PİRHA – PSAKD Genel Merkezi, YSK’nin İstanbul seçimleri için aldığı iptal kararına dair yazılı açıklama yaparak “Bu bir siyasi çıldırma halidir. 23 Haziran’da ‘ya Cumhuriyet ya şeriat. Ya saray ya demokrasi’ oylaması yapılacaktır” dedi.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Merkezi, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri konusunda aldığı karara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, “Demokrasiyi savunacağız, laikliği kazanacağız” denilerek “23 Haziran’da ‘ya Cumhuriyet ya şeriat… ya saray, ya demokrasi’ oylaması yapılacaktır” ifadeleri kullanıldı.
“HER KESİMDEN İNSANI DÜŞMAN İLAN ETTİLER”
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Bilindiği gibi 31 Mart yerel seçim çalışmaları süresince, AKP-MHP birlikteliğinin ifade eden Cumhur İttifakının sözcülüğünü de propagandasını da devletin tüm olanaklarını kullanarak Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçeli ve Süleyman Soylu üstlenmişti. Özellikle bu üçlünün saldırgan ve tehdit dolu konuşmaları bizlere daha o günden bunların seçimi kaybedeceklerini iyi bildiklerini gösteriyordu. Bu süreç bir yerel seçimin ötesinde 17 yıllık AKP iktidarının meşruiyetinin oylandığı bir seçim olmuştur. Ve ideolojisi, düşüncesi, inancı, kimliği ne olursa olsun halkın her kesiminden seçmen AKP’ye ‘DUR’ demiştir.
Biz Aleviler ise her dönemde olduğu gibi yine demokrasiden, laiklikten ve özgürlükten yana net bir tavır aldık. 31 Mart seçimlerinde tavrımız, Kürt illerinde kayyum ile gasp edilen belediyelerde bölge halkının iradesini gerçek anlamda temsil eden adayların desteklenmesi, batı illerinde ise gericiliğe ve faşizme karşı çağdaş, laik ve demokrat adayları destekleme şeklinde olmuştur.
Bu bağlamda, Selahattin Demirtaş’ın mesajı ve HDP seçmeninin tavrı ise tam bir yurtseverlik ve demokratlık örneği olarak tarihe geçmiştir. AKP ise ülke genelinde nefrete, kine ve kutuplaştırmaya dayalı bir siyaset anlayışıyla hareket etmiştir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliği hedef alınarak hem Kılıçdaroğlu’na hem de Alevilere defalarca hakaret edilmiştir. Özellikle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun saldırgan, ötekileştirici, faşizan konuşmaları sonuç vermiş ve Kılıçdaroğlu linç edilerek öldürülmek kastı ile Ankara/Çubuk’ta saldırıya uğramıştır. Kılıçdaroğlu’nun sığındığı evi kuşatan gözü dönmüş faşistler ‘Evi yakın, içindekilerle birlikte yakın…’ diye bağırarak saldırmışlardır. Biz bu sesi 2 Temmuz Sivas Madımak katliamından biliyoruz. Biz bu faşistleri Maraş’tan, Çorum’dan biliyoruz. 31 Mart seçim süreci biz Alevilere bir kere daha gösterdi ki, Adalet ve Kalkınma Partisi adlı Siyasal İslamcı örgütlenme, başta Aleviler ve Kürtler olmak üzere kendisinden farklı gördüğü diğer bütün kimliklere dönük olarak saldırganlığı, ötekileştirmeyi ve baskıyı esas alan bir politik anlayış ile demokrasi ve laiklik düşmanlığı üzerinden şekillenmiş bir yapıdır. Artık AKP, kendisi gibi düşünmeyenleri ötekileştirme aşamasını da geçerek kendisi ile aynı şeyleri söylemeyen her kesimden insanı düşman ilan etmiştir. Bu bir siyasi çıldırma halidir.
“YA ŞERİAT YA DEMOKRASİ”
AKP-Saray rejimi, Siyasal İslamı kurumsallaştırma; yani bir din devleti kurma hedefiyle hareket etmeye devam ediyor. AKP’nin 17 yıllık iktidarı süresince, çatışmalarda binlerle ifade edilen, yoksul Türk ve yoksul Kürt gençleri ölmüş, işsizlik çığ gibi büyümüş, Alevilere, Kürtlere, Ermenilere ve diğer birçok farklı kimliğe dönük nefret söylemleri çoğalarak sürmüştür.
Bu bağlamda 23 Haziran’da ‘’ya Cumhuriyet ya şeriat… ya saray ya demokrasi’’ oylaması yapılacaktır.
Biz zalimlerle hiçbir zaman aynı gemide olmadık. Biz her zaman ezilen, sömürülen ve yok sayılan mazlum halk kitleleriyle yan yana olduk. Biz aynı ülkede yaşayan Alevileriz, Kürtleriz, Türkleriz… Biz Anadolu’nun emekçileriyiz. Karanlığa karşı özgürlüğü, Saray-AKP rejimine karşı demokrasiyi, yobazlığa karşı laikliği mutlaka kazanacağız.”
PİRHA / ANKARA
Yoruma kapalı.