PİRHA- İstanbul’da bulunan Garip Dede Dergahı Başkanı Pir Celal Fırat, sosyal medya hesabından paylaştığı yazısında vaaz ve muhabbet arasındaki farka dikkat çekti. Fırat, “Aleviler dini anlatımlar yerine (vaaz) muhabbet ederler. Peki, nedir Muhabbet? Akıl, mantık, bilim ve sevgidir. Gaflet uykusu, bilgisizlik değildir. Tutuculuk, hurafe, mucize, nazar, muska hiç değil” dedi.
İstanbul’da bulunan Garip Dede Dergahı Başkanı, İmam Rıza Ocağı Piri Celal Fırat, Alevi dedesi yüksek minberden sohbet etmez, hiçbir zaman beş adım önde olmaz halkla eşittir” dedi.
Yaşamın her alanında inancıyla var olmuş, yetiştirme şekli, eğitimi, kültürel seçimi sosyal yaşamı ile aydın olan Aleviler dini anlatımlar yerine (vaaz) muhabbet ederler” diyen Pir Fırat şunları belirtti:
“Vaaz kişiyi ikna etme, kalbini yumuşatma, yönlendirme, sisteme uyum için telaki kabul eden Aleviler, bir kişinin fikrini sorgusuz kabul etmezler, Cem şekli ve yürütülme erkânı da bu fikri doğrular. Herkes eşittir, muhabbet erkânında kimsenin oturma düzeni kimseden farklı değildir. Alevi dedesi yüksek minberden sohbet etmez, hiçbir zaman beş adım önde olmaz halkla eşittir.”
“ALEVİLİKTE DOĞANIN DENGELERİ TÜM CANLILARLA İLGİLİDİR”
“Alevilikte doğanın tüm dengeleri sadece İnsanla değil, tüm canlılarla ilişkilidir” diyen Fırat, şunları ekledi:
“Peki, nedir Muhabbet? Akıl, mantık, bilim ve sevgidir. Gaflet uykusu, bilgisizlik değildir. Sevgiyle yoğrulan düşünce ve eylemdir. Tutuculuk, hurafe, mucize, nazar, muska hiç değil. Bu nedenle bizler Cemlerde muhabbet erkânı sürdürmeye devam edeceğiz.”
“BİR ALEVİNİN YARADILIŞ DÜZENİ AKLA, MANTIĞA DAYALIDIR”
“Bir Alevinin yaradılış düzeni hakkındaki tüm deneyimleri akla ve mantığa dayalıdır. Bu nedenle ne kadar asimilasyon yapılırsa yapılsın akılcılıkla baskıları bertaraf etmeyi başarmaktadır” diyen Pir Celal Fırat, şöyle devam etti:
“Doğumdan itibaren, din sistemi içinde formüle edilmeyen kişi, vicdanı ve aklı ile seçim yapar. Dünyayı algılamayı ve inanç sistemini öznel deneyimleriyle geliştirir, bağımsız ve özgür birey olmayı başarır. Bu başarı onun basit sağduyu genellemelerin ötesine taşıyarak inancı karmaşık hale getirmekten çok net ve gerçekçi kılar. İmandan çok tanrı aşkını sevgi ve muhabbete dönüşerek tanrıyla bir olma eğilimine girer. Yaşamı sorgular, aklına kendisi hükmeder, uydurulan kanıtlar ve fikirlerle bağnazlaşmaz.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.