Alevi Haber Ajansi

Reklam

Pir Doğan: Hızır inancı Alevilikte sosyal kurumdur, darda olana sigortadır; erdemliliktir-VİDEO

PİRHA- Hızır inancının Alevilikte sosyal bir kurumsallaşma hali alarak darda, zorda olana toplumsal bir sigorta olduğunu ifade eden Cemal Abdal Ocağı pirlerinden İsmail Doğan, “İnsanın insana sigortalanmasında Alevilikte iki kurum vardır. Biri musahiplik kurumudur, biri de Hızır. Bunlar sosyal sigortalarımızdır. Hızır inancını Aleviler Kızılbaşlar kurumsallaştırmışlar. Sosyal bir kurum haline getirmişler. Darda zorda olana sigortadır” dedi. 

Alevi inancında önemli bir yeri olan Hızır ayı başladı. Hızır ayı Alevilerde kutsal kabul edilir. Bu ayda oruçlar tutulur, cemler bağlanır, kurbanlar tığlanır. Ayrıca zorlu kış günlerinin geride kalması anlamına da gelen bu ayda lokmalar dağıtılır, ziyaretler ve türbeler ziyaret edilerek iyi dileklerde bulunulur. Hızır Aleviler için bir kurtarıcıyı temsil eder.

Reklam

Hızır günlerinde pirler talipleriyle buluşur, cem erkanları kurulur. Hızır orucu tarihleri çeşitli bölgelerde değişiklikler gösterse de Ocak ayının sonlarından itibaren başlayarak Şubat ayı ortalarına hatta Mart ayına kadar devam eder.

Cemal Abdal Ocağı pirlerinden İsmail Doğan, Hızır aylarının Alevi inancındaki tarihsel-toplumsal yerini, ibadet aylarındaki geleneksel ritüelleri, farklı inançlardaki mitolojik anlatımları PİRHA‘ya değerlendirdi.

“IRKLARIN VE RENKLERİN HARMANI OLAN HAKİKATTEN GELİYORUZ”

Alevi inancının ırkların ve renklerin  harmanı olan bir hakikatten geldiğini belirten Doğan, “Bu yolda bu erkana kavuşmamızın en büyük amacı insanlık yaratılış mitolojisinde insanın insanla, insanın doğayla sevgiyle, muhabbetle ihtiyaçlı ve muhtaçlıdır. Bu ihtiyaçlık ve muhtaçlık doğanın her türlü sırrını çözmek için kendi ihtiyaçları için yola çıkmış, doğayı tanımış, doğayı incelemiş ve her cisme, her varlığa isim koymuştur. Hatta bütün tanrıların güzelliklerini, simgelerini, imgelerini de vasıflaştıran, isimlendiren insandır. Öyleyse insan, değerli bir varlıktır. Aklıyla, mantığıyla doğanın sırlarını çözerken her türlü çıkmazda bir çıkış bulmuştur. Bir karanlıktan aydınlığa ilk insandan günümüze kadar değişegelen bir insanlık alemi vardır. Işık taifesi ilk insandan günümüze kadar sosyalleşen, o sosyalleşirken de ahlaki, insani, irfanı, örf, adet, geleneklerini kaydetmişler. Hatadan, kusurdan arınan tayfa diyorlardı. Biz hatadan, kusurdan arınan tayfayız. Birbirini kırmamak, doğaya zarar vermemek. İyilik ve güzellik üzerine dayanışmak, sosyalleşmek. Biz o tayfadan geliyoruz. Onun için bugünkü isimleriyle Alevi, Kızılbaş, Bektaşi, Batinilik, insanlığın evrenselliğinde ilk sosyalleşen insanların belli konularda daha iyi yaşamak için, dayanışma içinde olmak için, ırkların, renklerin, dinlerin, dillerin harmanı olan bir hakikatten geliyoruz” dedi.

“ALEVİLİK SOSYAL BİR İNANÇTIR, PAYLAŞIMDIR”

Alevi inancının her dilde kendini var ettiğini ve sosyal bir inanç olduğunu ifade eden Doğan, “Ocaklar, insanlığın tarihsel, toplumsal okullarıdır ve o ocakların eğitim sistemi aynıdır. Deyişi, duası, fikri, düşüncesi her dilde vardır. Ama her dilde iyilik, güzellik, emek ağırlıklı. Sadece kendi dilinde anlatırken onu o değerde kullanıyor. Yani bir ortaklık, bir sosyal inanç şeklidir, paylaşımıdır. Onun için bizim ibadetlerimizde, mesela Hızır ayında Elazığ Karakoçan’da, Mazgirt bölgesinde, Erzincan, Bingöl iç içe geçmiş Sivas’ta hep gelenler, gidenler oluyordu, konuşuluyordu, muhabbet ediyordu. Biz de dinliyorduk. Hızır Ayı, Alevilik ve Kızılbaşlık, Bektaşilik içinde de vardır. Hızır demek; insanın insanla, insanın doğayla barışık yaşaması, yardımlaşması, sosyalleşmesidir. Mesela köylülerde en ufacık bir şey olduğu zaman ‘Hızır yardımcın olsun, Hak yardımcın olsun’ denirdi” diye konuştu.

