Alevi Haber Ajansi

Pir Kete: Tekçi zihniyetin temsilcileri cemevine mihman sayılmaz

PİRHA- Dersim’de Aşure lokması vermek için Valilik ve müftülükle ortak program yapan cemevi yönetimine Şıh Çoban Ocağı pirlerinden Zeynel Kete tepki gösterdi. Kete, “Sorun Aşureyi ve Kerbela’yı nasıl andıkları değildir. Alevilerin hakikat hattına karşı, içimizdeki Hınzır paşalar eliyle Alevilik ahlaki ve politik özünden uzaklaştırılıyor. Alevilik egemenlerin elinde bir araca dönüşmüştür. Dersim’deki Reya Heq Alevi toplumunun duyguları istismar edilmiştir” dedi. 

Tunceli Valiliği, müftülüğü ve cemevinin ortaklaşa düzenlediği “Aşure, Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerini anma” programına tepki gösteren Şıh Çoban Ocağı pirlerinden Zeynel Kete  Pir Haber Ajansı’na konuştu.

Dersim’de yaşananın karşıt Alevilik olduğunu belirten Kete, “Aleviler binlerce yıldır Yass-ı Muharrem orucunu tutarlar. Özellikle Mezopotamya ve Ortadoğu’da krizden ve kaostan kurtuluştan sonra Ana Mêzin ( Büyük Ana Doğa)’ya bir minnet borcu olarak şükran aşını pişirirler. Kerbela ile beraber Hz. Hüseyin ve kendine inananlar katledildiler. İmam Zeynel Abidin’in hayatta kalmasından dolayı, bir şükranda bulunmak için 12 gün oruçtan sonra, Aşure pişirilir ve pay edilir” diyen Kete şöyle devam etti:

“Alevi inancında yas; tarihle bütünleşme, yüzleşme, unutmama, yaşanan anın tarih olduğu bilincine varma, geçmişe dönmek, hissetme, hafızayı tazeleme, nefis iktidarını yenme, ruhsal ve bedensel ikrarlaşmayı tamamlama, zalimin zulmünü ve zalimi bilince çıkarma, içe bakış yöntemi ile ” kimlik” yenileme, tarih bilincini geliştirme manalarına gelir. Bu yönüyle bakılırsa “yas” bir kimlik edinmedir. Hz. Hüseyin’in duruşu bir hakikat ve özgürlük arayışıdır. Her hakikat arayışı bir duruştur. İlk tavır çok önemlidir. “Yanlış hayat doğru yaşanmaz” sözü Hz Hüseyin’in şahsında bir daha görünür kılınmıştır. Yezit tarafından dayatılan ikrarsız ve rızasız yaşamı reddetmiştir. Hz. Hüseyin zihin olarak İslamiyetteki hakikat paydasını görünür kılmaya çalışmıştır. Bundan dolayı Emevi İslam anlayışının temsilcileri ile bir kopuş yaşamıştır. Her hakikat yürüyüşü Nehak zihniyetten kopuşu gerektirir. Hz. Hüseyin bu kopuşun sonunda serden geçerek pir olmuştur.”

“AŞURE VE KERBELA KAVRAMLARININ İÇİ BOŞALTILMIŞTIR”

Dersim’de valiliğin, müftülüğün ve cemevi yetkililerinin ortaklaşa düzenledikleri  aşure programının, Hz. Hüseyin’i ve Kerbela şehitlerini anma ve lokma erkanından ziyade bir merasim olarak tanımlanması gerektiğini ifade eden Kete, şunları kaydetti:

“Aşure ve Kerbela kavramlarının içi boşaltılmıştır. Alevi kavramlarına Marifet gözüyle bakmak lazım. Gelinen aşamada yaşananlar sadece Dersim ile sınırlı değildir. Alevilik ikrarsızların elinde bir araç haline gelmiştir. Alevileri bekleyen tehlike büyüktür.” Karşıt Alevilik” kurumsallaştırılıyor. Nasıl ki ” Yezit” şahsında somutlaşan Emevi İslam anlayışı; İslamiyet’i demokratik, ahlaki politik özünden kopardıysa, İslamiyeti,, sömürünün, iki yüzlülüğün, yalanın, hilenin üstünü örten bir araç haline getirdiyse, arsız, pirsiz nursuzların eliyle Rêya Heq Alevi inancı özünden koparılarak, iktidarın hizmetine sunularak Hızır aklından uzaklaştırılıp ” karşıt Alevilik” inşa edildiği bilinmelidir.  Alevilik devletle bir çatışma ve uzlaşma değil, devlet zihniyetinden uzak, deryada ısrar etmektir. Alevi inancında otoriteye rıza gösterilmez. Mesele otoriteyi tanıma ve karşı olma değil; nehaka rağmen yola talip olup, rızalığı esas alma vardır.”

“ALEVİLİK AHLAKİ VE POLİTİK YÖNÜNDEN UZAKLAŞTIRILIYOR”

Kete, sorun Aşureyi ve Kerbela’yı nasıl andıkları değildir. Alevilerin hakikat hattına karşı, içimizdeki Hınzır paşalar eliyle Alevilik ahlaki ve politik özünden uzaklaştırılıyor. Alevilik egemenlerin elinde bir araca dönüşmüştür. Dersim’deki Reya Heq Alevi toplumunun duyguları istismar edilmiştir. Cemevleri araç haline getirilerek, binlerce yıllık iktidara bulaşmayan Alevi hakikati minaresiz cami haline gelen cemevlerine sıkıştırılıyor. Nasıl ki Yezit ile beraber İslam’ın demokratik yönü Kerbela’da toprağa gömüldüyse, üzerine tuz ekildi ise, günümüzde ise Reya Heq Alevi inancının Serçeşmesi olan Dersim’de, hêrda devreşte, mekanê Duzgun’da ” “küfe Ruhunu” temsil edenlerle Alevi hakikati toprağa gömülmeye çalışılıyor” ifadelerini kullandı.

“AŞURE KAZANI BİRİ BİN YAPAR”

“Cemevlerinin ve dernekleşmenin araç haline gelmesiyle inancımızın ne hale getirildiği görülmektedir “diyen Kete şunları kaydetti:

“Dersim’de yaşanan aslında Alevi inancının, toplumsallığının çarmıha gerilmesidir. Son dönemlerde Alevi coğrafyasında HES’lerin yapılması, maden ocaklarının açılması boşuna değildir. Aşure Alevi inancında hakkın emri rızasını savunan farklılıkların birbirlerine hakimiyet kurmadan birarada yaşamanın adıdır aynı zamanda. Aşure kazanı biri bin yapar. Kazanın kendisi ‘Rıza toplumunu’ temsil eder, ruhsal ve bedensel ikrarlaşmayı sağlamayanlar bu tadı bozar. Kerbela’ yı bilince çıkarmayanlar, yolu nursuza, arsıza düşüren cemevi yöneticileri ve pir olduğunu söyleyenler ancak ikrarından dönenlerdir. Aşure’deki tamlar çeşitlilik içinde birlikteliği temsil eder. Birinin varlığı ötekinin varlığı ile anlam bulur. Mülki erkanın Dersim’de yapmaya çalıştığı ise tek tipleştirerek inancı özünden uzaklaştırmaktır.”

“ALEVİ İNANCINI DEVLET AKLI İLE BÜTÜNLEŞTİRİP ÖZÜNDEN KOPARIYORLAR”

Bütün Aleviler bilmeliler ki, mevcut dernekleşme ve cemevi anlayışı Alevi hakikatini görünür kılmıyor. Muhammed Mustafa’yı peygamberlik sıfatı ile ceme almayan bir gelenekten geliyoruz. Haneye alınmaması sadece fakirliği dile getirmesi ile ilgili değildir. Xızır aklı ile bütünleşmesidir. Dersim ve bir çok yerde erkan yürüten, posta oturanların “ikrarsızları” ceme almaları bir üst aklın sonucudur. Bir projedir. Alevi inancını devlet aklı ile bütünleştirip, tektipleştirerek özünden koparmaya çalışıyorlar. Son dönemlerde Alevi – Bektaşi havzalarına yönelmesinin nedeni de budur”” diyen Kete şöyle devam etti:

“TEKÇİ ZİHNİYET BİZİM İÇİN MİHMAN SAYILMAZ”

“Daha önceleri Erzincan’da, Adıyaman’da, Ankara’da ve bir çok yerde cem erkanı sırasında, erkana ara verilerek mülki erkan ceme alınmış, posta oturtulmuştur. Erkana uymayan bu davranış ” mihman” kavramıyla savunulmuştur. Alevilikte ” Mihman” haneye nur taşıyandır. Nur taşımayana ” bexer (Hayırsız) denilmektedir. Yolu arsıza düşüren, ikrarsız olan, hakkın rızasını bilmeyen, Nehak zihniyete biat eden, bütün tekçi zihniyetlerin temsilcileri bizim için mihman sayılmaz. Nursuz olan doğal olarak düşkündür.”

“ALEVİ TOPLUMSALLIĞI DAĞITILMAYA ÇALIŞILIYOR”

Zeynel Kete, “Nahak zihniyeti ve Hınzır paşalar ile Alevi toplumsallığının dağıtılmaya çalışıldığına vurgu yapan Kete, “Alevi aklı ile bakıldığında ilk varoluş nedeni topraktır. Toprak inancımızda mülk değildir, hêrda devreştir. Bizler toprakla yâr olmuşuz. Turab olma bir makamdır. Alevilikte kutsal olan aynı zamanda toplumsaldır. Başta cem erkanlarımız olmak üzere bütün kutsallarımız tarihsel ve kültürel değerleri ile birlikte çarmıha geriliyor. Yaşanan sorunu kişilere indirgemek, müftülüğü mesul tutmak, karşıtlık oluşturarak dillendirmek istenen şeydir” diye belirtti.

“ALEVİLER HER TÜRLÜ NEFİS İKTİDARINDAN ARINMALI”

Kete son olarak şunları ifade etti:

“Bizim inancımızda mazlum çaresiz, zaman sahipsiz değildir. Zor aklı bu çarkın içinde bütün yol hakikatlerinin doğumunu gerçekleştirecektir. Hak için söz söyleyeceğiz. Alevilerin bu kutsal ayda, Hüseyni nuru, gayreti, kemaletin, ikrarlı duruşu için kutsallarına karşı özünü dara alıp, çerağ uyandırarak, darı didar olmaları lazım. Aleviler her türlü nefis iktidarından aklen, ruhen ve bedenen arınması lazım. Buna kendini bilmek denir. Zihni pak, aklı pak, nuru pak, yola ikrar veren, darı didar olan Alevi pirleri ve dernek yöneticileri yolun devamını sağlar. Kendini bilen yolu pirsize, nursuza, arsıza, hırsıza düşürmez.”

PİRHA/İSTANBUL
.

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak