PİRHA- “Yol Bir, Sürek Binbir-Barış Senfonisi” etkinliğinin Genel Sanat Yönetmeni Necati Şahin, etkinlikte Kübalı grubun yaptığı samba dansıyla ile ilgili sosyal medyada yapılan eleştirilere dair açıklama yaptı. Şahin, “Kimileri Kübalı yoldaşlarımızın dansını ‘çıplak kadınlar’ olarak dile dolayıp akıllarınca etkinliğimizi aşağılıyorlar. Çerağı sırlamamızı ‘mum söndü’ diye aşağılayan zihniyet ile Afrikalı kölelerin özgürlük dansını ‘çıplak kadın’ gören zihniyet aynıdır” dedi.
28 Eylül Cumartesi günü Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu’nun (AABF) 30. kuruluş yıl dönümü için Almanya’nın Köln kentinde, “Yol Bir, Sürek Binbir-Barış Senfonisi” etkinliği düzenlendi.
Etkinlikte tüm halklardan, kültürlerden ve dillerden sentezler yer aldı. Etkinliğe Küba’dan katılan Samba de Roda grubu geleneksel dansları olan samba gösterisi yaptılar. Etkinlikte yapılan samba, sosyal medyada bazı kişiler tarafından ‘çıplaklık’ olarak görülüp eleştirildi.
Bunun üzerine “Yol Bir, Sürek Binbir-Barış Senfonisi” etkinliğinin Genel Sanat Yönetmeni Necati Şahin yazılı bir açıklama yaparak sözkonusu eleştirilere yanıt verdi.
AFRİKALI KÖLELERİN ÖZGÜRLÜK DANSI
Açıklamasında sambanın bir direniş dansı olduğunu vurgulayan Şahin, sambanın tarihini de anlattı.
Şahin’in ‘Samba de Roda ve Barış Senfonisi’ başlıklı yazısının tamamı şöyle:
“Samba de Roda, kökleri tarihi capoeira dayanan Afrikalı kölelerin özgürlük dansıdır. Köleliğin, savaşların son bulmasını, barışın gelmesini sembolize eder. Özellikle ‘capoeira’ felsefesindeki kardeşlik, barış ve sevginin göstergesidir. Sambanın kelime anlamı, Brezilya Portekizce’sinde, ‘Büyük ormanlarda küçük ağaçsız alan’ demektir. Zira köleler özgürlüğe firar ettiklerinde böyle alanlarda yaşarlardı.
Samba, Afrika asıllı kölelerin kendilerini savunmak için geliştirdikleri danstır. Samba dünyanın 48 ülkesinde, resmi olarak barış, dostluk, kardeşlik adına yapılmaktadır. Brezilya’daki ‘capoeira’nın kökenlerini yaratan köleler için Capoeira/Samba ‘Özgürlüğe giden yol’dur… . Çünkü Portekizliler, 1538 yılından sonra Afrika’dan Brezilya’ya 18 milyon köle getirmişlerdir. Sambanın kökeni o tarihlere dayanır. Köleler, 14 Şubat 1630’da ilk kez ayaklanarak kaçma imkanı buldular. Zumba önderliğinde ‘Palmarino Direnişi’ne katılan çok sayıda köle ilk kez özgürlüğü tatmıştır… Bunun üzerine, kölelerin bu direnişini hazmedemeyen sömürgecilerin komutanı Velho bölgedeki tüm köyleri yakmıştır…
VÜCUTLARI SİLAH DANSLARI İSE KAMUFLE
Direnişçilerin çok azı hayatta kalmıştır ve bunlardan birisi de direnişin önderi Zumba’dır. 20 Kasım 1695’te Gongoro da Zumba da yakalanarak hançerlenmiştir. Zumba’nın ölümü ile kölelerin Palmarino Direnişi sona ermiştir. İşte Palmarino’nun bu direniş tarihi, capoeira/Samba’nın da tarihi olmuştur ve bu dans da özgürlüğün sembolü olmuştur. Çünkü siyah kölelerin ateşli silahlara karşı kullandıkları en büyük silahları capoeiraydı. Bundan dolayı, 13 Mayıs 1888 Brezilya’daki ‘abalição’dan sonra, yani köleliğin kalkmasından sonra, isyancıların vazgeçilmez silahı Capoeira/Samba da yasaklanmıştır. Bu engellere rağmen, siyah kültürün bir öğesi olan Capoeira/Samba hayatta kalmış ve milyonların özgürlük sembolü olmaya devam etmiştir… Çünkü, vücutları silahlarıydı, dansları ise kamufle. Bu gizlilik aynı zamanda da onların hayat felsefesi ve kültürüydü.
“‘MUM SÖNDÜ’ DİYEN ZİHNİYETLE ‘ÇIPLAK KADIN’ GÖREN ZİHNİYET AYNI”
Ve biz Aleviler, 28 Eylül 2018 Köln Arena’daki, Yol Bir Sürek Binbir – Barış senfonisi projemize Afrika ve Latin Amerika halkları, kültürleri adına uluslararası saygınlığı olan Küba ‘Seis Del Sol’ grubunu davet ettik. 11 kişilik Küba sanat grubu, hiçbir ücret talep etmeden Barış Senfonisi etkinliğimize, yoldaşlık adına gelip ’30. yıl kutlama bölümü’nde yer aldılar. Gelenekleri, kültürleri gereği olan müzikleri, dansları, kostümleri ile katıldılar… Alevilerin birçok etkinliğinde yer alan Kızılderili, Avustralya yerlileri Aborjinler gibi.
Sosyal medyada ‘a- sosyal’ karalamalarda hayretle ve nefretle gördüm ki; kimileri Kübalı yoldaşlarımızın dansını ‘çıplak kadınlar’ olarak dile dolayıp akıllarınca etkinliğimizi aşağılıyorlar. Canlarımız, o dansta, o kadın bedeninde, Kara Afrika’nın ak yürekli kölelerin özgürlüğünü gördü… Kimi de ‘kadının çıplak bacağı’nı gördü. Çerağı sırlamamızı ‘mum söndü’ diye aşağılayan zihniyet ile Afrikalı kölelerin özgürlük dansını ‘çıplak kadın’ gören zihniyet aynıdır!
“MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK”
Projenin genel sanat yönetmeni olarak tüm övgüler ve tüm eleştiriler başım üstüne. Ama, Kara Afrika’nın ak yürekli kardeşlerimizin bu derin kültürüne ‘çıplak kadın’ diyerek, aynı zamanda kadına da hakaret eden kim olursa olsun karşısında bizimle birlikte milyonları bulacaktır. Zira bütün ‘cinci hocalar’ da ‘kadın bedeni’ üzerinden insanlığı aşağılıyorlar. Bunlar ile her ortamda mücadelemiz devam edecektir. ‘Yol Bir sürek Binbir-Barış Sefonisi’nde olduğu gibi… (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.