“HIZIR İNANCI SOSYAL BİR KURUMDUR, SİGORTADIR”

Doğan, Alevi inancında Hızır’ın sosyal bir kurum halini alarak ibadete dönüştüğünün altını çizerek şöyle devam etti:

“Kimdir Hızır? Hızır insandır. O Hak’tır, Ali’dir, Muhammed’dir, peygamberdir, uludur, velidir ama insan sıfatında gelir. İnsana yardım edendir Hızır. Hızır sıfatındaki o insan Hızır simgesiyle, imgesiyle, inancıyla, aşkıyla, enerjisiyle Hızır’dır. Darda, zarda olana yardım etmek ve insan sıfatında olup da karşılıksız çıkarsız, gösterişsiz, yapılan hizmet o erdem, eylem türüne Hızır’ın eylemi diyorlardı. Sen yeter ki çağır ama inanacaksın. Hızır Kürtçe’de hızlı olan anlamınadır. Çabuk gelen, acil yetişen, hemen olan ama insanın arzu ve isteğiyle dile getirdiği o çağrışımla, enerjiyle, onu bulmayı ve kabullenmeyi anlamlandırmışız. Alevi Kızılbaş inancında hem yöresel bölgeselde hem doğuda hem batıda bir ibadet şekline dönüştürülmüş. Yani kurumlaşmış. Ahlaki olarak, değerler olarak, ibadet, inanç olarak kurumsallaşmış, sosyalleşmiş yani. Hızır ayında da Alevilerin, Kızılbaşlıların ibadetleri, en yoğun olduğu dönemdir. Ve mevsim olarak da ‘Sersal’ dedikleri sonra yani yılbaşından sonra ikinci ayı olan şubat ayına denk geliyor. O ayda da insanların çalışma hayatları olarak genellikle herkesin kendi hanesinde bulunarak aşını, işini derleyip topladığı, dışarıda olmadığı, herkesin bir arada bulunduğu aileler vardır. Hızır inancını Aleviler Kızılbaşlar kurumsallaştırmışlar. Sosyal bir kurum haline getirmişler. Nedir o sosyal kurum? Darda, zarda olana sigortadır. Darda, zarda olana doktordur.

“ERDEMLİ EYLEMDİR”

“Bu inancımıza o kadar güzel yerleşmiş ki. Bunu sosyalleştirmişler, kurumsallaştırmışlar, kitaplaştırmışlar. Ne yapıyorlar? Ocaklara bağlı rehber, pir, mürşit ilişkisinde talipler vardır. Talipler öğrencidirler. Öğretmenleri rehberdir. Öğretmenleri pirdir, mürşittir. Bu ocaklar sisteminde kurumsallaşmıştır. Kurumsallığın da anlamı şudur: İçtihat olarak erdemli eylemdir. İnsanın insanla buluşması, insanın insanla tartışması, insanın insanla yüzleşmesi ve yüzleşirken de hatasını, kusurunu birbirine rahatlıkla anlatması. Sohbet dediğimiz bir yerde yan yana karşı karşıya geliyorsun, sorguluyorsun. Çünkü dürüst insan, cesaretli insan, iyi insan hatasını kabul eden insandır. Hatasını kabul etmeyen insan iyi insan değildir. Onun için onlar yüz kızartıcı suç hariç ne varsa orada yüz yüze konuşurlar. Ama yüz kızartıcı suç ise bunu ailede gizlice sadece hanenin içerisinde konuşurlar. Yani her türlü
insanın bilmesi gerekmez, yüz kızartıcı kişiyi deşifre etmezler. Toplum karşısında mahcup etmezler. Kamil insan pir, rehber, mürşit kendi hanesinde onu yargılar. Onun için Hızır bizim inancımızda belli bir mekana, belli bir mütevaya bürünmüştür.”

