PİRHA-GADEV Alevi Akademisi “Sosyal Bilimler perspektifinden Aleviler/Alevilik (2)” eğitim programı yarın saat 15.00’te başlayacak. Programa ilişkin bilgi veren Prof. Dr. Şükrü Aslan, Alevilere ve inancına geleneksel devlet politikası veya çeşitli politik saiklerden çok, sosyal bilimlerin perspektifinden bakmayı önererek, hem farklı Alevi geleneklerini hem de sistemin Alevilerle kurduğu tasfiyeci, asimilatif ilişkiyi anlamanın mümkün olacağını söyledi.
Garip Dede Vakfı (GADEV) Alevi Akademisi “Sosyal Bilimler perspektifinden Aleviler/Alevilik (2)” eğitim programı 28 Ocak 2023 Cumartesi günü saat 15.00’te Prof. Dr. Şükrü Aslan’ın açılış dersiyle başlayacak. Can Tv’de yayımlanan ‘Can Aktüel Bu Sabah’ programına konuk olan Prof. Dr. Şükrü Aslan akademiye ilişkin bilgiler verdi. 2022 yılında ilk kez yapılan program “Sosyal Bilimler perspektifinden Aleviler/Alevilik (1)” ismiyle kitaplaştırıldı. Bu yıl ikinci olarak gerçekleştirilecek program yirmi yeni akademisyen tarafından yürütülecek.
“ALEVİ DÜNYASI İÇİNDE EPEY GERİLİMLERİN OLDUĞU BİR DÜNYA”
Sözlerine “Alevi dünyası içinde epey gerilimlerin olduğu bir dünya” diyerek başlayan Aslan, programı gerçekleştirme sürecine ilişkin şunları kaydetti:
“Bu gerilimlerin bir kısmı Alevi geleneğinin kendi içinde. Bir kısmı da Alevi geleneğiyle sistem arasındaki ilişkilerle ilgili. Kendi içindeki gerilimler farklı Aleviliklerin, algılarının, pratiklerinin, geleneklerinin birbirinden kopması. Söylem düzlemindeki kopuş bazı Alevi geleneklerinin gözünde ötekileri adeta bir çeşit düşman haline bile getirmiş. Böyle örnekler ne yazık ki var. Bu algılara daha çok politik angajmanlar eşlik ediyor. Bir Alevi toplumunu politik bağlam içerisinde değerlendirdiğinizde ister istemez köşeli bir şey söylüyorsunuz.
“SOSYAL BİLİMİN GÖZÜNDEN BAKILIRSA ALGILAR DEĞİŞEBİLİR”
Sosyal bilimin gözünden bakarsak, insanları buradan bakmaya davet edersek bu olumsuz ve dışlayıcı algılar değişebilir mi? Şahsen değişeceğine eminim. Alevilik gibi bütün tarihi boyunca yasaklanmış, ezilmiş, kırılmış, katledilmiş, saklanmaya zorlanmış, görünmez kılınmış bir kimlik için zaten farklılıklar kaçınılmaz. Hele ki iletişim imkanlarının olmadığı bir zamanda Kars’taki bir Aleviyle, Aydın’daki Alevinin farklılaşması son derece normal. Bilim gözüyle bakarsak bütün bu farklılıklar normalleşebilir mi?
“GELENEKSEK DEVLET POLİTİKASI DEĞİŞMİYOR”
Bütün tarihte Alevilerin anavatanı olan coğrafyada devletlerin Aleviler ile kurduğu ilişki her zaman bu kimliği tasfiye etme politikası üzerine olmuş. Küreselleşen dünyada Aleviler dünyanın birçok yerine dağıldı ve oraların vatandaşı oldu. Artık oralarda ‘Alevi sorunu’ diye bir şey var ve bu çözülüyor. Böyle bir zamana geldik ama bu memlekette hala kimliğin adını koymakta tereddüt eden, kimliğin resmi olarak tanınmasını ötelemeye çalışan, kimliği olduğu gibi kabul etmek yerine onu tanımlayıp, kendisine bağlamaya çalışan geleneksel devlet politikası bir türlü değişmiyor. Değişiyormuş gibi yapıyor ama değişmiyor. Acaba sosyal bilimler gözünden bakıldığında bu gerilime de bir alan açabilir mi, ışık tutabilir mi, yeni bir tartışmaya imkan sağlayabilir mi?”
“PROGRAMI İZLEYENLERİN PERSPEKTİFİ DEĞİŞEBİLİR”
Aslan, programın hedef kitlesinin yalnızca Aleviler olmadığını belirtirken, “Programı izleyen herkesin perspektifi değişebilir. İnsan bir dilin ve kültürün içinde doğuyor. O dil ve kültür onun için kıymetlidir çünkü onun geleneğini oluşturuyor. Bu herkesin hakkıdır. Buna bir politikacının söyleyeceği yoktur. Arzu ediyoruz ki bu mesele böyle tartışılsın. Akademik perspektiften bakmak aslında böyle bir alan açıyor. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu sorunun temel insan haklarına uygun çözümü böyle olur. Bu sorunun çözümünü isteyen her kim varsa böyle bakmalı” ifadelerini kullandı.
PİRHA / İSTANBUL
Yoruma kapalı.