PİRHA- Üryan Hızır Ocağı pirlerinden Ali Büyükşahin, yaklaşmakta olan Muharrem orucu ile ilgili PİRHA’ya yaptığı açıklamada, “Muharrem ayı ve Muharrem orucu Alevi inanç ve toplulukları açısından çok önemlidir, Aleviler oruç tutarlarken aynı zamanda Kerbela yasını da tutmuş olurlar” dedi.
Aleviler için önemli günlerden olan ve direnişin, baş eğmemenin sembolü olan Hz. Hüseyin şahsında Kerbela’da Hakk’a yürüyenler için tutulan Muharrem orucu (yas orucu) 20 Ağustos’ta başlıyor.
Üryan Hızır Ocağı pirlerinden Ali Büyükşahin Muharrem orucuna dair PİRHA’nın sorunları yanıtladı.
“MUHARREM ORUCU AYNI ZAMANDA KURTULUŞA KARŞILIK TUTULAN BİR ORUÇTUR”
Aleviler açısından gerek Muharrem ayının, gerekse de Muharrem orucunun önemi nedir bize açıklar mısınız?
Pir Ali Büyükşahin: Muharrem ayı ve Muharrem orucu Alevi inanç ve toplulukları için çok önemlidir. Muharrem ayı önemli bir aydır çünkü Muharrem ayında hem oruç tutarız hem de Kerbela yasını tutarız. O bakımdan Aleviler açısından çok önemsenir. Her toplumun kendisine özgü inançları ve ibadetleri vardır. Allah diyor ki orucun mükafatını ben veririm. Çünkü Allah için oruç tutulur. Orucun da tabi ki çeşitleri olduğu gibi aynı zamanda her inancın, her dinin, kendine özgü kuralları vardır. Tabii ki Muharrem ayında oruç tutarken Hz. Hüseyni’nin ve Kerbela şehitlerinin anısını yaşatmak ve bunlara saygı duymak için eğlence yerlerine gitmemek, içki içmemek kurban kesmemek, kan akıtmamak düğün ve nişan yapmamak gerekir. Bu konularda sakınılmalıdır.
Muharrem orucu aynı zamanda kurtuluşa karşılık tutulan bir oruçtur. Örneğin derler ki Hz. Adem, Hz. Hava ile buluştuğu zaman, Hz. Nuh’un tufandan kurtulduğu, Hz. İbrahim’in hapisten kurtulduğu Hz. Yunus’un balığın karnından çıktığı gün, Hz. Musa Firavunun askerlerinden kurtulduğu, Hazreti İsa’nın göğe yükseldiği, Hz. Muhammed’in ise de Mekke’den Medine’ye göç ettiği için oruç tutukları bu konuda geçmişteki kaynaklardan anlaşılmaktadır. Hz. Muhammed Mekke’den Medine’ye zoraki bir göç yaptı. Çünkü Mekke’de rahat bırakılmadı, bu niyetle oruç tutmuştur. Tabi bir takım kaynaklar bu konuda fikir veriyor. Her şeye rağmen Alevilik orucu oluşturulurken Muharrem orucu da farz olarak kabul edilmiştir. Alevi inancına ait topluluklar yüz yıllardan bu yana orucunu tutmaktadır.
Elbette ki orucun çok çeşitleri vardır, daha doğrusu çok süreçleri vardır. Bir bedensel, bir de nefsi oruç vardır. Nefsi oruç kötülüklerden arınmak, eline, diline, beline sahip olmak, kötülükler varsa tamamen onlardan uzak olmaktır. Bedensel olarak tutulan oruç ise insanların aç kalmasıdır. Önemli olan aç kalmak değildir, önemli olan nefse hakim olmak, herkese hoşgörüyle yaklaşmak sevgi ve saygı konusunda herhangi bir kusur işlememektir. Hatta Hz. Ali efendimiz derki “kalbinin orucu dilin orucundan, dilin orucu da midenin orucundan daha hayırlıdır.” Yani önemli olan kalbin orucudur. İnsan kalben temiz olmalı insan kalben Allah’a yönelmeli. Oruç tutarken ebetteki aç olan insanların da nasıl ve neler çektiğini hisseder, bilir, onun farkına varır. O bakımdan aç kaldığı zaman, herhangi birinin açlık çektiğini hatırlar, neler çektiğini göz önüne getirir ve ona göre kendine bir düzen verir. Muharrem orucunun muhteviyatı budur.
“HZ. HÜSEYİN BİR ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇISIDIR”
Tabii ki yüz yıllardan bu yana da geleneksel olarak devam eden bu oruç Alevi ibadetler içeresinde önemli bir yer tutmuştur. Ayrıca Aleviler Muharrem ayında bir araya gelirler, sohbet ederler, Hz. Hüseyin’i anarlar ve birbirlerine hoşgörüyle yaklaşırlar, daha çok bu konuda hassasiyet gösterirler, Hz. Hüseyin’i Kerbela şehitlerini yad ederler. Hz. Hüseyin bizim için çok önemlidir. Kerbela şehitleri de ebetteki önemlidir. Çünkü Hz. Hüseyin Hz. Muhammed’in torunudur. Torunu olmakla birlikte, Hz. Hüseyin bir özgürlük savaşçısıdır. Hz. Hüseyin zulme karşı direnmiş, karanlığa karşı savaşmış, halktan yana tavır almış, haksızlığa karşı direnerek başını vermiştir. Onun için, Hz. Hüseyin özgürlük savaşçıları içerisinde çok önemlidir. Hatta! Gandi bile, Hazreti Hüseyin’i bu konuda kendisine örnek almıştır. Pakistanlı şair Muhammet İkbal Hz. Hüseyin’e bu konuda çok büyük saygı duymuştur. Ve dünyanın birçok yerlerinde bir takım komutanlar, bir takım özgürlük savaşçıları, bir takım yöneticiler Hz. Hüseyin’i bu konuda kendilerine örnek almıştır.
“HZ. HÜSEYİN’İ KENDİMİZDE YAŞATMALIYIZ”
Yaklaşmakta olan Muharrem ayı dolayısıyla yıllardır Alevi Hakk yolunda hizmet etmiş bir Pir olarak Alevilere yönelik neler söylemek, ne gibi bir mesaj vermek istersiniz?
Ebetteki oruç Allah içindir, Allah için ibadet edilir. Oruç tutmak güzel bir şeydir, önemli olan ibadete sadık kalmak, ibadet yaparken gönülden ve kalben Allah’a yönelmektir. Alevi toplulukları eskiden geldiği gibi bu geleneği sürdürmelidir. Oruç her şeyden önce insanlara daima istikamet veren bir olgudur. Alevi inançlı insanlarımız bu konuda hassasiyet göstersinler, oruç tutsunlar ve oruç tutarken de Hazreti Hüseyin’i ansınlar, örnek alsınlar. Çünkü Hz. Hüseyin Kerbela’da susuz bırakılmak kaydıyla Yezit tarafından katledildi. Ve bu konuda ben Yezidi lanetliyorum. Hz. Hüseyin de çok yaşasın, çünkü bu yolun önderi, bu yolun öncüsüdür.
Bu bakımdan Hz. Hüseyin’i kendimizde yaşatmalıyız. Alevi olsun, hatta Sünni kardeşlerimiz olsun bu konuda bence Muharrem ayında oruç tutmaları, Muharrem ayında yas tutmaları gerekir. Bunu söylerken de çağa uygun olarak hareket etmek, çağın yenilikleri neyse ona göre davranmakta yarar vardır. Ebetteki dünya değişiyor, toplumlar çok değişiyor, dünyanın gelişmesi ile birlikte düşüncelerimizde değişiyor, fikirlerimiz de değişiyor. Ama her şeye rağmen insanlar için ne faydalı ise ona göre hareket etmemiz lazım.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.