Alevi Haber Ajansi

‘Özümüzü dara çekelim, iktidara karşı bir arada olup mücadele etmeliyiz’-VİDEO

PİRHA-Garip Dede Dergahı’nda düzenlenen “Alevilerin Örgütlenme Manzarası – Sorunlar, İmkanlar ve Arayışlar Çalıştayı’nın ikinci gününde devam ediyor. ‘Bu örgütleri nasıl değiştirmeliyiz ki demokratikleşme olsun? diye sorarak sözlerine başlayan PSAKD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Gülüm, “Bu çalıştayın bir sonuç bildirgesi hazırlamasını öneriyorum. Ve bu sonuç bildirgesinde Alevi Bektaşi Temsilciler Meclisi” ilanının yapılmasını öneriyorum” dedi.

‘Alevilerin Örgütlenme Manzarası’ forumunun ikinci bölümü, katılımcıların konuşmalarıyla devam etti.

Günün açılış konuşması için ismi duyurulan Hacı Bektaş Veli Postnişini Veliyeddin Hürrem Ulusoy’un özel sebepler nedeniyle foruma katılamadığı belirtildi. Ulusoy’un çalıştay için gönderdiği yazılı mesaj Sinan Ulusoy tarafından salonda okundu.

“DAHA DERİNLİKLİ BİR TARTIŞMANIN OLMASI GEREKİYOR”

‘Bu örgütleri nasıl değiştirmeliyiz ki demokratikleşme olsun? diye sorarak sözlerine başlayan PSAKD Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Gülüm, “Buraya dahil derinlikli bir tartışmanın olması gerektiğini düşünüyorum. Alevilik’te başkanlık yokken bu kadar başkan neden? Herkesin ‘iktidar’ olduğu bir yerde asıl iktidara karşı nasıl duracağız? Bu çalıştayın bir sonuç bildirgesi hazırlamasını öneriyorum. Ve bu sonuç bildirgesinde Alevi Bektaşi Temsilciler Meclisi” ilanının yapılmasını öneriyorum.”

“ÖZÜMÜZÜ DARA ÇEKELİM”

Gazeteci Recai Aksu ise konuşmasında Devlet Bahçeli tarafından Hacıbektaş’ta yapılan külliyenin 11 Ekim’de açılacağını duyurdu. Aksu, söz konusu girişime karşı tüm Alevi kurumlarının itiraz etmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu toplum, değerlerine sahip çıkamıyor. AKP ile yan yana olmak gerekiyor. Taliban zihniyetinden farkları yok, bunu Erdoğan’ın kendisi de söylemişti. Suriye katliamı ortada. Özümüzü dara çekelim. İktidara karşı birarada olup mücadele etmeliyiz” dedi.

“ARTIK EYLEM YAPMAZSANIZ HİÇBİR ŞEY KABUL EDİLMİYOR”

PSAKD Yenimahalle Şube Başkanı Kamil Ateşoğulları konuşma yapan isimler arasındaydı. Ateşoğulları, ” Önerim şudur; bütün Alevi kurumları ellerinde bağlamalarıyla aynı gün ve saatte sokağa çıksın. En fazla saçlarımız kırılır. Kürt kadınlarına bir bakın, şimdi neredeler? Artık eylem yapmazsanız hiçbir şey kabul edilmiyor” ifadelerini kullandı.

“HER PARTİ KENDİ ALEVİSİNİ YARATIYOR”

Akademisyen Yelda Yürekli de konuşmasında “Eşitliği, bir talep durumuna düşürüyoruz. Bu durum aslında siyasetin içerisinin boşaltılmasıdır. Eğer bir talep söz konusuysa zaten zayıfsınızdır. Devlet, sizi orada istediği gibi şekillendirebiliyor. Masaya taleple oturulduğu için her parti kendi Alevisini yaratıyor! Bizim kendi siyasetimiz yok! Cemevini ‘dernek’ olarak açıp ‘ibadethane’ olarak tanınsın istiyoruz!

“DEVLET ALEVİLİĞİ KONTROL ALTINA ALMAK İSTİYOR”

Alevi örgütlenmesinin 1988 yılında başladığını belirten İbrahim Karakaya, “Devlet ise Aleviliği kontrol altına almak istiyor ve Cem dergisi üzerinden bunu yürütmüştü. Dolayısıyla bugün Alevi Bektaşi Temsilciler Meclisi, çok önemli ve Alevi ütopyasına çok uygun. Bu meclis içerisinde istediğimiz kadar komisyonla da burayı zenginleştirebiliriz. Özerk bir yapı geliştirebiliriz. Yani düşünsel anlamda bunu zenginleştirebiliriz. Alevi örgütlenmesini Osmanlı döneminden bu yana illegal olarak yürütüp buralara kadar getirmiş durumundayız. Artık pozitif şeyler üretmeliyiz.”

“DİYANETİN KAPATILMASINI İSTEMEK BİLE SUÇ”

Türkiye’de en çok tartışılması gereken konuların başında diyanetin geldiğini söyleyen Veli Haydar Güleç, “Bu ülke kurulurken homojen bir ulus yaratmak istiyorlardı. Yani tek bir kimliğe hapsedilmiş bir ulus istiyorlardı. Şimdi burada Seyit Rıza’yı anmazsak eksik bırakmış oluruz. Aleviler hem soykırıma hem asimilasyona tarihsel olarak maruz kalmışlardır ve bu asimilasyonun en büyük aracı Diyanet İşleri Başkanlığı olmuştur. Diyanetin kapatılmasını talep etmek dahi suçtur! Böyle bir kurumun olduğu ülkede nasıl eşitliği sağlayacağız.

Devlet, Alevileri şimdi kontrolüne almaya çalışıyor. Ancak Alevilik, onların kurduğu cemevi başkanlığına sığmıyor. Devlet, kurumlarla değil, yereldeki korunaksız cemevi ve derneklerle uğraşıyor.

Zorunlu din dersleri Alevilerin en büyük sorunlarından bir tanesi. Bu zamana kadar yapılan çalışmalar çok da etkili olmadı.

Halife kurumların çalışmasıyla daha güçlü bir eylemselliğe dönüştürülebilirdi. Mesela bir yıllık çalışma yapıp bütün Alevi çocuklarının o derse gönderilmemesine yönelik çalışılabilirdi. Ancak bu tür radikal kararlarla sonuç alabilirsiniz.

Son sözüm sanatçı arkadaşlara olsun. Sözü söyleyen, sözünün sonuçlarını hesaplamak zorundadır. ‘Sözü söyledim, ortaya attım” değil. Söyleyip köşeye çekilemezsiniz. Kendinizi de bu şekilde savunamazsınız. Söz kurarken nasıl sonuçlar doğuracağını kendilerinin de hesaplaması gerekir” diye konuştu.

PİRHA/İSTANBUL 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.