PİRHA – Pir Sultan Abdal Kültür Derneği(PSAKD) İnanç komisyonu ikinci toplantısını gerçekleştirdi. Toplantının sonuç bildirgesinin paylaşan İnanç kurulu, Alevi inancının daha fazla asimile edilmemesi için sistemin Sünnici kuşatmasına karşı inanç kurulunun kurulduğu belirtilerek, gelenek ve görenekleri herkese anlatmak ve 12 Hizmet, Cenaze Erkanı, Cem Birleme, Musahiplik Erkanı, Dardan İndirme Erkanı… gibi yolun değerlerini yaşatmak amaçlanmaktadır.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği İnanç Kurulu ikinci toplantısını PSAKD Ankara Şubesi’nde gerçekleştirdi. Toplantı sonrası inanç kurulu tarafından iki günlük sonuç bildirgesi açıklandı. İnanç kurulunun Alevi inanç bilincinin geliştirilmesi ve özellikle inanca yönelik asimilasyonunun önlenmesi açısından önemli olduğu belirtilen açıklamada, tarih boyunca katliama ve asimilasyon saldırılarına maruz kalmış halkın ocaklar, dede, baba ve anaların bilinciyle bugüne kadar gelindiği kaydedildi.
“Aleviler tarihlerinin her döneminde çağa uymuş ve döneminin koşullarına göre inancını yaşatmayı bilmiş bir halktır” denilen açıklamada, Pir Sultan Abdal’ın katletmesinden sonra örgütlüklerini yarattıkları ve yaşatmayı başardıkları belirtildi.
“PSAKD İNANÇ KURULU ABF İNANÇ KURULU’NUN TABANA YAYILMIŞ ÇALIŞMA BİRİMİDİR”
2 Temmuz 1993 Sivas Madımak Oteli’nde yapılan katliam sonrası Alevilerin ciddi bir örgütlenme sürecine girdiğine dikkat çekilen açıklamada, Alevilerin ağırlıklı olarak kentlerde ve yurt dışında örgütlenmekte oldukları belirtildi.
Kentlerde yaşayan Alevi gençliğinin asimile olmaması için sistemin Sünnici kuşatmasına karşı PSAKD / İnanç Kurulu oluşumunun değerli olduğu kaydedilen açıklamada, “Daha önce bağlı olduğumuz çatı örgütümüz ABF adına oluşturulan İnanç Kurulu’nda bir bileşeni Pir Sultan Abdal Kültür Derneği olarak İnanç Kurulu oluşumumuzla ülkemizde Alevilerin yaşadığı her bölgede çalışmalarını sürdürecektir. Özellikle belirtmek isteriz ki Pir Sultan Abdal Kültür Der. İnanç Kurulu ABF İnanç kurulunun tabana yayılmış bir çalışma birimidir” denildi.
“İNANCIMIZA AİT OLMAYAN RİTÜELLER BİZE AİTMİŞ GİBİ YAŞATILIYOR”
PSAKD İnanç Kurulu’nun yayınladığı bildirgesinde şunlar belirtildi;
“Tarihimizi, gelenek ve değerlerimizi, doğru ve dürüstçe başta gençlerimiz olmak üzere sesimizin ulaştığı her yerde herkese anlatmak, 12 Hizmet, Cenaze Erkanı, Cem Birleme, Musahiplik Erkanı, Dardan İndirme Erkanı… gibi yolumuzun olmazsa olmaz değerlerimizi yaşatmak, şehir yaşantısındaki birbirine ve yola yabancılaşmanın önüne geçmek için çaba harcamak gibi konularda fikir birliği oluştu. Bir anlamıyla da Alevi kimliğimizi savunup korurken günün koşullarını iyi bilmemiz gerekmektedir. Özellikle yaklaşık son 1950,1960.. yıldan bu yana, dünyada ve ülkemizde köylerden kentlere doğru başlayan göç doğaldır ki biz Alevileri de hem olumlu hem de bir takım olumsuzluklarla etkilemiştir. Şehir hayatına alışmaya çalışırken, Aleviler, belki de tarihinde ilk defa bu kadar örgütsüz kalmıştı. Bu boşluğu 1980,1990’lı yıllarda dernek ve vakıflarla doldurmaya çalıştık. İşte tam da bu süreçte, kirlenmeyi, bizi köklerimizden koparmayı kendine yaşam tarzı haline dönüştürenlerin de önü açıldı ve içimizdeki varlıkları hala sürdürmekte.
Geleneklerimize, inancımıza ve yaşam felsefemize ait olmayan bir çok ritüel sanki bize aitmiş gibi yaşatılmaya çalışılmakta. Bu tespitten yola çıkarak asıl olanın Alevi kimliğimizi savunmak olduğunu söyleyebiliriz. Alevilik, tüm özelliklerinin yanı sıra, yaşamaya ve yaşatmaya, sınırsız ve sınıfsız dünya inancına sahip olmaktır. Alevilik, her şeyden önce kendi tarihine, yoluna ve davasına sahip çıkarken canını vermiş şehitlerine, insanlara ve geleceğe karşı sorumluluk duyabilmektir.
“TEMEL SORUN KİMLİK SORUNUDUR”
Tarihine, geleceğine, şehitlerine ve Aleviliğe karşı bir sorumluluk hissetmeyenlerin kelimenin gerçek anlamıyla Alevi kimliğini koruma, geliştirme diye bir derdi yoktur, olmamıştır. Ne tarihte ne de günümüzde olumlu bir misyon üstlenmeleri mümkün değildir. Tarihimize baktığımızda görüyoruz ki örneğin, Ne Hünkar Hacı Bektaş Veli, ne Pir Sultan Abdal, ne Şah Kalender ne de diğerleri, varlık sorununu güç sorunu görmemiş bunu temel bir sorun olarak önüne koymamıştır. Bütün yol ulularımızın temel sorunu kimlik sorunu olmuştur. Onlar tüm yaşamları boyunca insan olgunlaşmasını, kişiliğin gelişimini ve İnsan-ı Kamil olma hedefini anlatmıştır. Bu uğurda çok ağır koşullarda mücadele etmesini de bilmişlerdir. Yani Alevi olmak bir yaşam anlayışını savunmak, kendi kurallarının çerçevesinde bunun mücadelesini sürdürmektir. Alevilik, yolu sürdürebilmek için dava adamı olabilmektir. Rıza Şehri yaşam felsefesinin bir neferi olmak ve bu sorumluluğu hissedebilmektir.”
Öte yandan PSAKD İnanç Kurulu 3 Haziran’da da Desim’de olacaktır. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.