PİRHA – Şair Nadir Sayın, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı açılacak olmasını PİRHA’ya değerlendirdi. Sayın, AKP politikalarını “Ali Cengiz oyunu” olarak değerlendirerek “Lütfen artık insani değerlerinize gelin. Siz kimsiniz ki bizim inancımızı tarifleyip, değerlendiriyorsunuz?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cemevlerine gitmesinin ardından, Alevi inancını tanımayarak yeni projeler geliştirdiğini açıklaması ve akabinde “Kültürel faaliyet” şeklindeki yorumlar, toplumun tepkisine neden oldu.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, cemevlerini Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlamayı öngören yasa teklifi çoğunluğun oyları ile TBMM Genel Kurulu’na gönderildi.
Kritik aşamanın öncesinde ortaya atılan projeye yönelik tepkiler de gelmeye devam ediyor. Aynı zamanda TV programcısı olan Şair Nadir Sayın, gelişmelere dair PİRHA’ya konuştu.
“DİKTA REJİMİNİN GEREKLERİ”
Bakanlıklara bağlı bir cemevi başkanlığının kurulacak olmasını “Bu Ali Cengiz oyunlarının bir aşamasıdır” sözleriyle özetleyen Sayın, şu değerlendirmede bulundu:
“Yani Ezelden bu yana devamlı karşılaştığımız, Aleviliği kendi güdümleri altına almaya çalışan girişimler. Biat kültürünü ortaya getiren ve kendi inançları güdümünde onun bir dalı yapmaya çalışan bir anlayış söz konusu. Ama bunların hepsi beyhude bir çabadır. Bu 1500’lerde Yavuz Sultan Selim zamanlarında da görüldü. Yani devletin buna benzer girişimleri oluyor. Zaten bu beklenen de bir şeydi. Türkiye toplumundaki o çeşitliliği, farklı inançları kabul etmemenin ve dikta rejiminin gerekleri diye düşünüyorum. Ancak Aleviler onun içerisine kesinlikle sığmaz.
Görüşüm şudur ki Alevi toplumunun %95’i bu politikaların karşısındadır. Sadece nemalanmak isteyen, Aleviliğin yaşam felsefesini pek benimsemeyen, çıkar unsuru olarak gören kesimlerin bunlara yaklaşması da söz konusu. Aleviliğin gerçek değerlerini kendinize dert edinmemişsiniz, Pir Sultan’ın, Hallacı Mansur’un, Nesimi’nin nefesini kendi Alevilik yaşam felsefenize ve günlük yaşamınıza endekslemeden uzak yaşıyorsanız kandırılmaya biraz yatkın oluyorsunuz.”
“HALKINI TEKÇİ ZİHNİYETLE GÜDÜMÜNE ALMAK İSTEYENLERİN OYUNLARI”
Hollanda’da yaşayan Nadir Sayın, AKP hükümetinin Aleviliği bir inanç değil ‘kültür faaliyeti’ şeklinde yorumlamasını da eleştirerek, “Bunlardan farklı bir şey beklemek mümkün değildir. ‘Alisiz Alevilik’ tartışmalarını onlar bilinçli olarak toplumumuza yöneltmişlerdir. Esas olarak burada onların nasıl düşündüğü boyutundan ziyade bizim nasıl baktığımız önemli. Örneğin bizler 1950’lerden sonra Avrupa’ya geldik. İnsanlığı, özgürlüğü temele alan, anayasalarıyla şu anda hangi Avrupa ülkesinde belediye meclisinde Alevi kimliği ile bir üyemiz yok? Hangi ülkede milletvekilimiz, belediye başkanımız yok? Kendi yurdumuzda bunlardan mahrum kalmışız. Şu anda bir tane Alevi kaymakam ya da vali sayamazsınız Türkiye’de. Şimdi bu durumlar söz konusu iken yapılanlar gerçekten de Ali Cengiz oyunlarıdır. Baskıcı, kendi halkını tekçi zihniyetle güdümüne almak isteyen zihniyetin oyunlarıdır. Yani burada önemli olan onlar değil bizim nasıl bir duruş gösterdiğimizdir.”
“GEÇMİŞTE PİR SULTAN ABDAL TALEPTE Mİ BULUNMUŞ?”
Yaşanan gelişmeler doğrultusunda Alevi toplumunun nasıl hareket etmesi gerektiğine de değinen Nadir Sayın “Bizim esasen yapacağımız şey, AKP’yi hiçbir şekilde ciddiye, kayda almamız gerektiğidir” dedi. Sayın, toplum olarak AKP’den talepte bulunmanın yanlış bir tavır olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Osmanlı’dan bu yana egemen güçlerin, bizi yok etme, kendilerine benzetme durumu varken bizler nasıl olur da AKP’ye gideriz de talepte bulunuruz? Yani bizimkisi talep değil, eşit yurttaşlık hakkı alınmalı. Örneğin bizlere daha özgür, her türlü olanaklar Avrupa’nın her ülkesinde sağlanıyor da Türkiye’mizde bu neden tırpanlanıyor? Bizim tavrımız, onları ciddiye almamak, onlara talep sunmamaktan geçiyor diye düşünüyorum.
