Alevi Haber Ajansi

Prof. Dr. Gülnaz Karatay: İntiharların önüne geçmek için dayanıklı gençler yetiştirmeliyiz-VİDEO

PİRHA-İntiharın çevreden, siyasetten, kültürden, inançtan, coğrafyadan ve iklimden bağımsız düşünülemeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Gülnaz Karatay, “İntiharın birçok nedeni var. İşsizlik, şiddet, travma, tecavüz, düşük yoğunluklu çatışmalar, geleceğe güvensizlik ve umutsuzluk durumları nedeniyle vaka artışlarında bir yükselme görüyoruz” dedi. Karatay, intiharın bulaşıcı olduğunu belirterek, sosyal medyadan paylaşılmaması gerektiğini belirtti.  

Araştırmalara göre Dersim, intiharların en çok yaşandığı iller arasında bulunuyor. İntihar girişimi en fazla genç gruplarda yaşanıyor. Peki neden intiharlar her geçen gün artıyor? Prof. Dr. Gülnaz Karatay, Dersim’de son zamanlarda artan intihar vakalarına ilişkin PİRHA’ya konuştu.

“HER YIL 700 BİN İNTİHAR VAKASI MEYDANA GELİYOR”

PİRHA: Ülkede intihar vakalarının her geçen gün artmasındaki neden nedir?

GÜLNAZ KARATAY: İntihar tanım olarak bireyin içsel ya da dış kaynaklı stresörlerle baş edememesi sonucu bedenine yöneltmiş olduğu öz kıyım davranışı. Bu nedenle bir insanın bedenine yönelttiği en uç şiddet olduğu için de toplum tarafından çok dikkatle takip ediliyor. Bu nedenle intiharları doğru zamanda, doğru mekanda, doğru bir dille konuşmak önemli. Kentimizde de geçtiğimiz hafta birkaç tane vaka yaşadık. Bu meseleyi sıcak dönemde konuşmak çok doğru olmamakla birlikte ama bir şekilde topluma mesaj iletmek üzere sağlık profesyonellerinin seçici bir dille konuşması son derece önemli. İntiharlar şu anda salgın düzeyinde yaşanıyor bütün dünyada. Her yıl yaklaşık 700 bin vaka meydana geliyor. Bunu saniyeye vurduğumuzda her 40 saniyede bir kişinin yaşamını sonlandırması demek ve bunların da %80’ine yakını düşük ve orta gelir grubundaki ülkelerde oluyor.

Biz intiharı sadece çevreden, siyasetten, kültürden, inançtan, coğrafyadan ve iklimden bağımsız düşünemiyoruz, birçok nedeni var. Yaklaşım 50 tane intihar nedeni var. Bu nedenler arasında 3-4 tanesi biyolojik altyapıyla, genetik ve ruhsal hastalıklarla ilgili, diğer geri kalan nedenler daha çok çevresel faktörlerden kaynaklı. İşsizlik, şiddet, travma, tecavüz, düşük yoğunluklu çatışmalar, geleceğe güvensizlik ve umutsuzluk durumlarında ne yazık ki vaka artışlarında bir yükselme görüyoruz. İntihar küresel bir problem, bir intihar salgını üzerinden geçiyoruz pandemiyle birlikte. Bu durum daha da artmış durumda. Şu anda intihar gençlerde ölüm nedenlerinin ilk dört sırasında yer alıyor. Şiddet ve madde kullanım bozukluğuyla birlikte gençleri en çok öldürenler arasında intiharlar. Her vaka en az 6-10 kişiyi etkiliyor. O yüzden toplum intiharlara çok ilgi duyuyor ve merak ediyor. O nedenle topluma sağlıklı bilgiler iletmek önemli. Riskli bir döneme girdik, baharda vaka artışları mümkün olabiliyor. Belki bundan sonra daha çok duymaya başlayacağız ama intihar kader veya yazgı değildir. Kökeninde ruhsal hastalıklar olsa da intiharları biz akademik ve etik bir sorun olarak görüyoruz. İntiharların önlenmesi için bir takım tedbirlerin alınması ve bunun için bilimsel verilerin ortaya konulması son derece önemli.

