Alevi Haber Ajansi

Pirler ve Analar Meclisi: Çerağ olalım, zulmü durduralım-VİDEO

PİRHA-Pirler ve Analar Meclisi, Türkiye’nin Federe Kürdistan bölgesine yönelik saldırısına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Yapılan açıklamada, “Saldırılarla Kürt kırımının uygulanmaya çalışıldığı” vurgusu yapıldı.

Pirler ve Analar Meclisi, Türkiye’nin Federe Kürdistan bölgesine yönelik sınır ötesi operasyonuna ilişkin Sultangazi’deki Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Alevi Kültür Dernekleri Cemevi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, “Kamil İnsanın dili barış, direnci barışmak üzeredir. Barışa Çerağ olalım. Zulmü durduralım” yazılı pankart açıldı.

“BARIŞ GÜCÜ OLUŞTURALIM VE SAVAŞI DURDURALIM”

Adaletin tecelli etmesi için birlik olunması gerektiğine işaret eden Baba Mansur Ocağı Piri Mehmet Karabulut, “Türkiye’de bağımsız bir yargı yok. İnsanlar yaşam savaşı veriyor, yarının ne olacağı korkusu ile yaşıyor. 2 binlik yıllık bir zihniyeti bugüne uyarlamaya çalışıyorlar. Hukukun olduğu yerde hukuksuzluk nasıl oluyor? Böyle bir sistemi tanımıyorum. Bu iradeyi tanımıyorum. Biz bu topraklarda ağır bedeller ödedik. Bunun başı var sonu yok mu? Kendi aramızda bunu tartışmamız lazım. Son zamandaki gelişmeler insanını midesini bulandırıyor. Bir cevap vermemiz lazım” diye belirtti.

Yollarının savaşa karşı barışı, zalime karşı mazlumu koruma ve desteklemeyi emrettiğini söyleyen Ağuçan Ocağı Piri İbrahim Erdoğan, “Osmanlı ve öncesindeki devlet sistemine baktığımızda Alevilere yönelik insanlık dışı katliamlar var. Ancak Alevileri bölemediler ve yollundan edemediler. Cumhuriyet döneminden sonra çok sinsi çalışmalarla laikliği Alevi görevi haline getirdiler. Olmayan laiklik ile oyunlarla Alevi ve kurumlarını böldüler. Alevilerin bunlara karşı söylemi var ama eylemi yok. Yolumuz bunu kabul etmiyor. Ben buradan analara sesleniyorum; Alevi pirleri, anaları savaşan her iki gücün arasına girebilirler. Eğer bunu yaparlarsa milyonlarca insan peşinden gelir. Kürdistan’da yaşanan savaşın önüne analar geçmeli. Alevilere ve kurumlara sesleniyorum; gelin barış gücü oluşturalım ve bu savaşı durduralım. Dünya halklarına ve inançlarına örnek olalım” dedi.

Alevilerin yolunun çok ince bir yol olduğunu ifade eden Kureyşan Ocağı Anası Elif Akyol ise, “Yolumuz, kıldan ince kılıçtan keskindir. Kürdü, Sünnisi, Alevisi diye ayrım yapmadan kardeşiz diyorum. Kardeşlik olmadan barış olmaz” dedi.

insanların birbirlerine ve doğaya zulüm ettiği bir dönemden geçtiklerini dile getiren Baba Mansur Ocağı’ndan Hüseyin Esen, “Zülmü, zalimi reddettik. Onlara karşı barışı dillendirdik. Birçok yol önderimiz tarihte zalimlerce katledildi. Ancak hiçbir zaman biz yolumuzdan vazgeçmedik. Bugün dünyanın birçok yerinde egemenler haklara tecavüz ediyorlar. Bugünün Çağdaş Dehakları, iktidarları için çocuklarımızın canını alıyor. Yolumuz Dehaklara karşı durmayı emrediyor. Türkiye de iktidarın ne yaptığını biliniyor. Kendisinden olmayanı terörist ilan ediyor. Kürtlerin, Alevilerin, Arapların ve diğer halkların yaşam hakkının elinden alınıyor” diye konuştu.

“SAVAŞ BİTMEDİKÇE YOKSULLUK, ADALETSİZLİK, ZULÜM BİTMEYECEK”

Pirler ve anaların konuşmaların ardından basın metnini okuyan Alevi aktivist Selda Güneş, “Türkiye’de zulmün, nefret suçlarının, adaletsizliğin, ekonomik yıkımın her türlüsünün yaşanıyor. Kapılarımız işaretleniyor. Çocuklarımız zorunlu din dersleri, asimilasyon politikalarına maruz bırakılıyor. Cemevlerimiz ibadethane olarak kabul edilmiyor. Açılışında boy gösterdikleri cemevi başkanlarına durmadan iftar açtırıyor. Fakat yasal olarak hiçbir uygulamaya yanaşmıyorlar. İnsanlarımız her gün intihara sürükleniyor. Hanelere ateş düşüyor. Rızkını hanesine getiremedi diye yüzüne bakamıyor evladının. Zülmün en büyüğüdür bu, ana ve babanın evladına bir lokma ekmek getirememesi. Hanesinde ısınamaması, çöpten ekmek toplaması zulümlerin en büyüğüdür. Hak için kabul etmiyoruz, vicdanımız dayanmıyor. Adalet, inancımızın temel düsturudur. Devlet bilene tek sözümüz adalettir. İnancımız adaleti emreder devlete. Devlet demokrasi ve adalet ile küçülmelidir. Fakat adaletsiz bir oburlukla kendi iktidarı dışında farklı düşünen her varlığı mahkûm eden, terörist gören bir zulümkarlığa tanığız her gün. On binlerce insan düşüncesinden dolayı zindana konulmuş. Hasta tutsaklar hepimizin gözleri önünde her gün zindanlarda işkence altında tabutlar ile çıkabiliyor ancak. Aysel kızımızda binlercesi gibi zulüm altında. Yoksulluğu, adaletsizliği gizlemek için savaş politikalarına yöneliyorlar. Yine gençlerimiz ölüme gönderiliyor. Halkların barış dileği görülmüyor. Kürt halkına kırım politikaları uygulanıyor. Irak ve Suriye’de Saddam rejiminden kalma katliamcı ruhla kırım politikasının devam ettiriliyor. 4 Mayıs Dersim Tertelesi günlerinde bu kırımı görmüş toplumun evlatları olarak bu zihni iyi tanıyoruz. Pir Seyit Rıza’nın nasihatini de asla unutmayarak, barış ruhu ile karşısında direniyoruz. Biliyoruz ki toplumsal birlik ruhu ile ancak zulüm geriletilerek, yok edilebilir. Fakat kurumlarımızın, toplumumuzun bu konuda duyarlılığı şarttır. Bu savaş bitmedikçe yoksulluk, adaletsizlik, zulüm bitmeyecektir. Canlarımızı inancımızın rahmet duygusu ile birliğe çağırıyor. Zülme karşı ortak dirence çerağ olmalarını umut ediyoruz.”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak