PİRHA – 1990’lı yıllardan bu yana devletin kendi Alevisini yaratma çabası içerisinde olduğunu söyleyen PSAKD Tarsus Şube Başkanı Cuma Erçe, ” Bu devlet politikası AKP döneminde çok daha hızlandırılarak sürdü. AKP sadece kendi Alevisini yaratma projesi ortaya koymadı, kendi Kürdünü yaratma, kendi medyasını yaratma, kendi bilim insanlarını yaratma biçiminde çok kapsamlı bir çalışma içerisine girdi” dedi.
Geçmişten bugüne bütün iktidarlar tarafından Alevilere karşı sürdürülen asimilasyon politikaları AKP iktidarı döneminde de hız kesmeden devam etti. Alevilere yönelik asimilasyon politikalarını Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Tarsus Şube Başkanı Cuma Erçe değerlendirdi.
“YÜZ YILLARDIR YOK EDİLEMEYEN BİR ALEVİLİK VAR”
Yüz yıllardır yok edilemeyen bir Aleviliğin olduğunu söyleyen Erçe, bütün asimilasyon politikalarına ve kıyımlara rağmen ‘Alevilik haktır, Alevilik vardır’ sloganlarını atabildiklerini söyledi. Erçe, “Bizi yıllarca, yüzyıllarca camilere götüremediler, bize namaz kıldırtamadılar onların deyimiyle alnımızı secdeye getiremediler, oruç tutturamadılar “dedi.
Özellikle 1990’lardan bu yana devletin kendisine yakın Alevi yaratma çabası içerisinde olduğunu belirten Cuma Erçe, Alevileri kendi içinden fethetme çabası içerisinde bir devlet politikası geliştirdiklerini söyledi.
“ASİMİLASYON POLİTİKALARI AKP DÖNEMİNDE ARTTI”
Devletin Alevilere yönelik yüz yıllardır devam eden asimilasyon politikalarının AKP döneminde daha hızlanarak devam ettiğini söyleyen Erçe, “AKP sadece kendi Alevisini yaratma projesi ortaya koymadı, kendi Kürdünü yaratma, kendi medyasını yaratma, kendi bilim insanlarını yaratma biçiminde çok kapsamlı bir çalışma içerisine girdi” dedi.
Devletin Alevileri camide asimile edemeyeceğini anladığını ve bunun için farklı yöntemler kullandığını ifade eden Erçe, AKP’nin Alevileri cemevinde asimile etmenin daha kolay olacağını düşünerek dede ile asimile etme yoluna gittiğini belirterek, “Kendi dedelerini yaratıp onlara gri ve kırmızı pasaportlar vererek bunlar üzerinden bizi asimile etme yoluna gittiler” ifadelerini kullandı.
“MİNARESİZ CEMEVLERİ YARATMAYA BAŞLADILAR”
Sünni İslam’ın Türk- İslam anlayışının tüm argümanlarını Alevilerin içinden belirledikleri kişiler ile toplumun içine girerek minaresiz cemevleri inşa etmeye, takkesiz dedeler yaratmaya başladıklarını vurgulayarak, inancımızda bu suçun karşılığının düşkünlük olduğunu belirterek şu çağrıda bulundu:
“Elbette bizim yolumuzda bunun karşılığı var, düşkünlük makamı en önemli cezai makamdır. Yani yer yüzünde, evrensel hukuk normları içerisinde bile bugüne kadar bizim bulabildiğimiz eş değer bir ceza yok. Düşkünlük sadece talibe göre değildir. Düşkünlük dedeler içinde geçerlidir. Bu yola ihanet eden, bu yola zarar veren dede de olsa, mürşit, ana da olsa fark etmez onu da düşkün ilan edebilecek bir mekanizması vardır. Dolayısıyla bizi asimilasyona götürecek politikalar içerisinde bilerek ve isteyerek yer alan hiçbir dede cemlerimize sokulmamalıdır, cemleri yürütmemeli ve posta oturtulmamalıdır. Bizim toplumumuz bunları teşhir etmelidir.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.