PİRHA- ‘Roboski için Adalet Girişimi’ üyeleri 112’nci açıklamalarında bir kes daha adalet taleplerini dile getirdi. Açıklamada, “Bu topraklarda “Barış ve Adalet”in yolu, mutlaka ve önce Roboski’den geçecektir. Roboski bu toprakların utancı, kanayan yarası ve adalet arayışıdır” denildi.
‘Roboski için adalet girişimi’ üyeleri Ankara İHD’de bir araya gelerek 112. aylık basın açıklamalarını yaptılar.
Açıklamayı ‘Roboski için Adalet Girişimi’ üyesi Tanju Gündüzalp yaptı. Böyle bir katliamı yaşamanın, hayatını kaybedenlerin aileleri ve yaşadığımız toplumda tarifi edilemez bir travma, acı ve yoksunluk yarattığını söyleyen Gündüzalp şunları dile getirdi:
“Bu acıyı yaşamayan hissedemez de bilemez de. Roboski’de 19’u çocuk 34 sivil insanımızın katledildiği günden bu yana 9 yılı aşkın zaman geçti. 112 aydır bir köy, bir halk, bir toplum, bir ülke hep birlikte adaleti arıyor… O geceden bugüne geçen 487 haftada, hukuk kayıp, adalet kaçak, herkes suspus… Katliamın ardından geçen 3409. gün ve adalet hala yok… Meclis komisyon kurdu ve sakladı, yargı ise akladı.” dedi.
“ROBOSKİ VİCDANSIZLIĞIN SEMBOLÜDÜR”
Geçimlerini sağlamak amacıyla sınır ticareti için çıkmış oldukları yolda üzerlerine bombalar atılarak 34 sivil insanın katledildiğini belirten Gündüzalp sözlerine şu şekilde devam etti:
“Yokluğa ve açlığa mahkum eden şartları zorlayarak, geçiş rotalarının o bölge olduğu herkes tarafından bilinen insanlar; şeker, çay, mazot ve çeşitli gıda maddeleri getiriyor, karşılığında ancak geçimlerini sağlayabiliyorlardı. Yaşamak için sınır ticareti yapmaktan başka yol bırakılmamış, ailelerinin geçimine katkıda bulunmak isteyen ve harçlıklarını çıkarmak isteyen çocuklar ve öğrenciler, bombalar atılarak katledildiler. İnsanlığın öldüğü zamanlardan birini yaşadık bu ülkede, o bombalar atıldığında. Ne olduğunu dahi anlamadan bombalar yağdırılan insanların yanlarına, ailelerin ve de sağlık ekiplerinin girmesine izin verilmedi, sürebilecek yaşamlar da böylece yok edildi. Roboski, çizilmiş sınırlar yüzünden ekmeğini katır sırtında kazanmaya mahkum edilmiş insanlarımıza, yaşama şansı bile tanımayan bir vicdansızlığın sembolüdür.”
“COĞRAFYA KADER DEĞİLDİR”
Coğrafyanın kader olmadığını ifade eden Gündüzalp, coğrafyanın insanların barış içinde, eşit hak ve özgürlükler içinde yaşamasını sağlayabileceği topraklar olduğunu vurgulayarak şunları aktardı:
“Onlarca medeniyetin yeşerdiği ve geliştiği, kadim halkların yaşadığı, tarihe tanıklık etmiş bu coğrafyada ölüm korkusu olmadan yaşamak, adil ve özgür bir hayat hepimizin en doğal hakkıdır. Bu bir lütuf değildir. Bu; bizlerin doğal ve doğuştan gelen hakkımızdır. Adaletin sağlanamadığı topraklarda katliamların sürekliliği de engellenemez. Gerek iç hukuk kanallarında gerekse AİHM sürecinde Roboski katliamı, cezasızlıkla ödüllendirilmiştir. Yitirdiklerimiz geri gelmeyecek olsa da; yargılama yapılıp, sorumlular yargı önüne çıkarılıp, cezalandırıldığında, aileler ve adalet arayan her kesimin adalet inancı sürmeye devam edecek, sonrasında yaşanan katliamlar da engellenmiş olacaktı.”
“BİZ EŞİT VE ÖZGÜR YAŞAMAK İSTİYORUZ”
Bu davanın sadece Roboskili ailelerin davası olmadığını da söylerine ekleyen Gündüzalp, “Bu Türkiye’de insan haklarına, insani değerlere inanan, evrensel değerlere inanan herkesi davasıdır. Devletin en asli görevi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile garanti altına alınmış olan yaşam hakkını korumaktır. Bu sözleşme ile yaşam hakkının yasalarla koruma altına alınması hükme bağlanmıştır. İnsanların adalete olan inancının kuvvetli olduğu, yaşamından endişe duymadığı, hukukun adaletten yana işletildiği, sorumlu ve faillerin yargılandığı toplumlar, mutlu, huzurlu yaşarlar. Biz eşit, özgür, doğanın tahrip edilmediği; dil, din, ırk ve sınıf ayrımlarının yapılmadığı bir toplum istiyoruz. Katliamlarla yüzleşmenin sağlandığı adaletin inşa edildiği bir ülkede yaşamak istiyoruz. En doğal hakkımız olanı istiyoruz yani.” diye konuştu.
“ROBOSKİ’YE ADALET GELMEDEN TÜRKİYE’YE ADALET GELMEZ”
Roboski’ye adalet gelmeden Türkiye’ye adalet gelmeyeceğinin altını çizen Gündüzalp son olarak şunları kaydetti:
“Biz, Adalet arayışının, bir arada ve barış içerisinde yaşamanın tarafıyız. Devlet ve iktidar şiddetine karşı, Roboski ve tüm katliamlar için adaleti talep etmek adına bir araya geleceğimiz ve adaleti sağlayacağımız güne kadar yataklarımızda rahat uyumayacağız, uyutmayacağız da. “İnsan olarak ne yapabilirim?” sorusunu soran herkese her ayın 28. günü sesleneceğiz, hatırlayacağız “gelin sesimizi birlikte yükseltelim” diyeceğiz. Roboski, devletin ve iktidarın sınavıdır. Bu topraklarda “Barış ve Adalet”in yolu, mutlaka ve önce Roboski’den geçecektir. Roboski bu toprakların utancı, kanayan yarası ve adalet arayışıdır.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.