“PİRLER, GÖRGÜLERİNİ GÖREREK TALİPLERİNE GİDER”

Cemal Abdal Ocağı pirlerinden İsmail Doğan, Alevilikte insanın insana sigortalanmasında iki ana kurumdan birinin musahiplik diğerinin ise Hızır inancı olduğuna işaret etti. Hızır aylarında pirlerin mürşit ocaklarındaki pirlerini çağırarak sorgu gördükten sonra taliplerine gittiğini ve Mart ayına kadar bu hizmetin sürdüğünü kaydeden Doğan şunları söyledi:

“Bugünün diliyle anlatırsak insanın insana sigortalanmasında Alevilikte iki kurum vardır. Biri musahiplik kurumudur, biri de Hızır. Bunlar sosyal sigortalarımızdır. Toplumda, insani irfani dayanışma, paylaşma ve yardımlaşma. Seyit olanlar, pir olanlar kendi hanelerinde, kendi evlerinde Hızırlarını kutluyorlar, oruçlarını üç gün tutuyorlar, kurbanını kesip kendi pirlerini çağırıp kendi cemini görgüsünü yapıyorlardı. Bu öncelik neden? Kendi hanesinde görgüsünü yapmayan, piriyle, mürşidiyle görüşmeye gidip cem yapamaz. İşte bunlar kendi hanelerinde, kendi köylerinde, mekanlarında, rehberiyle, piriyle mürşidi görüp Hızır orucunu tuttuktan sonra kurbanlarını keserlerdi. Pirinden destur alıp yani pir talibe çıkarlardı. Hızır ayı, aynı zamanda kurumsal olarak Aleviliğin ibadetlerinin en çok yapıldığı zamanlardır. Şubatın ilk haftasından başlayıp Mart’ın sonuna kadar Hızır devam ederdi. Hızır ayı
pir talip ilişkisinde çok yoğun geçen bir görgü ayıdır. Taliplerin piriyle yüzleşmesiyle, dara durmasıyla maddi ve manevi kusurlar giderilir. Görgü demek
talibin duruşması demektir. Ve bu inanç birleştiricidir, bütünleştiricidir.”

“RESMİ DEVLET, İKTİDAR DİNLERİNE KATILMADIK”

Alevi inancının resmi devlet dinlerine katılmadığının altını çizen Doğan, aksine Aleviliğin sosyal, sivil, halk kurumsallığı olduğu belirlemesinde bulunarak, “Bu inançta, bu felsefede bazı kurumsal yapılar bir sigortadır, eğitim yoludur. Alevi ocakları bir eğitim silsilesidir. Resmi devlet dinlerine katılmadık, resmi iktidar dinlerine katılmadık. Alevilik sosyal sivil halk kurumsallığıdır. Bugünkü insanlar vakıf kuruyor, dernek kuruyor, şube kuruyor. Alevilik binlerce yıl önce bunu kurmuş. Ocaklar insani irfani eğitimdir, bilimseldir, ikrarsaldır, ilkelidir. Aynı zamanda da ahlaki değerlere yüzde yüz bağlıdır.  Bu güzellik farklı inançların, renklerin harmanı olan Anadolu’da büyük bir vücut bulmuştur. Ve bugün de bu düşünceler geçerlidir. Çünkü bilime inanıyoruz, ışığa inanıyoruz. Enerjiye inanıyoruz. Dara, zora girdik mi Hızır’ı da çağırıyoruz. Neden? Çünkü iyiden iyiye giden bir enerji vardır. O iyiden iyiye giden enerji de babalarımız, dedelerimiz bize ispatlamıştır” ifadelerini kullandı.

“ALEVİLİK, BİR ÖRGÜTLENME BİÇİMİ, İLKELİ BİRLİKTELİKTİR”

Pir İsmail Doğan, mazlumların zalimlere karşı örgütlenme biçimi olan Aleviliğin ilkeli birliktelik olduğunu dile getirerek, “Aleviliğin ortak dili haktır, hukuktur, adalettir, sevgidir, muhabbettir. Hangi dilde ibadet edersen et o kutsaldır. Hangi dilde çağırırsam o dilin esas hakikatidir. Onun için Alevilik sorumluluktur. Sevgiye ve hayata dayanır, ilgiye, bilgiye dayanır, içtenliğe dayanır. Erdemli eylemliler hareketidir. Alevilik, mazlum insanların zalimlere karşı bir örgütlenme biçimidir. Bütün halkların zalimlere karşı ilkeli birlikteliğidir. Bu ilkeli birliktelikte daima herkes birbirinin diline, dinine, inancına sevgi, saygı gösterir. En büyük destur da budur. Pir, rehber, mürşit kılığında gelen bilge insanlar sevgiyle, muhabbetle çobanı da eğitmişler, çiftçiyi de eğitmişler, hayvancılık yapanı da eğitmişler, kendi tarlasında çalışanı da eğitmişler. Neden? Çünkü bu bir erdemliler eylemidir. Zalime karşı mazlumları koruyan sosyal bir sıfat vardır her zaman” şeklinde konuştu.

Ersin ÖZGÜL/İZMİR

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak