Alevi Haber Ajansi

PSAKD, Sivas’ta katledilen 33 canın anmasına çağrı yaptı-VİDEO

PİRHA- Sivas’ta gerici güçler tarafından katledilen 33 canın anmasına çağrı yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, “Gelin hep birlikte 2 Temmuz’da tek adam rejimine, faşizme, gericiliğe ve baskı politikalarına karşı artık TAMAM diyerek katliamda yitirdiğimiz canlarımızı analım.” dedi. 

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) 2 Temmuz Sivas Katliamı ile ilgili basın toplantısı gerçekleştirdi.

Ankara Mülkiyeliler Birliği’nde yapılan toplantıya, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi, CHP, İHD, EMEP, Halkevleri, Yozgat Dernekler Federasyonu, Divriği Kültür Derneği, Kızılırmak Köy Dernekleri Federasyonu ve demokratik kitle örgütleri katıldı. 

“KATLİAMIN YOLUNU AÇTILAR”

Basın metnini PSAKD Genel Sekreteri Onur Şahin okudu. 25 yıl önce 33 canın devlet güçlerinin gözü önünde yakılarak katledildiğini hatırlatan Şahin, şunları ifade etti:

“Şimdilerde çok övülen dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun talimatıyla katliamdan birkaç gün önce şehrin içinde hiçbir yerde kaldırım çalışması gibi faaliyetler yokken Madımak Oteli’nin çevresine kamyonlar dolusu parke taşları bırakıldı. Aynı belediye başkanı katliam sırasında ‘gazanız mübarek olsun’ diyerek katliamı adeta teşvik etti. Otelin önünde bulunan askerler ise katliamcı güruha herhangi bir müdahalede bulunmadan otelin önünden ayrılarak katliamın yolunu açtılar. Birkaç kişilik eylemlere dahi binlerce polisi yığan devlet o gün hiçbir polisi müdahale etmek için katliamın yaşandığı bölgeye göndermedi. Gelen birkaç polis de ya olayları izledi ya da katliamcılarla kol kola hareket etti. Medya ise işbirlikçi rolüne yakışacak şekilde gericilerle birlikte Aziz Nesin’in bazı sözlerini bahane ederek etkinliklere katılan canlarımızı günlerce hedef gösterdi. Gericiler haftalar öncesinden bildiriler dağıtıp ‘kıyam’ ve katliam çağrıları yaptılar. Katliamın yaşandığı gün devlet yetkilileri saatlerce gerici güruhun toplanmasını ve kalabalıklaşmasını izlediler ve daha da ötesinde teşvik edip yönlendirdiler.”

“ÇEYREK YÜZYIL BÖYLE GEÇTİ”

Sivas Katliamı, egemenlerin askeriyle, polisiyle, yargısıyla, medyasıyla, belediyesiyle, hükümetiyle organize ettiği ve Ortaçağ artığı gerici katillerin tetikçiliğiyle hayata geçirdiği planlı bir katliamdı” diyen Şahin, şöyle devam etti:

“Katliamdan sonra orada bulunan gerici güruh içinde sadece küçük bir grup hakkında dava açıldığını ve uzun süren yargılamalar sonrasında çoğunun hiç ceza almadan ya da küçük cezalarla kurtulduklarını kaydetti. Haklarında dava açılan katillerin bazılarının hiç bulunamadığını bazılarınınsa haklarında resmi arama kararı olmasına rağmen Sivas’tan hiç çıkmadan uzun yıllar yaşamlarını sürdürdüklerine, ellerini kollarını sallayarak yurt dışına çıktıklarına vurgu yapan Şahin, “Daha sonrasında devlet tarafından bulun(a)mayan bu katiller zaman aşımı kararıyla ceza almaktan kurtuldular. Dönemin başbakanı olan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu karar için ‘hayırlı olsun’ dedi. Sivas katillerinin avukatları AKP tarafından milletvekili, belediye başkanı, bakan ve hatta Anayasa Mahkemesi üyesi yapılarak ödüllendirildiler. Sivas Katliamı’ndan bugüne kadar çeyrek yüzyıl bu şekilde geçti..”

