PİRHA- Boğaziçi Üniversitesi’nde son zamanlar hocaların ve öğrencilerin yanı sıra artık sık sık polisleri görmek de sıradan bir hal aldı. 10 öğrencinin tutuklanmasının ardından yaşadıklarını anlatan Özgür Benol, “Polis insanların bir araya toplanmasına dahi izin vermiyor” diyor. Anne Gülderen Ertaş ise, “Barış isteyenleri Ankara’da Suruç’ta öldürdüler. Özgürlük isteyenleri öldürüyorlar, bunları da tutukluyorlar” ifadelerini kullanıyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan ‘Afrin protestosu’ sonrasında 10 öğrenci Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları sonrasında tutuklanmıştı. Bu tutuklanmaları protesto eden aileler, öğretim görevlileri ve çok sayıda kişi dün İstanbul Tabip Odası’nda açıklama yapmıştı. Destek için açıklamaya gelen ve tutuklanan arkadaşlarının bırakılmasını protesto ederken gözaltına alınıp bırakılan Felsefe Bölümü öğrencisi Özgür Benol ile annesi Gülderen Ertaş ile konuştuk.
Yaşadıkları tedirginlikleri anlatan anne Ertaş, “Özgürlük istemek korkunç pahalı bir şey, hele barış istemek” dedi.
Gülderen Ertaş iki çocuk annesi. Felsefe Bölümü öğrencisi Özgür Benol ile Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilere destek açıklamasına gelmiş.
“Özgür’ü de gözaltına alıp bıraktılar. Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlardan dolayı gözaltına alınıp bırakıldı fakat çok kötü dövmüşlerdi” diye söze başlıyor.
Bunları beklediklerini söyleyen Ertaş, “Bu duruma alıştık diyeceğim ama ayıp olacak ama öyle” ifadelerini kullanıyor.
“BARIŞ İSTEMEK PAHALI”
Ertaş sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bu ülkede kendimizi çok iyi hissedemiyoruz, öyle bir şansımız yok. Bu ülkede yaşadığım için mutluyum, ülkemi seviyorum. Özgürlük istemek korkunç pahalı bir şey, hele barış istemek… Barış isteyenleri Ankara’da Suruç’ta öldürdüler. Özgürlük isteyenleri en az öldürüyorlar, bunları da tutukluyorlar. Genel olarak herkes gibi halimiz.”
“BUNLAR GEÇECEK, SONRA ŞAKŞAKLAYANLARIN YÜZÜNE BAKACAĞIM”
Medyanın Boğaziçili öğrencileri terörist gibi göstermesine de tepki gösteren anne Ertaş şöyle konuşuyor:
“Geçen gün bir şey seyrettim, Hindistan mı daha yakın Mars mı? diye soruyorlar. Mars göründüğüne göre yakın diyor bir sürü insan. Şimdi burada terörist mi değil mi diye kime ne anlatacağız. Senelerdir insanlara bir şey anlatmayarak buralara getirildi. Şimdi insanlar bir şey düşünmüyor. Senelerdir insanlara düşünmemeyi öğrettik. Ben emekli öğretmenim. Şöyle bir şey var. Ben 12 Eylül’ü de yaşadım. Evren’in önüne kapananlar Evren’in yüzüne bakmadılar sonra. Bunlarda geçecek, sonra o şakşaklayanların yüzüne bakacağım.”
“12 SAAT BEKLEDİP DARP ETTİLER”
Felsefe ikinci sınıf öğrencisi Özgür Benol, gözaltına alınan arkadaşları için yaptıkları basın açıklamasında gözaltına alındığında 12 saat arabada tutulduğunu ve ters kelepçeli darp edildiğini söyledi.
Benol, tutuklamalardan sonra Boğaziçi Üniversitesi’ndeki yaşanan ortamı ise şöyle özetledi:
“Okula bir sürü sivil polis soktular. Terörize ettiler, milleti fotoğraflarına bakarmış gibi korkutmaya çalıştılar, filli gözaltı yaptılar. Bunu da gün aşırı yapıyorlar çok boş bırakmamaya çalışıyorlar. İnsanları korkutmaya, sindirmeye yönelik hareketlerine devam ediyorlar. Okul da bundan etkilenmedi diyemeyeceğim çünkü daha önce böyle bir baskıyla karşılaşmış değil. Okula ilk defa polis girdi ama insanlar üzgün ve öfkeli çünkü yapılan çok büyük bir haksızlık. Yakın zamanda bunu üstünden atacaktır buna inanıyorum.”
“Mesela bugün Toma sokmuşlardı okula durduk yere. Sırf ‘biz buradayız’ demek için. ‘Biz de okulun bir parçasıyız’ demek için yapıyorlar bunu. Derslere giren siviller oluyor.”
POLİS İNSANLARIN BİR ARAYA TOPLANMASINA DAHİ İZİN VERMİYOR
“Geçen sene böyle bir siyasi süreç yoktu ve herkes hayatına devam ediyordu. Şimdi olan bir şey. Fakat Boğaziçi Üniversitesi’nde şöyle bir şey var. Herkes istediği şeyi söyleyebilir, istediğini düşünce özgürlüğü çerçevesinde dile getirebilir. Böyle bir iddiası var Boğaziçi Üniversitesinin. Şu an rektörün de biraz eliyle ve polisin de etkisiyle bunun önüne geçilmiş durumda. Arkadaşlarımıza mektup yazmak için açtığımız masa yüzünden bir arkadaşımız gözaltına alındı ve tutuklu. Böyle bir vaziyet var okulda. Bu da çok iyi özetliyor aslında. Polis, insanların bir araya toplanmasını, ortak bir şeyi söyleyebilme ihtimalinin dair önüne geçmeye çalışıyor. Böyle bir baskı ortamı var ama bunun çok uzun sürdürülebilecek bir şey gibi gelmiyor bana.”
ANA AKIM MEDYANIN TAVRI
Üniversitelerin çoğunda böyle bir sürecin yaşandığına dikkat çeken Benol, “Boğaziçi de sürece dahil oldu. Ana akın medya da yer alan ‘Bunlar terörist’ haberleri Boğaziçililerin tümünü zan altında bırakan bir şey oldu. Boğaziçi’ndeki herkes ‘Bize terörist diyorlar’ doğru mu? Yani herkes böyle konuşuyor. Biz böyle düşünmesek dahi böyle inanan insanlar var. İnsanlar üzerinde baya büyük bir baskı yaratıyor” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.