PİRHA-Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şube Başkanı Yılmaz Tuluk, vergide adalet istedi. Tuluk, “Toplanan vergiler savaşa, sermayeye, ranta, güvenlikçi politikalara, lükse, şatafata değil halk için kullanılmalıdır” dedi.
Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şubesi tarafından, 22-28 Şubat tarihlerine denk gelen Vergi haftası ile ilgili basın açıklaması yapıldı. Açıklamayı Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şube Başkanı Yılmaz Tuluk okudu.
Tarihler değişse de her yıl Şubat ve Mart aylarına denk gelen günlerde “Vergi Haftası”nın kutlandığı ve bu haftanın maliye emekçilerinin sorunları ve taleplerinin yanı sıra Maliye Bakanlığı’nın demokratikleşmesi için bir mücadele zemini olarak görüldüğünü, görülmeye de devam edeceğinin ifade edildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Vergi Haftası” adı altında Maliye Bakanlığı tarafından değişik eylem ve etkinler yapılıyor. Bu senede 22-28 Şubat tarihlerine denk gelen hafta Vergi Haftası olarak kutlanacak. Sendikamız BES, Tüm Maliye Sen sürecinden bu yana resmi kutlamalara karşı mesafeli olmuş, bu haftanın ülkemizdeki vergi sisteminin sorunlarının tartışıldığı ve adil bir vergi sistemi için tarafların bir araya geldiği demokratik bir platform olması gerektiğini savunmuştur.”
“BU YIL VERGİ HAFTASI BİR YILDIR DEVAM EDEN PANDEMİ SÜRECİNDE KUTLANACAK”
Bu yıl Vergi Haftası’nın pandemi sürecinde kutlanacağını ve verginin kalkınmanın temeli olduğundan, vergi bilincinden bahsedileceğinin belirtildiği açıklama şöyle devam etti:
“Yalnızca bir kişiden tüm dünyaya yayılan, Covid-19 virüsünün tüm insanlığı tehdit ettiği bu süreç, Dünyanın ne kadar küçük olduğunu gözler önüne sererken, kapitalist sistemin makyajı da akmaya devam ediyor. Sağlık ve sosyal güvenlik sisteminin piyasalaşmasının ortaya çıkardığı eşitsizlikler tüm çarpıklığı ile ortaya çıkarken, pandemiye karşı mücadelede belki de tek araç olan aşının, üretim ve dağıtım süreçleri ülkeler ve bölgeler arasındaki fırsat eşitsizliğini günyüzüne çıkarıyor. Yurttaş devlet ilişkisi açısından bir turnusol görevi gören pandemi sürecinde demokratik ve ekonomik yönden daha gelişmiş ülkeler yurttaşlarının temel gereksinimlerini garanti altına alırken, dünyanın birçok ülkesinde açlık, işsizlik, yoksulluk artarak devam ediyor. İnsanlık ölüm ve açlık arasında tercihe zorlanıyor. Pandemiye karşı mücadelede başarının kriteri, sürecin ortaya çıkardığı mağduriyetleri minimize etmekten geçiyor.
Bu yıl vergi haftası bir yıldır devam eden pandemi sürecinde kutlanacak, yıllardır ödedikleri verginin karşılığını pandemi sürecinde dahi alamayan milyonlarca yurttaşımıza verginin, kalkınmanın temeli olduğundan, vergi bilincinden bahsedilecek. ”
“VERGİNİN TANIMI TARTIŞMALI HALE GELMİŞTİR”
Tüm kamusal hizmetlerin paralı hale geldiği bir süreçte ‘vergi’ tanımının tartışmalı hale geldiği belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:
“Bir defaya mahsus 1000 TL pandemi sosyal desteği alan milyonlarca aileye, kısmi çalışma ödeneğine mahkûm edilen milyonlarca işçiye, iş bulamadığı için KYK ve GSS borcunu ödeyemeyen milyonlarca gencimize, ödeyemediği borçları yüzünden icralık olan milyonlarca yurttaşımıza, işsizlere, iş bulmaktan umudunu kestiği için işsiz bile sayılmayan milyonlara, bir yıldır kepenk açamayan esnafa, ürünü tarlada kalan çiftçiye, emeklilikte yaşa takılanlara, aybaşını getiremeyene, kamu emekçilerine vergi bilinci anlatılacak.
Pandemi sürecinde, anayasal hak olduğu halde vergisel yükümlülükler için mücbir sebep ilan edemeyenler, esnafı çiftçiyi, emekçiyi borç batağına sokanlar, sermayedarlara çıkarttıkları istisna ve muafiyetlere her gün bir yenisini ekleyenler vergi haftasında vergi bilincinden bahsedecekler. Toplanan vergilerin lükse, şatafata, faize, güvenlikçi politikalara, geçmediğimiz köprülere, kullanmadığımız yollara harcandığı, eğitime ve sağlığa bile cebimizden para harcadığımız ve neredeyse tüm kamusal hizmetlerin paralı hale geldiği bir süreçte verginin tanımı tartışmalı hale gelmiştir.”
“TALEPLERİMİZ NETTİR VE ZAMAN GEÇMEDEN KARŞILANMALIDIR”
Taleplerin net olduğu ve bu taleplerin zaman geçmeden karşılanması gerektiğinin belirtildiği açıklama şu şekilde devam etti:
“Maliye ve Gümrük Bakanlığından, Maliye Bakanlığına, Gelir İdaresi Başkanlığının kurulması ile birlikte gelir ve gider birimlerinin ayrıştırılmasına, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığına geçiş ve ardından Milli Emlak Genel Müdürlüğünün Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, TÜİK’in Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlanması, Milli Piyango İdaresinin özelleştirilmesi vb. artık Maliye Emekçilerinin bile takip etmekte zorlandığı yapısal değişimlerin bir türlü sonu gelmemektedir. Yapısal olarak en fazla değişim gösteren bakanlığın Maliye Bakanlığı olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Bütçe hazırlama yetkisinin bile elinden alındığı bakanlığın her geçen gün işlevi azalmaktadır.
Bu hengâme arasında maliye emekçilerinin sorunlarına her geçen gün bir yenisi eklenmektedir. Yaşanan tüm yapısal değişimlerin bakanlığı bir arpa boyu bile ilerletmediği ortadadır. Maliye Bakanlığını yap-boz tahtasına çeviren bu anlayışa biran önce son verilmeli bakanlık Maliye Emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı bir anlayışla yeniden yapılandırılmalıdır. Maliye Emekçilerinin ve maliye hizmetlerinin bütünleştirilmesine dönük adım atılmalıdır. Taleplerimiz nettir ve zaman geçmeden karşılanmalıdır!”
“VERGİDE ADALET İSTİYORUZ”
Büro Emekçileri Sendikası Samsun Şube Başkanı Yılmaz Tuluk, “Toplanan vergiler savaşa, sermayeye, ranta, güvenlikçi politikalara, lükse, şatafata değil halk için kullanılmalıdır. Sermayedarlara cenneti emekçilere cehennemi yaşatan vergi adaletsizliğine artık yeter diyoruz” diyerek şu talepleri sıraladı:
“Bakanlık’ta aidiyet ve üst kimlik oluşması için maliye hizmetleri sınıfı oluşturulsun, ek gösterge adaletsizliğine son verilsin, Kurum içi özel sınavlar periyodik hale getirilsin, herkesin kadrosunda çalışması sağlansın, Uzman kadroların görev tanımı yapılsın, başta inceleme yetkisi bu tanım içerisinde yer alsın, Bakanlıkta merkez/taşra ayrımına son verilsin, Bakanlık bünyesinde yapılan sınavlarda mülakat uygulamasına son verilsin, Maliye Emekçileri arasında ücret adaletsizliğine son verilsin, Anayasa’da yer alan vergilendirme ilkeleri, başta eşitlik ve adalet olmak üzere hayata geçirilmeli, herkesten ödeme gücüne göre vergi alınmalıdır, Emekçiler için nasıl gelir vergisi tarifesi uygulanıyorsa 1 milyon TL üzerinde serveti olanlar için artan oranlı servet vergisi tarifesi uygulansın, Her yurttaşımız, zorunlu ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir temel gelire kavuşturulsun, Gelir dağılımı adaletsizliğinin nedenlerinden biri olan dolaylı vergi uygulaması sınırlandırılsın, Emekçilerin maaşlarında açlık sınırı rakamları vergiden muaf tutulsun, yoksulluk sınırı rakamları en alt vergi diliminden vergilendirilsin, alt dilim %10 oranına çekilsin, Gençlerimizin KYK borçları silinsin, öğrencilere kredi değil burs verilsin, Mücbir sebep ilan edilsin, pandemiden etkilenen vergi mükelleflerinin vergi borçları silinsin!”
PİRHA/SAMSUN
Yoruma kapalı.