PİRHA- Türk Dil Kurumu’nun vazalak kelimesinin anlamını “geveze, sözünü bilmez, serseri, Alevi, Müslüman olmayan, öyle görünen, oruç yiyen” olarak tanımlamasına tepki gösteren Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, “TDK’nın sözlüğünde tanımlanan vazalak kelimesini tekrar gözden geçirmeleri ve Alevi tanımlamasının derhal kaldırılması gerekiyor” dedi.
VİDEO GELECEK…
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Samsun Şubesi TDK’nın vazalak açıklamasına ilişkin dernek binasında açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan PSAKD Samsun Şube Başkanı Cem Sultan Ermiş, Alevi toplumuna karşı yürütülen bu saldırılara son verilmesini istedi.
Ermiş, toplumları kutuplaştırmaya ve ayrıştırmaya yönelik sayısız hamlelerin yapıldığı karanlık bir süreçten geçtiklerini hatırlatarak, “Bu ülkede farklı olanın eşit koşullarda yaşaması bir yana, yaşama ve var olma hakkının bile olmadığı; yok sayıldığı hatta aşağılandığı; bunun için başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere devletin tüm organlarını kullanıldığı bir dönemden geçerken; ‘vazalak’ kelimesi ile yine karşımıza çıkılmıştır. Farklı inançlar, kültürler ve düşünceler arasında saygıya ve tanışmaya dayalı ilişkiler yerine, kamu eliyle farklı olanlara karşı düşmanlık üretilmektedir” ifadelerini kullandı.
Özellikle AKP iktidarı döneminde Alevilere yönelik nefret söylemleri kurumlar aracılığı ile yapıldığını vurgulayan Ermiş, bu söylemelere her geçen gün yenisinin eklendiğini söyledi.
ÖN YARGILAR VE NEFRET SÖYLEMİ…
Ermiş, Türk Dil Kurumu sözlüğünde ‘’geveze, aptal, serseri ‘’gibi anlamları bulunan vazalak kelimesinin bir anlamı da Alevilik olarak tanımlanmasına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Aynı sözlükte cemevinin karşılığının bulunmaması, cemin ibadet olduğuna yer verilmemesi ile Alevi kelimesinin hakaretlerle aynı anlamda kullanılması nefret söylemidir, nefret insanlık suçudur. Vazalak kelimesinin karşılığını Alevi olarak tanımlamasının ve diğer anlamlarını da hakaret içeren Alevi inancı ile bağdaşmayan kelimelerle tanımlamaya çalışılmasının ötekileştirici, köhneleşmiş, örümcek ağları ile kaplı zihniyetin ürünü olduğunu biliyor, bu ayrıştırıcı dil ve zihniyetinizin karanlığına teslim olmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.
Birlikte yaşamın en temel aygıtlarından biri olan dil, sözcüklere sığınır. Dil savunduğunuz düşüncenizi, bilinçaltına yüklediklerinizi ele verir. Dil aracılığı ile geliştirdiğiniz söylemler sizi tüm toplumsal renklerle ya insani ve eşit haklarla kucaklaşmaya ya da ön yargılar, nefret söylemi ve ötekileştirici dil ile kavgalı hale getirir.”
“FETVALARINIZ ve TANIMLAMALARIN SİZİN, DİRENİŞ BİZİM OLSUN”
Ermiş, Diyanet’in fetvalar ve TDK’nın Alevilik ile ilgili tanımlamalara karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek, yetkilileri bu tanımlamayı derhal kaldırması gerektiğini vurguladı:
“Laik demokratik bir sistemde karşılığı olmayan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvaları, dil kurumunun deli saçması tanımlamaları sizin, ayrıştırıcı ötekileştirici politikalarınıza karşı da direniş bizim olsun. Asimilasyoncu, inkarcı, imhacı politikalarınız ve kirli diliniz ile Alevi toplumunu ve inancını kirletmeye gücünüz yetmeyecektir.
Yetkilileri, Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde tanımlanan vazalak kelimesini tekrar gözden geçirmeleri ve Alevi tanımlamasının derhal kaldırılması konusunda uyarıyor, bunun takipçisi olacağımızı, mahkemelerinize ve adalet anlayışınıza güvenmememize rağmen tüm hukuki yollara başvuracağımızın bilinmesini istiyoruz. Unutmayınız ki Aleviler vardır ve Alevilik Hakk’tır. Sözlükleriniz, fetvalarınız, asimilasyoncu politikalarınız bu gerçeği yok edemez.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.