“AKP İKTİDARI VAHŞİCE SALDIRDI”

“Bugün ise AKP iktidarı Sivas Katliamında kendi özünü ve ruhunu bulan bir parti olarak Alevi halkımıza ve diğer tüm ilerici-demokrat toplum kesimlerine karşı baskı ve tehdit politikalarına hız kesmeden devam ediyor” diyen Şahin, şunları kaydetti:

“Gezi Direnişinden beri olağan bir şekilde rıza üreterek iktidarını devam ettirme şansı kalmayan AKP ülkeyi baskıya dayalı OHAL rejimiyle yönetmektedir. 15 Temmuz bahanesiyle ilan edilen OHAL’den sonra çıkarılan KHK’larla yüz binlerce insan haksız yere işinden atılmış, muhalif basın yayın organları kapatılmış, binlerce insan hukuksuz kararlarla tutuklanmış, insanların malına mülküne keyfi bir biçimde el konulmuştur. Bu haksızlığa boyun eğmeyip direnen insanlara da AKP iktidarı vahşice saldırmıştır.

“TOPLUMSAL YAŞAM HIZLA GERİCİLEŞTİRİLİYOR”

Toplumsal yaşam siyasal iktidar eliyle hızla gericileştiriliyor. Devletin artık şeklen kalmış olan sınırlı laik niteliği bütünüyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Seküler yaşam biçimleri iktidar tarafından hedef alınıyor. Eğitimde akıl, bilim, eleştiri ve sorgulamanın yerine kör inançlara ve akıl dışı dogmalara dayalı gerici bir anlayış getiriliyor. Çocuklarımız tacizci-tecavüzcü-gerici vakıflara teslim ediliyor. Kürt sorununda barış ve kardeşliği savunanlara iktidar katliam politikalarıyla karşılık veriyor. Roboski’de, Cizre’de, Sur’da ve daha birçok yerde sivil halka dönük insan haklarına, uluslararası hukuka ve vicdana aykırı çok acı olaylar yaşanmıştır. Buna karşı çıkan bir bildiriye imza atan yüzlerce akademisyen ise üniversitelerden atılmışlardır. Ülkeyi yönetenler kan üzerine yaptıkları sığ milliyetçi politikalarıyla insanları birbirine düşman etmeye çalışıyorlar. Bunların dışında ülkemizin bütün kamusal kaynakları emperyalistlere ve yandaş sermaye gruplarına peşkeş çekiliyor. Doğa sermayenin çıkarları doğrultusunda talan ediliyor.

“AYRIMCILIĞA UĞRUYORUZ”

Aleviler üzerindeki bin yıllık asimilasyon, baskı, sindirme ve katliamlar üzerinden gerçekleştirilen yok etme politikaları AKP iktidarı tarafından da hevesle uygulanıyor. Kutsal mekanlarımız ya çeşitli şekillerde yok ediliyor ya da siyasal İslamcı yapılara teslim ediliyor. Cemevlerimiz tanınmıyor. Alevi çocuklarına zorla din dersleri dayatılıyor. Dersim, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi Katliamlarının üzeri devlet tarafından ısrarla örtülüyor. Alevi köylerine zorla cami yapılıyor. Cami olmayan köylerimize hizmet götürülmüyor. Kamuda ayrımcılığa uğruyoruz. Gençlerimiz Alevi kimliklerinden dolayı işe alınmıyorlar. Birçok insanımız baskı ve ayrımcılıktan dolayı toplumsal yaşamda Alevi kimliğini gizlemek zorunda kalıyor.”

“BASKIYA KARŞI TAMAM DİYEREK YİTİRDİĞİMİZ CANLARIMIZI ANALIM”

Sivas Katliamı’nın sadece Alevlere değil ezilen, ötekileştirilen, dışlanan, yok sayılan bütün toplumsal kesimlere karşı yapılan bir katliam olduğunu kaydeden Şahin, “Bugün bütün ötekileştirilen kesimlerin yaşam alanları, mahalleleri, sokakları, inanç yerleri, mezarlıkları, inanç merkezleri tehdit altındadır. O yüzden ezilen, dışlanan, ayrımcılığa uğrayan ve yok sayılan herkesi zulme karşı ortak mücadeleye çağırıyoruz. Gelin hep birlikte 2 Temmuz’da tek adam rejimine, faşizme, gericiliğe ve baskı politikalarına karşı artık TAMAM diyerek katliamda yitirdiğimiz canlarımızı analım.” diyerek Sivas Madımak Oteli önünde ve Ankara Tandoğan Meydanı’nda yapılacak olan anmaya katılım çağrısı yaptı.

Cebrail ARSLAN/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak