PİRHA- PSAKD Genel Sekreteri Özgür Kaplan, okul öncesi eğitim süreci için gündeme getirilen “din eğitimi” konusunda “Bu dayatma faşizmi ifade ediyor” dedi. Kaplan, zorunlu din derslerine karşı yürütülen imza kampanyasının büyütülmesi için örgütlü kurumlarla birlikte hareket edilmesinin önemini vurguladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı, 4-6 yaş grubu çocuklar için açtığı Kur’an kurslarının okul öncesi eğitim kapsamında ‘anaokulu’ olarak kabul edilmesi için öneride bulunmuştu. Okul öncesi eğitime “din eğitimi” derslerinin eklenmesini gündeme getiren Diyanetin ardından, 20. Milli Eğitim Şurası’nda da benzer bir talebin gündeme getirilmesi, toplumda eleştiriyle karşılandı.
Söz konusu talebin hayata geçmesi durumunda mevcut okul öncesi eğitim alan en az 1 milyon 225 bin çocuk, din derslerine maruz kalacak. Bilim insanlarının, okul öncesi çağdaki çocuklara din dersi verilmemesi gerektiği tavsiyesi de göz ardı edildi.
Ortaya çıkan tablo doğrultusunda Demokrasi Konferansı Bileşenlerinin, din dersi dayatmasına karşı başlattıkları itiraz ağı da günden güne büyüyor. Zorunlu din derslerine karşı 28 Aralık’ta başlatılan ve 3 Mart’a kadar sürecek olan imza kampanyası, başta Alevi örgütleri olmak üzere geniş kitleler tarafından karşılık buluyor.
“GERİCİLİĞE KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ”
Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSAKD) Genel Sekreteri Özür Kaplan, imza kampanyasına destek veren isimlerden birisi. Kaplan, “Anasınıfındaki öğrencilere zorunlu din dersi her şeyden önce faşizmi ifade ediyor” diyerek konu hakkındaki görüşlerini paylaştı.
Özgür Kaplan, zorunlu din derslerinin 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile birlikte yasalaştığını belirterek şunları söyledi:
“Zorunlu din dersleri tam anlamıyla bir zulümdür. Özellikle de çocuklara zorla din derslerinin dayatılması direkt faşizmdir. Bu gericiliğin, yobazlığın, tek inancın dayatılması kesinlikle faşizmdir. Bu anlamda örgüt olarak, tarihimiz boyunca zorunlu din dersleri konusunda defalarca kez eylemler yapıldı. Taksim’de oturma eylemlerinden tutalım Ankara’ya yürüyüşler organize edilmesi ve eşit yurttaşlık talebi üzerinden Diyanet’e karşı yapılan mitingler ve basın açıklamalarıyla dolu bir tarihimiz var.
Şimdi bu anlamıyla yapılan imza kampanyası da çok değerlidir. Sürdüren arkadaşlarımızın emeklerine sağlık. Bizler de kurum olarak bu kampanyada imzacıyız. Tarihimizi, gericiliğe ve faşizme karşı direniş tarihi olarak alıp devam etme taraftarıyız. Bir bütün olarak mücadele birlikteliğimiz vardır ve yıllardan beri de gericiliğe karşı mücadele ediyoruz ve edeceğiz.”
“GENEL MERKEZLERLE İŞ TUTMAK ÖNEMLİ OLACAKTIR”
Özgür Kaplan, kampanyanın daha geniş kitlelere ulaşması adına PSAKD’nin yapabilecekleri hakkında da konuştu. Kaplan, imza kampanyası dışında kalan örgütleri de işaret ederek şöyle devam etti:
“Kampanyayı yürüten arkadaşlar çok değerli bir iş yapıyorlar. Bu tartışma götürmez. Fakat bu gericilikle ve zorunlu din dersleri ile ilgili olan mücadelenin bir tarihi de var. Bizler meseleyi buradan başlatarak alıyoruz. Kampanyayı daha geniş kitlelere ulaştırmanın yolu ve yöntemi, kampanyayı yürüten arkadaşların genel merkez ve örgütlerle daha sık görüşmelerini öneririz. Toplantılar yapıp, karşılıklı fikir alışverişi yaparak bu çalışma genişletilebilir. Zaten aynı zeminin insanlarıyız. Bu nedenle fikir alışverişi yapılması daha faydalı olacaktır. Burada amaç, sesimizi yükseltmek ise genel merkezlerle iş tutmak daha önemli olacaktır.”
“DİYANET, İNSAN HAYATINI TEHDİT EDER HALE GELMİŞTİR”
Özgür Kaplan, imza kampanyasının devamında yapılması gerekenler hakkında da görüş belirtti. Önceliğin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılması yönünde eylemler olması gerektiğini söyleyen Kaplan, “Diyanet İşleri’nin varlığı insan hayatını tehdit eder bir hale gelmiştir. Bunu Enes Kara’nın intiharında gördük. Enes Kara’nın intihar etmiş olması aslında insanlara şöyle bir mesajdı; din dayatması bu ülkede insan hayatını tehdit eder bir hale gelmiştir. Aslında siyasal İslam bunu yaptı. Bizler, insanların inançları ya da inançsızlıkları ile ilgilenmiyoruz, siyasal İslam’a karşı bir tavır ve tutumumuz var. Bu anlamda yapılan kampanya değerli bir iştir. Toplu bir miting, yürüyüş ya da basın açıklaması gibi işler yapılacaksa bu örgütlerle yapılmalı.”
Bu arada AKP hükümetinin ana okullarına din dersi dayatmasına karşı başlatılan imza kampanyası 3 Mart’a kadar devam edecek.
EREN GÜVEN/ANKARA
İLGİLİ HABERLER
> Öker’den kampanyaya destek çağrısı: Şeriatın taşlarının döşenmesi hepimizi vuracak-VİDEO
> Doç. Dr. Karakaya: Zorunlu din dersi kaba bir asimilasyon aracıdır, hak ihlalidir-VİDEO
> AVF Genel Başkanı Doğan: Ana sınıfında din dersi çocukta korku ve kaygı yaratır-VİDEO
> Kampanya 4. gününde: Milli Eğitim Bakanlığı kararını geri çekmelidir-VİDEO
> Zorunlu din dersine karşı başlatılan kampanya 3. gününde-VİDEO
> Demokrasi güçlerinden büyük kampanya: Ana sınıfında din eğitimi faciadır; asimilasyona hayır!
> Kampanya 8. gününde: Zorunlu din dersleri ile asimilasyona hayır
Yoruma kapalı.