girişimi sonrası ucube bir OHAL İnceleme Komisyonu oluşturuldu. Barış Akademisyenlerin dosyalarını incelemeye alan komisyon beklendiği gibi kara vermeye başlayarak başvuruculardan 16’sının dosyasını red etti. Anayasa Mahkemesi’nin barış akademisyenleri için verdiği ifade özgürlüğü kararını komisyon tanımamış oldu. Yargı iktidarın aygıtı gibi işletiliyor. Barış Akademisyenlerinin uğradığı bu haksızlığı kınıyoruz.
-İktidarın küçük ortağının her grup toplantısında baştan sona nefret, hakaret, kışkırtma söz konusuyken bunlara karşı yargı işlemiyor. Ellerinde silahlarla katliam tehdidinde bulunanlara dokunulmuyor. Ancak yazdığınız bir romanda kullandığınız ibarelerden dolayı soruşturmalara maruz kalıyorsunuz. Buna karşı bütün sanatçılar, aydınlar, yazarlar susmamalı. Bizler susmayacağız, sıranın başkasına gelmesine izin vermeyeceğiz. Bunun içinde hep birlikte yürüme çağrımızı yineleyeceğiz.
-Ekonomi yangın yeri. Bütün çalışanlarımızla her gün halkın içindeyiz. Bu ülkenin yüzde doksan dokuzu yoksullaşıyor. Geriye kalan yüzde 1’i ise zenginliğine zenginlik katıyor. Sosyal yardım alanların sayısı 2 katına çıkarak 6 milyonu aşmıştır. Bunu da övünerek söylüyorlar. Biz sosyal hak, lütuf değil sosyal adalet diyoruz. Ancak bunlarla yoksulluğu yenebilir.
-Bütçe görüşmelerine dair taleplerimiz; asgari ücretin kesintilere uğramadan 5000 tl, en düşük emekli maaşının 4000 tl olmasını istiyoruz. Küçük esnafa 50 bin tl hibe desteğini savunuyoruz. EYT’lilerin sorunları çözülsün. Çocuk Bakanlığı kurulsun ve devasa hale gelmiş çocuk sorunlarını çözelim. Kamuda engelli kotası %10’a yükselsin. İşçinin 50 bin tl’ye kadar olan borçları silinsin. 3600 ek gösterge hakkı hemen sağlansın. 200 bin öğretmenin ataması hemen yapılsın. KHK ile işlerinden edilenler derhal işlerine iade edilsin. Nerede kaynak: demokrasiye dönüşte ve savaşa ayrılan kaynakları kesmekte.
-Halkın gerçekliği bütün demokrasi güçlerini bir araya gelmeye mecbur bırakacaktır. Savaş politikalarına karşı mücadele büyüyecektir. ‘Büyük Barış Hareketi’ bunun üzerine inşa edilecektir.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.