PİRHA -İstanbul’da bir okulda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeninin derste Alevilere yönelik sözlerine savcılığın takipsizlik kararı vermesini HDP İstanbul Milletvekili Özen Meclis gündemine taşıdı. Özen, bir soru önergesi vererek, Adalet Bakanı Gül’e “Hukuken endişe verici bir karara imza atan savcılar hakkında herhangi bir işlem yapılacak mıdır?” dedi.
Halkların Demokratik Partisi(HDP) İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Alevilere karşı nefret ve hakaret söyleminde bulunan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenine açılan davada savcının kovuşturmaya yer olmadığına karar vermesini Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e sordu.
Özen, 2018 yılında yaşananlara ilişkin önergede şu ifadelere yer verdi:
“2018 yılında İstanbul’da Arnavutköy ilçesinde bulunan Cumhuriyet Ortaokulu’nda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olarak görev yapan G.B. derste “Alevilerin Hz. Peygamber efendimizi sevmediğini” konu almış ve devamında “Alevilerin yemeği yenmez” diyerek Alevilere karşı nefret ve hakaret söyleminde bulunurken, sınıftaki Alevi öğrencileri de rencide edip küçük düşürmüştü.
Bu olayın ardından Arnavutköy Cemevi Başkanı Yüksel Yılmaz ve yönetimi, 8 Ekim 2018 tarihinde öğretmen hakkından İstanbul Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Fakat kısa bir süre önce kararını açıklayan Gaziosmanpaşa Başsavcılığı başvuru için kovuşturmaya yer olmadığını şu görüşleriyle ifade etti:
“Birinci ve ikinci husus, halkın sosyal sınıf, ırk, dini, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini diğer kesimi aleyhine kine ve düşmanlığı’ ‘alenen tahrik’ olduğu, şüpheli üzerine atılı suç bakımından aleniyet unsurunun bu bakımından gerçekleşmediği,
Üçüncü husus ise birinci ve ikinci hususta belirtilen hareketin ”bu nedenle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkmasını’ gerektirmesi gerektiği, bu nedenle şüphelinin eyleminin bu sonuca yol açmadığı,
TCK 216/2 maddesinde düzenlenen suç bakımından ise şüphelinin eyleminin gerçekleştirdiği yer bakımından aleniyet unsurunu oluşturmadığı belirtildi.”
HDP İstanbul Milletvekili Zeynel Özen karara tepki göstererek, Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesinde yer alan hükümleri hatırlattı:
“Dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret nedeniyle..” özel kastla işlenen suçlara karşı, yaptırım olarak bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir.”
“NEFRET SUÇLARININ CEZASIZ BIRAKILMASI TOPLUMSAL BARIŞA ZARAR VERİYOR”
Türk Ceza Kanunundaki (TCK) ilgili maddeler oldukça açık olmasına ve kişilere ya da gruplara karşı ayrımcılığı, nefreti ve hakareti yasakladığını belirten Özen, Alevileri rencide eden nefret söylemlerinin görmezden gelinip, hukuki yükümlülükler kapsamında ele alınmaması Alevilerde büyük üzüntüye neden olduğunu ifade etti.
Özen, bu tür nefret suçlarının cezasız bırakılmasının, toplumsal yaşamı kutuplaştırıp, ayrıştırdığının ve toplumsal barışa karşı ciddi bir darbe olduğunun altını çizdi.
Milletvekili Zeynel Özen, bu bağlamda Adalet Bakanı Gül’e şu soruları yöneltti:
- Türk Ceza Kanunu’ndaki (TCK) ayrımcılığa ve nefrete karşı ilgili maddeler oldukça açık olmasına karşın, bir sınıfta tüm öğrencilerin önünde Alevileri rencide eden söylemler ifade edilmesine rağmen nasıl bu kapsam dışında tutulmuştur?
- Burada hukuken endişe verici bir karara imza atan savcılar hakkında herhangi bir işlem yapılacak mıdır?
- Alevilere hakaret ve nefret söylemlerinin cezasız kalması, Alevilere karşı nefret suçlarını teşvik eden bir risk barındırması, ülkemizde hukukun işlevselliğine dair ciddi soru işaretlerine neden olmaz mı?
PİRHA/ ANKARA
Yoruma kapalı.