PİRHA – Kış yaklaştıkça Dersim’in dağları sessizleşir, rüzgâr sertleşir, hayat köylerde daha çok evin içindedir artık. Ama Dersim’in Pertek ilçesine bağlı Ormîkix (Dere) köyünde kadınlar, bu sessizliğin içinde yaşamı yeniden kuruyor. Ellerinde kepçeler, ocakta kaynayan kazanlar, doğanın son armağanı alıç ve kuşburnularla kışa hazırlanıyorlar.
Ormîkix’te kış hazırlığı yalnızca geçim derdi değil; bir dayanışma, bir direniş biçimi. Kadınlar imeceyle toplanıyor, biri alıçları yıkıyor, diğeri kavanozların ağzını kapatıyor. Her kavanozun içinde doğanın kokusu, geçmişin emeği, geleceğe bir umut var.
“BİZİM KIŞIMIZ SADECE SOĞUK DEĞİL EMEKLE GEÇİYOR”
Senem Ak, elindeki tahta kaşıkla kaynayan alıç kazanını karıştırırken anlatıyor:
“Bu işler kolay değil. Sabah erkenden dağa çıkarız, alıç toplarız. Eve getirip yıkarız, kaynatırız, süzeriz. Sonra şekerini koyarız. Her kavanozun içinde günlerce süren bir yorgunluk, ama aynı zamanda bir mutluluk var.” Senem Ak’ın sesi yorgun ama huzurlu. Her kelimesinde doğayla kurduğu dostluğun sıcaklığı hissediliyor.
ŞİLAN KOKUSU DAYANIŞMANIN SESİ
Sakine Denk ise Şilan (kuşburnu) marmelatını anlatırken sanki bir tarif değil, bir gelenek aktarıyor:
“Şilanı toplarız, yıkarız, uçlarını keseriz. Kaynatıp süzgeçten geçiririz. Katılaşana kadar tekrar kaynatırız. Şekerini ekleyip kavanoza koyarız. Aynı şekilde domates, kabak, konserve, turşu da yapıyoruz. Kış gelince elimiz boş kalmaz.” Sakine Denk’in anlattıkları bir tarif değil aslında, köyde ayakta kalmanın, üretmenin, unutmamamın formülü. çünkü bu köylerde üretmek sadece karın doyurmak değil, kimliğini, kökünü, toprağını korumak anlamına geliyor.
“BİR ZAMANLAR ÇEŞMEDEN SU TAŞIRDIM”
Köyün en yaşlılarından Almast Demirçelik ise artık kazan başında değil ama geçmiş günlerin hikâyeleriyle o imecenin bir parçası olmaya devam ediyor:
“Eskiden odun kesip getirirdim, ahır temizlerdim, tarlaya giderdim. Ekmek yapardım, çeşmeden su taşırdım, tulumla ayran yapardım. Şimdi yaşlandım ama o günlerin kokusu hâlâ burnumda. Her şey imeceydi, herkes birbirine dayanırdı.”
Almast nine’nin sözleri, bir kuşağın sessiz tanıklığını taşıyor. Zaman değişmiş, köyler boşalmış, gençler şehirlere göçmüş ama Ormîkix’te hâlâ bir avuç kadın doğayla birlikte üretmeye devam ediyor.
BİR KAVANOZ MARMELAT BİR DİRENİŞ BİÇİMİ
Ormîkix’in (Dere köyü) kadınları, kışa hazırlık yaparken aslında başka bir şey daha yapıyorlar: Kentte unutulan dayanışmayı yeniden hatırlatıyorlar. Her karıştırılan kazanda, her kavanozda; yoksulluğa, yalnızlığa, unutulmaya karşı bir direnç var.
Köyün rüzgârı soğuk ama evlerin içi sıcacık. Çünkü o evlerde hâlâ kadın emeği, doğanın bereketi ve dayanışmanın kokusu var.
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.