“STRES YÜKÜ YÜKSEK BİR TOPLUMDA YAŞIYORUZ”

-İntihar vakalarındaki risk faktörleri nelerdir?

İntiharlarla ilgili risk faktörlerine baktığımızda Dersim’de de ortaya çıkan sonuç gençler arasında intihar girişimi oldukça fazla. Zaten bunu TÜİK de söylüyor. Her ne kadar intiharlarda il sıralaması vermese de nüfusa orantıladığımızda Dersim’de intiharlar sayısal olarak diğer illerden daha yüksek. Özellikle 15-24 yaş grubu arasında girişim düzeyinde vakalarımız fazla, fakat yaş ilerledikçe tamamlanmış dediğimiz ölümle sonuçlanan intiharların sayısı gittikçe artıyor. Tabi ki bunun birçok nedeni var kuşkusuz. Altta yatan neden ruhsal hastalıklar fakat bu ruhsal hastalıklar nasıl ortaya çıkıyor, buna bakmak lazım. Elbette intiharların büyük kısmında depresyon görüyoruz fakat depresyon kendiliğinden ortaya çıkan bir durum değil. Yapılan çalışmalarda ruhsal hastalıkların kökeninde travmanın herhangi bir türünün yer aldığını görüyoruz. Örneğin; tecavüze maruz kalmak, şiddete maruz kalmak, travmalı bir toplumda stres yükünün yüksek olması. Kentimize baktığımızda çokça risk faktörü var. Gerçekten birçok açıdan stres yükü yüksek bir toplumda yaşıyoruz. Gençlerde işsizlik, yoksulluk var ve bununla baş edemiyorlar. Özellikle kentsel alanda vakalar daha çok görülüyor. Bunun bir nedeni de genç nüfus yoğunluğundan kaynaklı. Üniversite öğrencilerinin 2018’de kentimize gelmesiyle birlikte intihar vaka sayılarında bir miktar artış oldu.

Gençler sağlıklı ve dirençlidir algısı var ama maalesef gençlerin de bir takım sorunları var ekonomik sorunlarla baş etmek zorunda kalıyorlar. Maalesef depresyon ve ruhsal hastalıklarda toplumda bazı yanlış inanışlar, etiketleme var. Bu yüzden bireyler yardım alma davranışından kaçınıyor etiketlenmemek adına ya da ilaç tedavisine ilişkin yanlış algılar var. Örneğin ilaçları kullanma bağımlılık yapıyor. Tanı alırsan, işe yerleşemezsin deniliyor ve yardım alma durumunu geciktiren bir sorun. İçinde yaşadığımız bu postmodern dönemde maalesef her 15-20 gencimizden bir tanesi depresif. Bunun birçok nedeni var. Ekonomik sebepler, yoksulluk, işsizlik, umutsuzluk. Dersim’de çocuklarımıza aşırı yükleme var, çünkü bir takım etiketlemeler var. Örneğin Dersim eğitimde birinci, çocuklarımız bu birinciliği sürdürmek için sürekli bir baskı altında. Yaşam becerilerini yok etme pahasına akademik beceri bekliyoruz çocuklarımızdan. Peki bunu yaparken nelerden taviz veriyor çocuklar. Öz bakım becerisi gelişmemiş, kırılgan, duygusal çocuklar yetiştiriyoruz. Bu nedenle herhangi bir sorun ile karşılaştıklarında baş etme becerileri yeteri kadar gelişmediği için yalpalıyor. Dolayısıyla biz, eğitimin amacı mutlu birey yetiştirmek midir, yoksa akademik olarak başarılı bir birey yetiştirmek midir? Kararını vermemiz gerekiyor. Biz mutlu bir çocuk mu istiyoruz yoksa kuru bilgi taşıyıcısı bir çocuk mu istiyoruz.

