PİRHA-Rakel Dink, eşi Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın tahliye edilmesine ilişkin, “Biz zaten yıllardır katillerle aynı havayı soluyoruz. Dink’in ölüm emrini verenlerin aramızda dolaştığını biliyoruz zaten. Bir kez daha adaletsizliği yüzümüze çarpıp, yasın en ağır günlerine geri yolladılar bizi” diye konuştu.
Agos Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i 19 Ocak 2007’de gazete binası önünde katleden Ogün Samast, tahliye edildi.
Samast, 20 Ocak 2007’de Samsun otogarında yakalandı. 24 Ocak 2007’de tutuklanan Ogün Samast, geçen Şubat ayında cezasını çektiği Kandıra F Tipi Cezaevi’nden Bolu F Tipi Cezaevi’ne nakledildi. Cezaevi idaresi, Samast’ın “iyi halli” olduğu iddiasıyla tahliyesine karar verdi. Tetikçi Ogün Samast, şubat ayından bu yana cezasını çektiği Bolu F Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi.
Çok sayıda siyasetçinin yanı sıra, hukukçular, insan hakları savunucuları tahliye kararına yönelik sosyal medyadan tepkisini dile getirdi.
“BİZİ YASIN EN AĞIR GÜNLERİNE GERİ YOLLADILAR”
Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın tahliye edilmesine dair Dink’in eşi Rakel Dink, Cumhuriyeti’in 100. yılında Azınlık Hakları Konferansı’nın açılış konuşmasında açıklamalarda bulundu.
Rakel Dink konuşmasında şunları söyledi:
“İki gün önce hepinizin bildiği gibi Hrant’ın katili olduğu söylenen kişiyi serbest bıraktılar. Bir kez daha adaletsizliği yüzümüze çarpıp, yasın en ağır günlerine geri yolladılar bizi. Şunu bir kez daha hatırlattılar: Hrant’ın cinayetini konuşmadan Türkiye’de azınlık haklarını konuşmak mümkün değildir.
Nerede, nasıl bir yerde yaşadığımızı bilerek yaşıyoruz elbette. Biz zaten yıllardır katillerle aynı havayı soluyoruz. Çutağımın (Hrant Dink’in) öldürülme emrini verenlerin aramızda dolaştığını biliyoruz zaten. Sabahattin Ali’nin katiliyle, İlhan Erdost’un, Zeki Tekiner’in, Doğan Öz’ün, Uğur Mumcu’nun, Musa Anter’in katilleri, Sivas katliamcılarıyla aynı havayı soluduğumuzu bilmiyor muyuz? Bir gün bile ceza almamış katillerin arasına karıştı gitti, bir tetikçi daha. Cumartesi Anneleri’nin hala daha bir mezar yerleri dahi olmadan, her gün katilleriyle aynı sokaklarda yürümek zorunda kaldıklarını bilmiyor muyuz? Hrant bilmiyor muydu nerede yaşadığını? Türk düşmanı yaftasını ona yapıştırmaya kalktıklarında işkence ediyorlardı ona. Güvercin tedirginliği derken, lirik yalnızlık derken, kendi azınlık halini haykırıp duruyordu. Elbette sembolik anlamı var tetikçinin serbestçe dolaşmasının. Aynı cinayet günü olduğu gibi, bugün de. Ülke gerçeğini Cumhuriyet’in 100. yılında görmeyenlerin gözüne sokuyor, unutanlara hatırlatıyor.
Devlet terörü, soykırım gibi kelimeler bugünlerde haklı olarak bolca kullanılırken, kendi ülkemizde olanlar olmamış gibi davranamıyoruz. Ve biz bugün yine her zamanki gibi içimizdeki isyanla, sebatla, akla, bilime, vicdana sığınıyoruz.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.