PİRHA- PSAKD Gazi Şehitleri Cemevi Yöneticisi hasta tutuklu Eren Odabaş’ın İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında Odabaş’ın tahliyesine karar verildi.
Marmara 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan PSAKD Gazi Şehitleri Cemevi Yöneticisi hasta tutuklu Eren Odabaş’ın duruşması İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya, Eren Odabaş’ın eşi ve ailesi, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği(PSAKD) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi(DEM Parti) İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Gazi Şehitleri Cemevi Başkanı Ferhat Aktaş katıldı.
“BEN TEDAVİ OLMAK İSTİYORUM, ÖLMEK İSTEMİYORUM”
Hasta tutuklu Eren Odabaş mahkeme savunmasında şunları söyledi:
“Ben herhangi bir örgütün üyesi değilim. Ben kanser hastasıyım, sigortalı çalışıyorum ama kendimi anlatamadım. 3 buçuk 4 aydır buradayım. 6 Şubat 2024 tarihinde Çağlayan Adliyesi önünde bir olay yaşanmış ve tutuklandım. Savcı tutuklandıktan sonra hukuki ve fiili bir bağlantım olmadığını söyledi. Benim tahliye olmam gerekiyordu ama tahliye olmadım. 6 yıl boyunca dışarda gezdiğim bir dosyada tutuklu olduğum bir dosyaya dönüştü. Ben tutuklanmadan 15 gün önce aynı savcılık tarafından ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verilmiş. 15 gün içerisinde ne değişti de ben örgüt üyesi oldum? Ben 2018 yılından beri kanser tedavisi görüyorum. Ben tedavi olmak istiyorum ölmek istemiyorum. Ben sakat kalmak istemiyorum. Uzvumun kesilme ihtimali var. 107 gün olmuş ben hala tedavi olamadım.
“MEKTUBU BENİM YAZMIŞ OLMA İHTİMALİM VAR AMA HATIRLAMIYORUM”
Mektubu benim yazmış olma ihtimalim var hatırlamıyorum ama video ve ‘Halk Okulu’ denen belge ile benim bir alakam yok. Rojda’yı 2016 yılında sürekli mahkemeye git gel yaptığım için o sıralardan tanıyorum. Öncesinde bir tanışıklığımız yok.
“4 AYDIR KIZIMI FOTOĞRAFINDAN SEVİYORUM”
Ben fiilen PSAKD Gazi Şehitleri Cemevi Yöneticisiyim ve mahallede de tanınan biriyim birileri benim ismimi kullanmış. Benim örgütle bir bağlantım yok, benim yaşama sebebim her şeyim kızım. Ben gece gündüz kızıma iyi bir hayat, gelecek verebilmek için çalışıyorum. Ben hem tedavi hem kızımın durumu 16 aylık bebek 4 aydır baba sevgisinden yoksun. Ben 4 aydır kızımı fotoğrafından seviyorum. Ben tutuksuz yargılanmayı talep ediyorum. Üzerime atılan suçların hiçbirini kabul etmiyorum.”
AVUKAT DANACI: MÜVEKKİLİN BERAATİNİ VE TAHLİYESİNİ TALEP EDİYORUM
Avukat Görgün Danacı ise mahkeme savunmasında şunları dile getirdi:
“Müvekkil hakkında hiçbir makul şüphe olmamasına rağmen şüpheli sıfatıyla dosyada yer almıştır. Evde yapılan arama işlemi tamamen hukuka aykırı bir arama. Yapılan tüm işlemler hukuka aykırıdır. TEM tarafından hazırlanan rapor açıkça hukuka aykırıdır. Şüphe uyandıracak durumda olmamasına rağmen müvekkil Çağlayan’da gerçekleşen olay üzerine tutuklanıyor. Fiili bir gizlilik hali devam ediyor diye düşünmeye başladık bu dosya ile ilgili. Eren Odabaş ile ilgili suç isnat edilecek bir şey yok dosyada. Tamamen masumiyet karinesi ayaklar altına alınmış. Soruşturmayı yürüten savcı Eren Odabaş’ın tutuklanmadan 15 gün önce ‘kovuşturmaya yer yok kararı’ vermiştir. Bu karar tıpkı Berk Ercan ve İrem Kıvrak ile yapılan soruşturmada da verilmesi gerekiyordu. Müvekkil yumuşak doku kanseridir ve bu sebeple tahliye edilmelidir. Hayati risk olmasından kaynaklı ameliyat olamayışı, tamamen sağlık hakkına erişiminin engellenmesi bu hukuksuzlukların yanında müvekkile ağır bir işkenceyi de getirmiştir. Müvekkilin tutuklu yargılanması hukuksuzdur. Kaçma şüphesi, hakkında yakalama, gözaltı olmamasına rağmen müvekkil evinden gözaltına alınmıştır. Ceza Muhakemesi ilkeleri ve Ceza Muhakemesi kanunu bu dosyada tamamen ihlal edilmiştir. Müvekkilin beraatini ve tahliyesini talep ediyorum.”
Savcı tutukluğa devam edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti ise Eren Odabaş’ın tahliyesine karar verdi. Duruşma 10 Kasım’a ertelendi. Mahkeme ayrıca Odabaş’ın yurt dışına çıkışını yasakladı ve adli kontrol kararı verdi.
“BU TÜR YARGILAMALAR HUKUK DEVLETİ OLMA İLKELERİNİ ZEDELEYEN BİR ŞEYDİR”
Duruşma sonrası yapılan açıklamada konuşan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği(PSAKD) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya, “Bizi en iyi tanıyan yaptığımız işleri en iyi bilen emniyet teşkilatıdır. Bizim bütün çalışmalarımız göz önündedir. Dolayısıyla bu konularda bir suç isnat edilirken çok daha dikkat edilmesinde yarar var. Herhangi bir olayla başka bir olayı birbirine karıştırmamak gerekir. Bu tür yargılamalar hukuk devleti olma ilkelerini zedeleyen bir şeydir. Biz her şeye herkese rağmen devletimizin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.