PİRHA- -ABF İnanç Kurulu ve Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, Avusturya’da Aleviliğin bağımsız bir inanç olarak tanımasının önemli olduğunu belirterek, Türkiye’nin de inkarı bırakıp Alevi inancını tanıması çağrısında bulundu.

Avusturya’da Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun çabasıyla, Aleviliğin bağımsız, özgün bir inanç olduğunun resmen tanınmasının ardından Alevi kurumlarından destek açıklamaları gelmeye devam ediyor.

Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) İnanç Kurulu ve Mersin Cemevi Başkanı Pir Hasan Kılavuz, Avrupa ülkelerindeki Alevilerin, uzun yıllardır gittikleri ülkelerde kendi inançlarını unutmadıklarını belirterek, “Geleneklerini, göreneklerini, örf ve törelerini hep yaşadılar ve yaşattılar. Dolayısıyla yaşadıkları yerlerdeki iktidarlar ve hükümetler tarafından Alevilerin inanç ve gelenekleri olarak Sünni İslam’dan ayrı oldukları konusundaki mücadeleleri selamlanacak bir mücadeledir” dedi.

“ALEVİLER HER ZAMAN BİRLİK OLMALI VE İNANÇLARINI YAŞATMAK İÇİN MÜCADELE ETMELİ”

Alevi mücadelesinin son dönemde aldığı ivmenin sevindirici olduğunu ifade eden Kılavuz, “Aleviler her zaman birlik olmalı ve inançlarını yaşatmak için mücadele etmeli. Alevi inancı tek başına ve her yönüyle ayrı bir inançtır. Aleviliğin birçok değeri var. Doğa, kadın, Hakk gibi. Bu değerleri olduğu gibi anlatmaları yeterlidir. Başka bir inancın üzerinden bu değerleri anlatmaya kalkmayın. Avusturya’daki yapılan da budur. Oradaki federasyon yöneticileri, kurumları ciddi bir mücadele verdiler. Bir başarı kazandılar. İsteriz ki bu bir adım daha öteye gitsin. Viyana’da alınan bu karar, Avusturya’nın tüm kantonlarında aynı şekilde uygulansın isteriz. Çocuklarımıza Alevi dersleri verilerek değerlerimiz öğretilsin isteriz. Alevi çocukları oradan pedagojik eğitim alarak öğretmen olsun. Yetişip çocuklarımıza bu inancı anlatsın” diye konuştu.

“TÜRKİYE’DE ALEVİLİĞİN YASAL STATÜSÜNÜN KABUL EDİLMESİNİ BEKLİYORUZ”

Türkiye’de de bir gün Alevi inancının tanınacağına duyduğu inancı aktaran Kılavuz, şunları dile getirdi:

“Bu ülkede de Aleviliğin tek başına bir inanç olmasını, cemevlerinin Alevilerin ibadethanesi olmasını, yasal statüsünün kabul edilmesini bekliyoruz. Bu durumun uzak olduğunu da düşünmüyorum. Avrupa’da bir kazanım sağlandı. Bu mücadeleyi devam ettirmek, bu tür kazanımların geriye gitmemesi için direngen durmak ve değerlerimize sahip çıkmak gerekir. Oradaki kurum ve kuruluşlarımıza, cemevlerimize, inanç önderlerine, tüm Alevi toplumuna büyük görevler düşüyor. Dik durmalıdırlar, asla eğilmemeleri gerekir. Tekrar bu mücadeleyi verip, kazanım elde eden herkesi selamlıyorum ve kutluyorum.”

PİRHA/MERSİN