PİRHA- HBVAKV Köyceğiz Şube Başkanı Nezahat Doğan, sanat yaşamı ve zakirlik sürecine dair PİRHA’ya konuştu. Çocukluktan itibaren bağlama çaldığını ve müzikle ilgilendiğini aktaran Doğan, aşıklardan her zaman feyz aldığını belirterek, “Deyişler, nefesler, duazlar inanılmaz ağırdır. Bunun içeriğini ve derinliğini zakirlik yapan ustalarımızın bizlere daha çok öğretmesi lazım. Elimden geldiğince araştırırım” dedi.
Halk müziği sanatçısı aynı zamanda cem erkanlarında zakirlik yapan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Köyceğiz Şube Başkanı Nezahat Doğan, sanat yaşamı ve zakirlik sürecine dair PİRHA‘nın sorularını yanıtladı.
PİRHA- Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
NEZAHAT DOĞAN: Tokatlıyım. Almus’un Cihet köyünden. Ocağımız Eraslan Ocağı’dır. Tokat halk ozanlarının, dervişlerin, pirlerin ve ocakların da çok olduğu bir yer, bir bölge. Derviş Ali’nin türbesi bizim orada, Dumanlı Dağı’ndadır. Bundan sanırım 480 yıl önce Dumanlı Dağı’nda Derviş Ali ve kardeşi Derviş Veli hayatlarını idame ettirmişler ve orada da sırlanmışlar. 7 ulu ozandan biri olan Kul Himmet de bize 15-20 dakikalık bir mesafede. Ben köyde çok bulunmadım, çok yaşamadım. Çok küçük yaşta İstanbul Sultan Ahmet’e gelmişiz ama bizim bu içimizde, içte olan bir aşk sanırım. Nereye giderseniz gidin illa bir yer ararsınız. Çünkü siz orada mutlusunuzdur, başka hiçbir şey sizi mutlu etmiyordur, sizin için aslında nefes almaktır.
“EVDE TÜRKÜLER, DEYİŞLER, SAZ HEP VARDI”
-Bağlama çalmaya ne zaman başladınız? Bağlamaya başlamanıza kim vesile oldu?
6-7 yaşlarındaydım, dedem Hüseyin Doğan Ankara Radyosu’nda çıkardı. Çocuktuk çok bilmezdik ama Hüseyin Doğan’dan türküler dinlediniz denilen bir süreçti. Benim dayım cemlerde zakirlik yapardı ve hala da sağlığı el verdiği sürece yapmaya çalışıyor. Ben de o yaşlarda başladım. Evde türküler, deyişler, saz hep vardı. Çocuklukla birlikte içinde büyüdüğüm bir kültürdü. Birçok ustayı, aşığı, halk ozanını dinlerim, hiçbirini ayırt edemem. Çünkü hepsi benim için doğadaki çiçeklerin rengi, kokusu gibidir. Hepsinden bir şey aldım, hepsi benim için çok kıymetli. Tabii ki İsmail Daimî, Davut Sulari, Aşık Veysel, Muhlis Akarsular o kadar çok var ki, hangisini seçip ayırabilirim? Hiçbirini terazinin başka bir gözüne koymam. Gerçekten benim için hepsi kutsallar ve hepsinden feyiz aldım.
-Zakirliğe ne zaman başladınız?
Zakirlik benim sürekli bir şekilde yaşamımı sürdürdüğün bir şey değil, ara ara yaptığım bir hizmet. İstanbul’da yetiştim, orada büyüdüm. 15-16 yaşlarındayken Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Eyüp Şubesi’nde bağlama çalardım. Dede alırdı beni o halkaya oturttururdu. Bir deyiş, bir nefes de sen oku derdi. Böyle gelişen ve başlayan bir süreç aslında. Son zamanlar Muğla bölgesinde yapılan cemlere katıldım, elimden geldiğince de hizmet yürütmeye devam ediyorum. Onun dışında albümlerim, kliplerim var. Halk müziği ile haşır neşirim. Munzur Çevre Festivali gibi bir çok etkinlikte yer alıyorum.
“DEYİŞLER, NEFESLER, DUAZLARIN DERİNLİĞİNE ERİŞMEK LAZIM”
-Peki, aşıklarının, sadıkların nefeslerini ve deyişlerini okurken anlam ve içeriğini, derinliğini bilerek mi söylüyorsunuz?
Ben okuduğum sıradan bir türkü de söylerken ne demek istemiş diye araştırırım bakarım. Deyişler, nefesler, duazlar inanılmaz ağırdır. Bunun içeriğini ve derinliğini zakirlik yapan ustalarımızın bizlere daha çok öğretmesi lazım. Elimden geldiğince araştırırım.
-Peki hem sahneye çıkıyorsunuz, hem de Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nda (HBVAKV) yöneticisiniz. Her ikisini bir arada götürmek sizin için zor olmuyor mu?
Evet buraya daha ağırlık vereceğim. Tabii ki hayat devam ediyor ama burası olmazsa biz de yokuz aslında.
-Genelde müzikle ve sanatla uğraşanların aile üzerindeki etkisinin olumlu olduğu gözlemleniyor. Sizin çocuğunuz ve aileniz üzerindeki etkisi nedir?
Evet Ozan adında bir çocuğum var. Ozan sanatla ilgileniyor. Bir yeteneği var. Bu kültürün içinde yoğruluyorsun, bu da çok güzel bir şey. Çünkü enstrüman çalan, müzikle, sanatın herhangi bir dalıyla uğraşan ailelerin çocukları mutlaka başarılı olur. Tabii ki oğluma karşı olan sorumluluğumu sonuna kadar elimden geldiğince yerine getiriyorum. İlişkilerimiz müzikle ve türkülerle birlikte aslında daha çok güçleniyor.
Cebrail ARSLAN/MUĞLA
Yoruma kapalı.