Alevi Haber Ajansi

Rukiye Ana güneşe ve aya niyaz ediyor-VİDEO

PİRHA-Doğanın uyanışıyla yüzünü güneşe dönen Aleviler, dolunayda da el açıp dualarını eksik etmiyorlar. Muş Varto’daki köyünde sabahın seherinde güneşe, günün karanlığında dolunaya yüzünü dönen Rukiye Urustan, gençlerin, komşuların, tüm darda olan mazlumların yolunun aydınlık, dünyada barış ve kardeşliğin kalıcı olması için niyaz ediyor.

HABERİN VİDEOSU

Güneşe ve aya selama duran Aleviler açısından doğa her daim kutsal kabul edilmiştir. Bir dolunay akşamı konuk olduğumuz Muş’un Varto’ya bağlı Sofyan (Doğançay) Köyü’nde Baba Mansur Ocağı’na bağlı olan Rukiye Urustan da inancını nasıl yaşadığını gökyüzünde beliren aya ve güneşe yüzünü dönerek ettiği dua, bize inancı hakkında bir şeyler anlatıyor. Urustan, “Sabah güneşi Hz. Muhammed’in, dolunay ise Hz. Ali’nin cemalidir” diyor.

GÜNEŞE SELAMA DURUYOR

Urustan ailesinin evine konuk olduğumuzda gün ağarmaktaydı. Dolunayın hala belirsiz de olsa görüldüğü sabahta, tüm canlılar yavaş yavaş sesleriyle doğada belirmeye başlıyor. Rüzgar esintisini artırırken, kuşlar daha canlı, horozlar, ahırdaki hayvanlar daha da çoşkulu bir şekilde günü karşılıyor.

Börtü böceğin, rüzgarın, suyun kısaca doğanın yeniden uyanışa geçtiği o saatlerde Rukiye Urustan da yüzünü yıkadıktan sonra bostanına varıp, yüzünü güneşe dönerek güne merhaba diyor. Ardından niyaz olduktan sonra başlıyor güne.

BİR DOLUNAY AKŞAMI

Gün yavaş yavaş sona erip hava kararmaya başladığında dolunay gösteriyor kendini. Tek bir bulutun olmadığı gökyüzünde dolunayın aydınlattığı evinin balkonunda oturuyoruz. Yatmaya yakın bu sefer dolunaya dönüyor yüzünü ve başlıyor dua etmeye Rukiye Urustan.

“DEDELERİMİZDEN, BABALARIMIZDAN ÖĞRENDİK”

Göğün karanlığını ve yeryüzünü sarı ışığıyla aydınlatan güneşe ettiği duaların kutsiyetini şöyle anlatıyor Urustan;

“Bizim inancımız böyle. Biz annemizden, dedemizden, babamızdan böyle gördük dua etmeyi. Onlar böyle dua ederdi biz de onlardan öğrendik ve öyle dua ediyoruz. Hem sabah hem de akşam dua ediyoruz. Sabah güneşi Hz. Muhammed’in, dolunay ise Hz. Ali’nin cemalidir. Onların cemali aydınlık yapıyor, biz de onların adıyla dua ediyoruz.”

İNANÇ GİTTİKÇE AZALIYOR

Urustan eskiden Alevilik inancını nasıl yaşadıklarını anlatıyor ve şimdiyi kıyaslıyor:

“Önceden evlerde cem yapardık ancak şimdi büyük cemevleri yapıldığı için herkes oraya gidiyor. Geçen sene 12 imam orucunu (muharrem orucu) hep beraber tutuk, oruçlarımızı cemevinde açtık. Tabi bu nesil iyi, bakalım bizden sonraki nesil nasıl olacak. Bu yolun tarık’ı niyazını ve neşesini gençlerden almasın. Kimilerinin evlerinde Evliyaları var. Önceden itikat vardı şimdi ne pirde ne de talipte inanç kalmamış. İnanç azalmış.”

“DÜNYA İYİYDİ, KURT İLE KOYUN BERABER GEZERDİ”

Yaşamın daha da kötüye gittiğini düşünüyor Urustan; “Eskiden kurt ile koyun beraber gezerdi çünkü dünya iyiydi. Şimdi herkes birbirine düşman edilmiş, insanları bölmüşler. Bizler bunu istemiyoruz. Artık gençler ölmesin, şehitler olmasın istiyorum, kardeşçe ve barış içinde yaşayalım. Annelerin babaların ciğerleri yanmasın, anneler ağlamasın” sözleriyle ifade ediyor.

Güneşe ve aya el açıp ettiği dualarda, gençlerden acı ve sıkıntının uzak gitmesini, komşuya keder vermemesini, darda olan tüm mazlumların yolunun aydınlık olmasını, barış ve kardeşliğin daim olmasını istiyor. Urustan ayrıca duasında, “Anneler artık ağlamasın” diye de ekliyor.

Sevim KAHRAMAN/Semra ACAR

MUŞ

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak