PİRHA-Hızır’ın zorda ve darda kalanın yardımcısı olduğunu belirten Ağuçan Ocağı pirlerinden İnanç Dolu, “Sadece bu ayda değil, aslında yaşamın içerisinde herkes birbirine Hızır olmalıdır. Çünkü zor dönemlerden geçiyoruz” dedi. Dolu, Alevi inancının özünü çocuklara anlatmak gerektiğini söyledi.
Hızır ayı Alevilerde kutsal kabul edilir. Bu ayda oruçlar tutulur, cemler bağlanır, kurbanlar tığlanır. Ayrıca zorlu kış günlerinin geride kalması anlamına da gelen bu ayda lokmalar dağıtılır, ziyaretler ve türbeler ziyaret edilerek iyi dileklerde bulunulur.
Hızır Aleviler için bir kurtarıcıyı temsil eder. Hızır günlerinde pirler talipleriyle buluşur, cem erkânları kurulur. Hızır orucu tarihleri Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde değişiklikler gösterse de Ocak ayının sonlarından itibaren başlayarak Şubat ayı ortalarına kadar devam eder.
Oruçlar bazı yörelerde 7 gün tutulur. Dersim yöresinde köy ve aşiretlere göre değişkenlik göstererek 4 farklı haftaya yayılır. Bu tamamen coğrafi şartlar ve pirlerin talipleriyle buluşabilmesiyle ilgili bir durumdur. Hızır orucu gece yarısından itibaren başlar ve akşam gün batımına kadar devam eder. Hızır oruçlarıyla beraber sadece bir yıl geride kalmaz, aynı zamanda bütün canlılar açısından oldukça zorlu geçen kış şartları da yavaş yavaş sona ermeye başlar.
Ağuçan Ocağı pirlerinden İnanç Dolu, Hızır ayının Alevi inancındaki önemini ve Hızır ayında neler yapıldığını PİRHA’ya anlattı.
“HIZIR DARDA KALANIN YARDIMCISIDIR”
Hızır’ın zorda ve darda kalanın yardımcısı olduğunu söyleyen İnanç Dolu, “Hızır ayında Dersim coğrafyasında pirlerin talipleriyle cem olur. Bizim toplumumuzun ibadetinin en yoğun olduğu görgülerin görülüp cemlerin tutulduğu bir aydır. Hızır bizim inancımızda sahipsizlerin sahibi, kimsesizlerin kimsesidir. O yüzden kim bir mazluma elini uzatmışsa o mazlumun Hızırıdır. Sadece bu ayda değil aslında yaşamın içerisinde herkes birbirine Hızır olmalıdır çünkü zor dönemlerden geçiyoruz. Hızır ayının en önemli ritüellerinden birisi de kavuttur. Yıkanılan buğday sacda kavrularak el değirmeninde öğütülür daha sonra herkes kendi tepsisine kavutunu koyar. Perşembe günü kurbanlar kesilir, lokmalar pay edilir, çerağlarlar uyandırılır. Pir gelip cem olunacağında cem meydanında lokmalar pay edilir, semahlar dönülür ama kavut kimsenin olmadığı bir odaya konulur yanına da bir çerağ uyandırılır. Hızır’ın gelip kendi payını alması beklenir. Cuma sabahları da kavut evlerde pişer” diye belirtti.
“ÇOCUKLARIMIZA İNANCIMIZIN GÜZELLİLERİNİ ANLATMALIYIZ”
Alevi toplumunun cemevi inşaatlarından artık vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan İnanç Dolu, şöyle devam etti:
“Sadece cemevleri yaparak Alevi olunmaz. İnsan yaşamın içerisinde sosyal adaletiyle, paylaşımıyla, zor durumda olana yetişmekle Alevi olunur. Aleviler inancımıza sahip çıkmalı ve çocuklarımıza bu inancın güzelliklerini anlatmalıdır. Dünden bugüne sözlü gelenekle devam eden Alevi inancının özünü çocuklarımıza anlatırsak bundan sonra da inancımız devam eder. Gençlerimizi inancımızdan haberdar edersek Hızır da darda kalana, zorda olana kavuşacaktır.”
Cihan BERK/ELAZIĞ
Yoruma kapalı.