PİRHA-Yaklaşık bir buçuk aydır eşinin tutuklu olduğunu söyleyen Özlem Aksoy, “Eşim tutuklandığında hamileydim, bu süreçte yalnız olduğum için doğumdan önce ve sonra zor bir dönem geçirdim. Bu süreci yalnız başıma atlatmaya çalışıyorum. Benim gibi birçok anne bu mağduriyeti yaşıyor, bu mağduriyetlerin bir an önce sona erdirilmesi gerekiyor” dedi.
Bazı kaynaklarda Churchill, bazılarında ise, Tolstoy’a atfedilen “Bana hapishanelerini göster, senin ülkenin kültürünü tanıyayım” vecizesinin, Türkiye’deki hapishane sorunları karşısında ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor. Hapishanelerde, sağlık, beslenme ve temizlik koşullarının yetersizliğinden, görüşlerle ilgili olarak, ailelerin hapishane önünde saatlerce bekletilmesine, güvenliğin jandarma ve infaz koruma memurları tarafından sağlanmasının yarattığı çift başlılığa ve hükümlülerin topluma uyum gösterecek bireyler olarak iyileştirilememesine kadar çok çeşitli sıkıntılar bulunuyor.
Bu sorunların en başında elbette hapishanelerde ölümlerin artması geliyor. Hangi sebeple olursa olsun, hapishanedeki ölüm olayları buralarda ciddi sıkıntılar olduğunun belirtisidir. Gerçekten de, tutuklu veya hükümlü olarak hapishaneye sağlıklı bir şekilde giren kişilerin, aynı sağlıklı durumda tutukluluğun veya cezanın infazının sona ermesinden sonra serbest bırakılmaları gerekir. Çünkü, hapishanelerde ölümlerin artmasının nedeni sadece hastalıklar değildir; kasten öldürme, hastalık, açlık ve ölüm oruçları gibi nedenlerle ölenlerin sayısı oldukça yüksek. 1981-1995 yılları arasında hapishanelerde ölenlerin sayısı 128 iken, sadece 1996 yılı içinde ölenlerin sayısı 44’tü.
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevfikevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 1 Ocak 2023 itibariyle Türkiye’de; 279 kapalı, 89 açık, 10 kadın kapalı, 8 kadın açık, 9 çocuk kapalı, 4 çocuk eğitimevi olmak üzere toplam 399 ceza infaz kurumu bulunuyor. Bu kurumların toplam kapasitesi 289 bin 974 kişi. Türkiye’deki hapishanelerin toplam kapasitesi 289 bin 974 kişi ama Ocak 2023 sonu itibariyle hapishanelerde 341 bin 497 kişi bulunuyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre, bu kişilerin 298 bin 975’i hükümlü, 42 bin 522’si tutuklu. Hapishane nüfusunun 325 bin 009’ü erkeklerden, 13 bin 977’i kadınlardan, 2 bin 511’i ise çocuklardan oluşuyor. Hapishanedekilerin 118 bin 738’i açık infaz kurumu, 222 bin 759’u kapalı ceza infaz kurumunda bulunuyor. 2021 yılında hapishanelerde 272 bin kişi olduğu dikkate alındığında toplam hapishane nüfusunun 2022 sonu itibariyle 69 bin kişi arttığı görülüyor.
Türkiye’de hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri son dönemlerde giderek artıyor. Hapishanelerde yaşanan ölümler, açlık grevleri, hasta mahpusların tedavilerinin sağlanmaması, keyfi sürgünler, infaz yakmalar ve yeni tip hapishaneler yapılarak tecrit derinleştiriliyor.
23 Ağustos’ta tutuklanan Veysel Aksoy, Elazığ Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunuyor. İlk duruşması 25 Ekim’de Tunceli Adliyesi’nde görülecek.
Özlem Aksoy, eşi Veysel Aksoy’un tutuklandıktan sonra yaşadığı mağduriyeti anlattı.
“EŞİM TUTUKLANMADAN ÖNCE HAMİLEYDİM”
Yaklaşık bir buçuk aydır eşinin tutuklu olduğunu söyleyen Özlem Aksoy, “Eşim tutuklandığında hamileydim bu süreçte yalnız olduğum için doğumdan önce ve sonra zor bir dönem geçirdim. Bir buçuk aydır çocuğum dünyaya geldi, çocuğumla beraber yalnız ve mağdur bir durumdayım” dedi.
“ÇOCUKLAR ARTIK BABASIZ BÜYÜMESİN”
Arkadaşlarının desteği sayesinde bu süreci atlatmaya çalıştığını belirten Aksoy, şunları dile getirdi:
“Bir kadın olarak özellikle doğumdan sonraki süreci atlatmak çok zor, çünkü eşiniz yanınızda olmadığı için bu süreçte psikolojik olarak çok etkileniyorsunuz. Bu süreçte hem maddi hem de manevi olarak çok sıkıntı yaşıyorsunuz. Hem gündüz hem de gece bebeğe zaman harcamam gerekiyor bu durum çok yorucu bir süreç oluyor. Bu süreci yalnız başıma atlatmaya çalışıyorum. Benim gibi birçok anne bu mağduriyeti yaşıyor. Binlerce kadın ve anne cezaevleri kapılarında bekliyor bu duruma artık son verilsin. Çocuklar artık babasız büyümesin, bu mağduriyetler bir an önce sona ersin.”
Cihan BERK-Nuray ATMACA/DERSİM
Yoruma kapalı.