KANADA ÖRNEĞİ

İntiharlarla ilgili diğer bir etken ise toplumsal travmalar. Elimde direkt bir veri yok ama Dersim için şunu söyleyebilirim: Kana’da yerli halklarında kolonizasyondan sonra Avrupalıların yerli halklara uyguladığı baskılar sonunda intihar oranları Kanada’nın diğer nüfusuna göre üç kat artıyor. Bunun nedeni ise yerli halkların inancını, kültürünü, dilini kaybetmesi, yaşadığı alanda toprak üzerindeki hakimiyetini kaybetmesi, gençlerin evlerinden zorla alınıp yetim okullarına gönderilmesi ve dolayısıyla kuşaklar arasında bir kopukluk yaşanması ve bunun madde kullanımını etkilemesi, bütün bunların sonunda Kanadalılar için kendi kaderlerini tayin etme haklarının ellerinden alınması, Kanada’da yerlilerde intihar oranlarını arttırmıştır. Kanada’da ki durumu Dersim için uyarladığımızda çok benzer sonuçlar görüyoruz. Çünkü Dersim’de sürekli bir travma döngüsü içerisinde yaşıyoruz ve biz biliyoruz ki toplumsal travmaların sonraki kuşaklara aktarılma özelliği var. Dolayısıyla biz travmadan gelen acılarımızı, duygularımızı, dertlerimizi sonraki kuşaklara aktarıyoruz. Dinlediğimiz acı dolu müziklerle oluyor, yaşadığımız coğrafyada sürekli maruz kaldığımız ayrımcılıkla oluyor, sözlü anlatılarla oluyor. Çalışmamda bir katılımcı, ‘suya atlamalar Dersim 38 Katliamı’ndan kalma bir yöntem’ demişti. Çünkü o dönemde insanlar daha kötüsüne maruz kalmamak için böyle bir yöntemi denemiş ve bu sözlü hafızada aktarılıyor kuşaklar arasında ve biz bununla birlikte acıyı da aktarıyoruz. O yüzden sonraki kuşaklarımız toplumsal travmanın etkilerini yaşamaya devam ediyor.

“İNTİHAR BİR SONUÇ, SÜRECİ GÖRMEK LAZIM”

Örneğin bir kafede oturup eşinizle rahat sohbet edemiyorsunuz, hemen yanınızda birileri beliriyor, bu bir organizma için strestir. Kentte her çıkış bölgesinde herhangi bir Avrupa ülkesinde olmayan bariyerler var, bu bir strestir toplum için. İntihar bir sonuçtur süreci görmek lazım. Neden kentimizde intihar vakaları yüksek bunun nedenlerini çok iyi analiz etmek lazım. Şuana kadar elde ettiğim verilere göre ne öncesinde ne de sonrasında aileler toplumsal, kurumsal ve profesyonel destek alamıyor. Burada bir sıkıntı var yas sürecindeki bir aileyi siz desteklemediğiniz sürece o ailede yeni bir intihar olabilir. Bunu önceden görmek ve ona göre hizmet sunmak gerekiyor. Kentimizin intihar açısından çok büyük bir riski var ve biz toplum olarak sağlıklı başa çıkma mekanizmalarını da yitirdik. Toplumun parçaları arasında o kadar büyük bir rekabet var ki yardım etme davranışını da engelliyor. Örneğin bir işe yerleşmede benden olsun, herhangi bir şeyde kendi grubunu görüyor. O yüzden dezavantajlı grupları gözden kaçırıyoruz. Dersim’in bir de bu parçalı yapısından ve buradaki rekabetten kaynaklı riskleri de söz konusu.

“DAYANIKLI GENÇLER YETİŞTİRMELİYİZ”

-İntihar vakalarına çözüm üretebilmek için neler yapılabilir?