Bu taleplerin altında yatan ne ise strateji dahilinde olabilir ama Alevi toplumunun değerleri, yaşam felsefesi açısından diyelim ki Hallacı Mansur orada yok. Nesimi yok. Pir Sultan Abdal yok. Yani geçmişte Pir Sultan Abdal talepte mi bulunmuş? Bu isimlerin felsefesine bakarsak ‘Alevi değerleri, kendisine özgün, kendisine has bir yaşam felsefesi ve inancıdır’ diyor. Okunacak en kutsal kitap gezegendir, doğadır, insandır. Hünkar Hacı Bektaş Veli’miz ‘İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’ diyor.
Yani bu felsefe içerisinde olan bir düşünce değeri, AKP’yi, o abdestli kapitalist zihniyeti nasıl ciddiye alır ve talepte bulunur? Bana kalırsan mesele Alevi toplumu olarak bizleriz. Aleviliğin içeriği konusunda yöneticileri oldukça pişmeleri ve gerçekten de Alevi olmaları, erkanlarını iyi öğrenmeleri gerekir. Bu olmadığı için kendinizi siyasete kaptırırsanız; yani şu olmamalı siyaset odaklı talep isteme odaklı bir Alevi felsefesi düşünemezsiniz.
Sonuç itibariyle siz tanınmış olsalar bile ki şu anda sizi inanç olarak bile tanımadılar, gerçekten Aleviliğin değerleri bünyesinde bir tavır ve tutum almak gerekiyor.
Ne olacak peki şimdi Diyanet’in bir kolu mu olacağız. Daha önceki süreçte Diyanetin kaldırılmasını isteyen bir anlayışı vardı bütün bunları geniş çerçeve içerisinde ve bizim bu mücadelemiz sonuç itibari ile mutlaka bu toplumda yerini alacaktır. Çünkü gerçekten de 72 millete aynı nazarla bakan, Müslümanları, diğer ideolojileri, insani değerler temelinde kabul eden bir anlayışın mutlaka gelecekte yerleşeceğine gönülden inanıyorum. Ama bugün ama yarın ama 10 yıl sonra. Mücadelemizi biz kaptırır, yani bu anlayış içerisinde gidersek Alevi inancı erir, birisinin ya kolu olur ya belli olur ya eli olur. Bunlardan kesinlikle arınmanız gerekiyor.
Bununla ilgili bir de şiir yazdım
Faizsiz Vicdan!
Bir yurttaşımın dert yanması:
‘Alnı açık; karın tokluğu,
Huzurlu bir yașam, barınacak bir ev
İsterken…
Gün be gün, ay be ay, yıl be yıl
Borcumu nasıl ödeyeceğimin
İçsel hesabındayım.
Adam ki saat bașı ahlak satıyor, tanım koyuyor.
Alevilikten dem çalıyor, türbanla çağ atlıyor özgürlüğe.
Kazılar kazıyor, madenler işletiyor, sosyal evlere rant işletmeleri, şirketleri ellerinde.
Dolarlar bozduruyor, çevre temizliği esaslı zenginleri elek elek süzüyor.
Dövizlerine garanti poliçeleri. Bankalar derseniz müşteriye ve kara doymuyor.
Üstelik çok demokrat…
Demokratlık tabii ki pazarlanmadan siyasi yaşam,
Bir hiç bu memlekette.
Öyle ki seçtiğimiz adamlar bize hükmetmiş.
Lakin işim de yok, kimseye karışmayayım, inancımla uğraşayım diyorum amma, onu da adam elimden almış. Ona bol bol dua ediyorum bende!
İhalelerden ihaleye, bazen şahsa düzenlenen ihaleye, torbalardan, anayasalara, yasaklar derseniz hiç mi hiç bitmiyor.
Bir de şu malı nasıl götürürüm telaşları yok mu! Çok komik geliyor bana.
Cennet, cehennemde para geçerli değil ki!
Kulun midesinde, çukurundan, yatağına, din, imana varasıya inancına endekslenmiş, odaklanmış ve adam kendinden geçmiş.
Ve benim karnım şu an aç,
karnımın gürültüsü biraz da ondan.
Ne olur kusuruma bakmayın.”
Ve mahalle, aile içinde, kasaba, köylerde
Şehirlerde, metropollerde makam arabalarıyla…
Faizsiz külhanbeyler dolaşıyor, siyasetçilermiş.
Vicdanı daha başka nasıl düzebilirdiniz ki…”
“GERÇİ BUNA CÜRET DE DENMEZ”
Nadir Sayın son olarak AKP’lilerin Aleviliği tarif eden sözlerini eleştirerek “Lütfen artık insani değerlerinize gelin. Siz kimsiniz ki bizim inancımızı değerlendiriyorsunuz? Bizim Yol önderlerimizden hiçbir tanesi kalkıp da o AKP’liye Müslümanların ne olduğunu anlatıyor mu? ‘Sizin inancınız budur’ diyor mu? Siz hangi vicdan ile kalkıp milyonlarca Alevi toplumuna ne olduklarını anlatma cüretini gösteriyorsunuz? Gerçi buna cüret de denmez bu düşüncesizliğin, nadanlığın tam kendisidir.” ifadelerini kullandı.
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.