PİRHA- Oyuncu Taner Ölmez, “Dersimli ve Alevi bir aileden geldiğim için evimizde türkü her zaman okunurdu. Salonda ayrı, mutfakta ayrı radyo çalar, sabahtan akşama kadar türkü dinlenirdi. Aile toplanınca birlikte türküler söylerdik ve ben hâlâ söylüyorum” dedi.
Son dönem dizilerinde en çok izlenenler arasında olan Mucize Doktor dizisinin Ali Vefa’sı Taner Ölmez, dizide otizmli bir doktoru canlandırıyor. Ölmez, “Elim kazayla kesilse düşüp bayılıyorum. İşin gerçeği benim doktor olmam imkansızdır. Ekranda kan diye gördükleriniz bazen şurup, bazen vişne suyu oluyor” dedi.
“DERSİMLİYİM, EVİMİZDE HEP TÜRKÜ OKUNURDU”
Sözcü’den Yüksel Şengül’ün sorularını yanıtlayan Taner Ölmez, “Dersimli ve Alevi bir aileden geldiğim için evimizde türkü her zaman okunurdu. Salonda ayrı, mutfakta ayrı radyo çalar, sabahtan akşama kadar türkü dinlenirdi. Aile toplanınca birlikte türküler söylerdik ve ben hâlâ söylüyorum. Dersimliyim. Anne ve babam Almanya’daydı. Ağabeyim ve ben yıllarca top gibi sektirildik, bir oraya bir buraya. Sakın yanlış anlamayın, mutlu bir çocukluk yaşadım. Yazları babaannemin yanına Dersim’e köye giderdim. Onun bakkal dükkanında çalışırdım. Kışın okullar açılınca İstanbul’a dönerdim, Halıcıoğlu’nda anneannemle yaşardım. Benim en büyük koruyucumdu anneannem. Ben ona ‘anne’ derdim” dedi.
Röportajın devamında otizmli çocuklarla, aileleriyle tanıştığını ve evlerine konuk olduğunu ifade eden Ölmez, “Kelimeler yetersiz kalıyor, gözler, bakışlar her şeyi anlatıyor. O bakışlarda yaşadıklarını görüyorsun, hüznü görüyorsun. Aileler ‘Bizim çocuk biraz şey’ diyor, ‘Ne!’ diyorsun, ‘Büyüğü iyi de küçüğü biraz şey’ diye devam ediyor. Onun ‘şey’ dediği, otizmli bir çocuk. Yakın bir dostumuzun çocuğu otizmli ama aile bunu bir türlü kabul edemiyor. Oysa bu farklılığı fark edip kabul etmek gerekiyor.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.