İntiharlarda çözüm odaklı yaklaşımlar çok önemli. Dersim’de intiharlar sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik faktörlerle bağlantılı bir şekilde ortaya çıkan bir sonuç. Dayanıklı gençler yetiştirmeliyiz, öz bakım becerileri güçlü, sorunlarını çözebilen, kuşaklar arası dayanışmaya önem veren, yaşlılarıyla iletişim kurabilen ve bu anlamda dili yeniden dolanıma sokmak gerekiyor. Çünkü biz kuşaklar arası bağı kaybettiğimiz noktada kültürü de kaybediyoruz ve gençlerimizi popüler kültüre kurban ediyoruz. Gençler sanal âlemde yaşıyorlar ve çok yoğun bir şekilde popüler kültürün etkisindeler. Dolayısıyla gerçek dünya sendromu diye bir şey oluşmuş artık yani yaşamaktan, dışarı çıkmaktan korkan, spor yapmayan, sanatsal bir aktivite içinde olmayan gençler söz konusu. Ekran bağımlılığı çok önemli bir sorun, bunu kırmamız gerekiyor. Bunun için de dayanıklı bir genç kuşak yetiştirmek açısından da Alevi inancının güçlü sosyal destek sistemleri var ve bunlara yeniden işlerlik kazandırmamız gerekiyor. Nesiller arası bağı dilden dolayı kaybettik. Yaşlılarımız evde ayrı depresif, çocuklarımız ise sanal dünyada yaşıyor. O yüzden bu bağı yeniden kurmamız gerekiyor. O yüzden toplum içerisinde dil kurslarını ve sanatsal aktiviteleri güçlendirmek gerekiyor. Yaşadığımız toprakla bağımızı kaybettik, dolayısıyla üretimsiz kaldık. Yeniden toprakla bağımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Dersim’de aşırı yüklemelerden bir tanesi eğitim, o yüzden burada bir karar vermemiz gerekiyor. Akademik olarak bilgili çocuklar mı istiyoruz, yoksa yaşam becerileri yüksek, kritik düşünen, çevreye duyarlı çocuklar mı yetiştirmek istiyoruz? Bu noktada hem aileye, hem kurumlara hem de eğitim sistemine önemli sorumluluklar düşüyor.

“SOSYAL MEDYADAN İNTİHARLA İLGİLİ BİLGİLER PAYLAŞILMAMALI”

Dersim’de aşırı parçalı durum maalesef çok rekabetçi bir ortamı doğuruyor ve rekabetçi dilde iç barışı bozuyor. Biz rekabetçi dil yerine sevgi dilini siyasete yerleştirip kapsayıcı ve sorunları önceden görüp çözüm üreten bir siyaset anlayışı geliştirmemiz gerekiyor. Dersim’de kusurlara odaklanıyoruz. Biz de insanız nihayetinde, aşırı yükleme değerlerde toplum üzerinde bir şiddet nedenidir. O nedenle kusurları görmektense güçlü taraflarımıza odaklanıp oraya vurguyu arttırırsak, toplumda da umutsuzluğu bu kadar derinleştirmemiz oluruz. Çocukları ve gençleri koruyacak politikalar geliştirmemiz çok önemli. Çocukları bağımlılıktan uzak tutacak, örneğin kent için alkol kullanım bozukluğu intihar için en büyük risk faktörlerinden bir tanesi. Çocuklarımız 12-13 yaşında alkolle tanışıyor ve 20 yaşına geldiğinde bunu problemli bir şekilde kullanmaya başlıyor. Bu bir risk teşkil ediyor çünkü ruhsal alanı yıkıma uğratıyor. Bundan dolayı gençleri bağımlılıktan korumak ve bunun yerine alternatif üretebilmek sanat, spor, kültür, dil gibi bunun için de dayanışmayı büyütmek son derece önemli. İntihar vakaları sosyal medya hesaplarından çok fazla paylaşılıyor. İntiharın bulaşıcı olduğu 19. yüz yıldan beri biliniyor. Peş peşe vakalar geliyor, o yüzden sosyal medyada profesyonel meslek elemanları dışında insanların vakaları, olay yeri veya intihara ilişkin bilgi paylaşmaması son derece önemli.

Cihan BERK/DERSİM

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak