PİRHA – Pir Zeynel Kete, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 11’inci sınıf öğrencilerine dağıttığı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında 37 sayfalık üniteden oluşan tabut, cenaze mezarlık ve kefenlemeyle ilgili resimlere ilişkin, “İktidar kendi varlığını devam ettirebilmesi için yaşamımızda ilgili olan her olguyu kendi hizmetine sunuyor” diyerek tepki gösterdi.
Haberin Videosu
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 11’inci sınıf öğrencilerine dağıttığı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabında 37 sayfalık üniteden tam 9 tabut ve cenaze mezarlıkla ve kefenlemeden oluşan fotoğraflara ilişkin Demokratik Alevi Dernekleri Genel Sekreteri Pir Zeynel Kete PİRHA’ya değerlendirmelerde bulundu.
“AKP KENDİ EĞİTİM MÜFREDATIYLA YENİ BİR TOPLUM İNŞA ETMEK İSTEMEKTEDİR”
“İktidar kendi varlığını devam ettirebilmesi için yaşamımızda ilgili olan her olguyu iktidarın hizmetine kendi hizmetine sunmaktadır” diyen Kete, AKP hükümetinin iktidara geldiği günden bugüne en fazla değişimim eğitim öğretimalanında yaptığına vurgu yaptı.
AKP’nin müfredat programlarıyla yeni bir birey ve toplum inşa etmeye çalıştığını belirten Kete, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü müfredat programlarıyla beraber aynı zamanda yeniden birey inşa ediliyor, toplum inşa ediliyor. Kendi düşünceleri doğrultusunda bir davranış değişikliği oluyor, bunun içinde en donanımlı okullar imam hatip okullarına çevrildi ve toplumun talebi olmamasına rağmen iktidar kendi varlığını devam ettirebilmesi için yaşamımızla ilgili olan her olguyu iktidarın hizmetine kendi hizmetine sunmaktadır.
“YENİ EĞİTİMLE BİREY İKTİDARIN HİZMETİNE SUNULMAK İSTENİYOR”
Eğitime de böyle bakmaktadır. Buraya bakıldığında eğitim düalisttir. Bireyleri özgürleştirebileceği gibi çok rahatlıkla bireyi iktidarın ve erkin denetimine de sunabiliyor. Toplumsallıkta sorumluluk gerektiriyor, toplumsallık aynı zamanda bir sorumluluktur. Rıza toplumuyla beraber çocuk ana, kadın etrafında, doğa, toplum dengesi ve rızalık üzerinden özgür bir şekilde yaşıyordu, toplumsal kişilik ve rıza toplumun kişiliği bu yönüyle de aynı zamanda özgür bir kişiliktir ve eğitim yoluyla ana kadın tarafından bu yaratılıyordu.
Devletleşmeyle, iktidarlaşmayla beraber rıza toplumu anadan çalındı, yok edildi. Baskı ve denetim altına alındı ve bu rahipler eliyle tapınaklarda yakıldı. Bugünde günümüzün rahipleri ve din adamları tarafından ve dini esas alan kurumlar tarafından yapılıyor.”
“AHLAKİ DEĞERLERDEN YOKSUN BİR DİN YARATILMAK İSTENİYOR”
Burada asılında anlatmak istediğim dinin içindeki ahlaki olan bölümü değil, ahlaktan yoksun bırakılmış bir dinden bahsediyorum. Özellikle eğitim öğretim döneminin başlamasıyla beraber 9-10 özellikle 11 sınıflarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabının programına baktığımızda 37 sayfadan oluşan bu kitabın ünitesinin birisi bir bütün olarak bir insanın ölümü, tabut, cenaze kefenlenmesi ve kabir azabına ayrılmıştır. Cenneti tanımlarken de gümüş kapılarının ve billur kadehlerin olduğu gibi bir tanımlama yapılıyor.
Yunus Emre’nin de dile getirdiği gibi cennet, cennet dedikleri birkaç melek, birkaç huri isteyene ver, bana seni gerek seni derken burada kendi dönemindeki egemen din anlayışına karşı da çok radikal bir eleştiri vardı. Temelinde ahlakı esas alan ve özgürlük arayışını esas alan bakış açısıdır. Yine ölen insanım daha kabirdeyken azap çektiği söyleniyor. Münkir ne nekir tarafından sorgu sual edildiği söyleniyor. Bu biraz insanın hakikatinden de uzak bir şeydir.
Halbuki Alevi inancında can bu dünyadayken kendi darını oluşturur hak meydanında, pir divanında, masum darında ölmeden önce olur ve böyle hakka yürür. Bütün bunlardan hareketle çok rahatlıkla şunu diyoruz ki; Türkiye toplumu homojen toplum değildir. Bu çerçevede mevcut müfredatta belirleyen, müfredata uymayan farklı sürekler vardır.”
“BU MÜFREDAT TAMAMEN TEKÇİ BİR MÜFREDATTIR”
İktidarın okullarda Din Kültürü Ahlak Bilgisi müfredat programlarıyla kendisini hissettirdiğini kaydeden Pir Zeynel Kete, tekçi zihniyetin dini eğitiminin verildiğini, itaat ve teslimiyet esas alınarak topluma karşı bireyler yetiştirildiğinin altını çizdi.
Kete, “Farklı etnik yapıların dili, kültürü, inancı unutturulur iktidar en açık bir şekilde hissettirilir. Yani tekçi zihniyetin dışındaki bütün unsurlar eğitim müfredat programı yoluyla hissettirilir, bu eğitim müfredat programında özgürleştirme yoktur, biz bu eğitim müfredatının tekçi bir müfredat programı olduğuna inanıyoruz, iktidarcı bir müfredat programı olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.